Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine yaş meyve-sebze ihracatı ve karşılaşılan engeller: Turunçgil Meyveler Örneği

Mart 9, 2014

|

Kategori:

Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine  yaş meyve-sebze ihracatı ve karşılaşılan engeller: Turunçgil Meyveler Örneği

Yaş sebze ve meyvede yurtiçi üretim miktarımız fazla olsa dahi en büyük pazarlarımızdan birisi olan Avrupa Ülkeleri grubu dahil olmak üzere dünya pazarına ihracatımız çok fazla olamamaktadır. Bu durumun en önemli nedenleri arasında, dünya ticaretinde ülkeler bazında yaş sebze ve meyvelerin ticaretinde getirilen standartlar yer almaktadır.

Üç bölümden oluşan bu çalışmada; 1. Bölümde Türkiye’de Yaş Meyve – Sebze Sektörü; 2. bölümde Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve – Sebze İhracatında Karşılaştığı Engeller ve son olarak 3. Bölümde Avrupa Birliği Ülkeleri tarafından Turunçgil Meyvelere Getirilen Standartlar anlatılacaktır.

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ……………………………………………………………………………………….1

1. Türkiye’de Yaş Meyve  Sebze Sektörü………………………………… 2

1.1. Türkiye’de Yaş Meyve – Sebze Üretimi………………………………. 2

1.2. Türkiye’de Yaş Meyve – Sebze Dış Ticareti……………………….. 3

1.2.1. Türkiye’nin İhracatı……………………………………………………… 4

1.2.2. Türkiye’nin İthalatı………………………………………………………. 5

1.3. AB Ülkelerinde Üretim…………………………………………………….. 6

1.4. Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve ve Sebze Dışsatımı… 6

2. Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve – Sebze İhracatında

Karşılaştığı Engeller………………………………………………………………. 7

2.1. Yaş Meyve – Sebze Ticaretinin Önündeki Teknik Engeller.. 7

2.1.1. Gümrük Tarifeleri………………………………………………………….. 7

2.1.2. Tarife Dışı Engeller………………………………………………………… 8

2.1.2.1. Tarife Benzeri Engeller………………………………………………… 9

2.1.2.2. Miktar Kısıtlamaları……………………………………………………. 9

2.1.2.3. Gönüllü İhracat Kısıtlamaları…………………………………….. 10

2.1.3. Çevre Koruma Kaynaklı Tarife Dışı Engeller………………….. 10

2.2. AB’de Çevre Politikaları…………………………………………………….. 11

2.3. İyi Tarım Uygulamaları (İTU)………………………………………….. 13

2.3.1. EUREGAP………………………………………………………………………… 14

2.4. İyi Üretim Uygulamaları………………………………………………….. 15

2.4.1. Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizi (HACCP)…… 15

2.5. ISO 9001: 2000 Kalite Yönetim Standardı……………………….. 17

2.6. ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi……………………. 17

3. Avrupa Birliği Ülkeleri tarafından Turunçgil Meyvelere Getirilen Standartlar……………… …………………………………………….. 17

3.1. Ürün Tanımı…………………………………………………………………… 17

3.2. Kalite için İstenen Koşullar……………………………………………. 18

3.2.1. Zorunlu Koşullar………………………………………………………….. 18

3.2.2. Olgunlaşma Şartları……………………………………………………… 19

3.2.1.1. Limonlar…………………………………………………………………….. 19

3.2.1.1. Mandarin…………………………………………………………………….. 19

3.2.1.1. Portakal………………………………………………………………………. 20

3.2.3. Sınıflandırma……………………………………………………………….. 20

3.3. Boylamada İstenilen Koşullar…………………………………………. 22

3.3.1. Minimum Boylama……………………………………………………….. 22

3.3.2. Boylara Ayırma…………………………………………………………….. 22

3.4. Toleranslar………………………………………………………………………. 23

3.4.1. Kalite Toleransları…………………………………………………………. 23

3.4.2. Boy Toleransları……………………………………………………………. 23

3.5. Sunumla İlgili Koşullar……………………………………………………. 24

3.5.1. Bir Örneklik…………………………………………………………………… 24

3.5.2. Sunum………………………………………………………………………….. 24

3.6. İşaretleme ile İlgili Koşullar……………………………………………. 25

3.6.1. Tanımlama……………………………………………………………………………. 25

3.6.2. Ürün Menşei…………………………………………………………………. 26

3.6.3. Ticari Özellikler……………………………………………………………. 26

3.6.4. Resmi Kontrol İşareti…………………………………………………… 26

Sonuç……………………………………………………………………………………. 27

Kaynakça..…………………………………………………………………………….. 28

Giriş;

Uluslararası ticaretin serbestleşmesi ile ülkeler arasında mal ve hizmet ticareti yaygınlaşmıştır.

Uluslar arası ticarete konu olan mallar kapsamında yer alan de yaş sebze-meyve ticareti tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde önem arz etmektedir.

Ülkemizde yaş sebze ve meyve dikim alanlarının geniş bir alanda yapılması, iklim ve coğrafi koşullarının uygunluğu üretimimizi olumlu yönde etkilemektedir.

Yaş sebze ve meyvede yurtiçi üretim miktarımız fazla olsa dahi en büyük pazarlarımızdan birisi olan Avrupa Ülkeleri grubu dahil olmak üzere dünya pazarına ihracatımız çok fazla olamamaktadır. Bu durumun en önemli nedenleri arasında, dünya ticaretinde ülkeler bazında yaş sebze ve meyvelerin ticaretinde getirilen standartlar yer almaktadır.

Üç bölümden oluşan bu çalışmada; 1. Bölümde Türkiye’de Yaş Meyve – Sebze Sektörü; 2. bölümde Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve – Sebze İhracatında Karşılaştığı Engeller ve son olarak 3. Bölümde Avrupa Birliği Ülkeleri tarafından Turunçgil Meyvelere Getirilen Standartlar anlatılacaktır.

1. Türkiye’de Yaş Meyve  Sebze Sektörü

Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin en büyük üreticisi ve ihracatçısıdır.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konumu ve dört mevsimin yaşanmasına imkan sağlayan iklimsel özellikleri, ülkede sebze ve meyve çeşitliliğinin bolca olması sonucunu doğurmaktadır. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde, her mevsim sebze ve meyve üretimi yapılabilmektedir.

Meyve ve sebze ürünleri, gerek sanayi üretiminde ve gerekse ihracatımızda önemli bir yer tutmaktadır.

1. Türkiye’de Yaş Meyve  Sebze Üretimi

Sebze ve meyve üretiminin bölgelere dağılımı açısından özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yoğun bir üretim söz konusudur. Buna karşın, 2010 yılında sebze üretimi 2009 yılına göre yüzde 2.9 azalışla 25 milyar 997 bin 195 ton düzeyinde, meyve üretimi ise yüzde 0.1 azalışla 16 milyon 609 bin 786 ton düzeyindegerçekleşmiştir.[1]

Türkiye yaklaşık 42 milyon ton yaş meyve ve sebze üretimi ile dünyanın önemli üretici ülkelerinden birisi konumundadır.

Ülkemiz rakamsal olarak önemli bir üretici ülke görünümünde olmakla birlikte, ihracatın üretime oranı % 3.5 civarındadır. İhracat oranın az olmasının en önemli nedenleri ürünlerin gıda sanayinde hammadde olarak kullanılması ve yurtiçinde tüketilmesi ile ihracata konu olan yaş meyve ve sebzelerin, uluslararası piyasalarda talep edilen miktar ve kaliteye uygun çeşitlerin olmamasıdır.

1.2. Türkiye’de Yaş Meyve – Sebze Dış Ticareti

Tablo 1. 2009 – 2010 Yılları Arası Türkiye Geneli Yaş Meyve’de İlk 10Madde

Madde

2009

2010

Miktar (KG)

Değer ($)

Miktar (KG)

Değer ($)

Üzüm

189.882.189

156.853.686

237.915.934

206.276.048

Kiraz,Vişne

51.268.957

134.527.04

65.426.801

150.015.612

Nar

41.938.979

40.024.761

62.898.247

59.523.189

Elma

60.666.447

23.122.242

82.071.834

33.840.068

Şeftali

32.380.369

24.044.114

41.664.713

29.277.145

Çilek

23.235.652

25.434.184

25.868.887

28.485.918

İncir

12.915.670

26.136.493

13.717.002

27.224.869

Kayısı

18.589.584

20.789.616

25.870.012

26.761.741

Armut

13.443.001

8.953.765

14.521.975

8.907.849

Ağva

9.327.226

7.670.674

10.298.450

8.367.491

2010 yılı ilk oniki ayında Yaş Sebze’de Türkiye geneli en fazla ihracatı yapılan ürün değerde 483.178.574 $ ve miktarda 575.303.645 kg. ile domatesolmuştur. Bunu sırasıyla biber, hıyar, kornişon ve soğanlar-şalotlar izlemiştir.

Tablo 2. 2009 – 2010 Yılları Arası Türkiye Geneli Yaş Sebze’de İlk 10 Madde

Madde

2009

2010

Miktar (KG)

Değer ($)

Miktar (KG)

Değer ($)

Domates

565.325.402

431.965.425

575.303.645

483.178.574

Hıyar, Kornişon

98.721.313

69.018.060

104.263.671

75.316.362

Biber

68.391.630

65.484.150

61.157.825

69.372.312

Soğan, Şalot

135.461.490

16.516.795

96.366.233

16.102.513

Sakız Kabağı

14.202.316

11.580.618

20.073.330

15.803.144

Havuç, Turp

57.073.573

10.391.912

57.486.839

10.806.248

Patates

70.568.600

5.630.889

85.335.145

9.499.965

Patlıcan

8.395.417

7.343.128

9.715.861

8.729.764

Mantar

1.076.996

12.354.208

779.917

7.971.250

Diğer Sebzeler

7.280.460

5.533.737

8.216.933

6.514.287

1.2.1.Türkiye’nin İhracatı

Türkiye’de 2009 ve 2010 yıllarında Türkiye genelinde üretilen yaş sebze ve turunçgil ihracatının kayıt rakamları Tablo 1 ve Tablo 2’de gösterilmiştir.[2]

Tablo 3. 2009 – 2010 Yılları Arası Türkiye Geneli Yaş Meyve Sebze ve Turunçgil İhracat Kayıt Rakamları

GRUPLAR

2009

2010

Miktar (KG)

Değer ($)

Miktar (KG)

Değer ($)

Turunçgil

1.184.608.434

801.829.022

1.219.239.928

847.989.675

Taze Sebze

1.055.867.765

653.489.406

1.046.064.649

720.190.275

Taze Meyve

530.869.548

492.239.087

637.211.744

606.393.967

Genel Toplam

2.771.345.747

1.947.557.515

2.902.516.321

2.174.573.917

Tablo 4. 2009 – 2010 Yılları Arası Türkiye Geneli Yaş Meyve Sebze ve Turunçgil İhracat Payları

Artış-Azalış (%)

2010 Payı (%)

Miktar (KG)

Değer ($)

Miktar (KG)

Değer ($)

3

6

42

39

-1

10

36

33

20

23

22

28

5

12

100

100

Yaş meyve ve sebze ihracatımızda önem arz eden ürünler; turunçgiller, elma, karpuz, kavun, kiraz, sofralık üzüm, domates, biber ve kuru soğandır.

Yaş Meyve Sebze ve Turunçgil’de 2010 yılı ilk on iki ayında bir önceki yılın aynı ayına göre miktarda % 5’lik değerde ise % 12’lik bir artış meydana gelmiştir. Gruplar içerisinde; turunçgil miktarda % 3’lük artış, değerde ise % 6’lık bir artışgöstermiş ve 2010 yılı ilk on iki ayında 847.989.675 $’lık değerle ilk sırada yer almıştır.

1.2.2. Türkiye’nin İthalatı

Ülkemiz sahip olduğu üretim alanı ve ekolojik yapısı itibariyle yaş meyve ve sebze üretiminde kendine yeterli ve ihracat şansına sahip şanslı ülkelerden birisidir. Bu nedenle ülkemiz yaş meyve ve sebze ithalatının yapısı aşağıdakişekilde özetlenebilir:

  • Muz, hindistan cevizi, ananas, avokado armudu gibi ülkemizde yetiştiricilik imkanı kısıtlı olan veya yetiştiriciliği mümkün olmayan meyveler ithal edilmektedir.

  • Dahilde işleme rejimi kapsamında gıda işleme sanayinin ihtiyaç duyduğu çeşitlerin temini amacıyla ithalat yapılmaktadır (elma gibi).

  • Sezon dışı talebi karşılamak amacıyla ithalat yapılmaktadır.

  • Zaman zaman da re-export yapmak amacıyla yaş meyve-sebze ithal edildiği görülmektedir.

Yaş sebze ithalatımızda ise ülkemizde mevsime ve verim düşüklüğüne bağlı olarak bazı aylarda daha yoğun olmak üzere özellikle patates, soğan, sarımsak gibi ürünlerin ithalatı iç talebi karşılamak amacıyla gerçekleştirilmektedir.

Domates işleme sanayi için (salça vb. ürünlerin yapımında) üretimin yeterli olmadığı dönemler ile yurtiçi talebin yoğun olduğu dönemlerde domates ithalatıihtiyaç oranında yapılmaktadır. [3]

1.3. AB Ülkelerinde Üretim

Kuzey Avrupa ülkelerinde iklim koşulları nedeniyle meyve ve sebze üretimi sınırlı kalsa da, birçok AB üyesi ülkede yoğun bir şekilde meyve ve sebze üretimi yapılmaktadır[4]

1.4. Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve ve Sebze Dışsatımı

AB Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ihracatından % 35 pay alan en önemli pazarlardan birisi konumundadır. AB’ne meyve sebze ihracatında ülkeler itibariyle en çok ihracat yapılan ülke Almanya, Bulgaristan, Hollanda, İtalya, Fransa, Belçika, Polonya izlemektedir. AB’ne meyve ihracatında ilk sırayı kiraz almaktadır. Diğer önemli ihracatı yapılan meyveler sırasıyla turunçgiller, üzüm ve yaş incirdir.

2010 yılına ait Türkiye Geneli yaş sebze ve turunçgil ihracatının ülke gruplarına dağılımı Tablo 5’te verilmiştir. [5]

Tablo 5. 2010 Yılı Türkiye Geneli Yaş Meyve Sebze ve Turunçgil’in Ülke Gruplarına Dağılımı

Ülke Grupları

Miktar (KG)

Değer ($)

Bağımsız Devletler T.

1.399.445.679

1.040.241.022

Avrupa Birliği

779.741.686

743.589.887

Orta Doğu Ülkeleri

580.092.111

290.364.020

Diğer Avrupa Ülkeleri

108.394.855

74.611.521

Diğer Ülkeler

34.841.990

25.767.467

Toplam

2.902.516.321

2.174.573.917

2. Türkiye’nin AB Ülkelerine Yaş Meyve – Sebze İhracatında Karşılaştığı Engeller

Yaş meyve ve sebze ticaretinde dünya genelinde karşılaşılan birçok engel bulunmaktadır. Bu engeller genel olarak gümrük tarifeleri ve tarife dışı engellerden oluşmaktadır.

2.1. Yaş Meyve – Sebze Ticaretinin Önündeki Teknik Engeller

2.1.1. Gümrük Tarifeleri

Dış ticaret politikasının en eski ve yaygın araçlarından birisi olan gümrük vergisi, bir malın ithali sırasında alınan vergilerdir.

Tarifeler konusunda belirleme yetkisi, her ülkenin kendisine aittir. Ancak, bazen ülkeler arası anlaşmalarla tarife belirlemesine de gidilebilir. Birincisi otonom tarife, ikincisi ise sözleşmeli tarife olarak adlandırılır. Sözleşmeli tarifelere örnek olarak, GATT (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) kapsamındaki tarifeler veya düzenlemeler verilebilmektedir.

Gümrük vergisi uygulamasında esas amaç, ekonomik açıdan lehte bazı düzenlemeler gerçekleştirmek ve başta gelir sağlama amacı olmak üzere sağlam bir yapıya sahip olmaktır.[6]

2.1.2. Tarife Dışı Engeller

Dünya ticaretinin gittikçe daha liberalleşmesi dünya devletlerini çeşitli alanlarda birbirlerine bağlı hale getirmiştir. Uluslararası ticaretin ülke kalkınmasındaki önemini fark eden ülkeler, iç pazarlarının yapısını korumak ve düzenlemek ve de uluslararası ticaret platformunda avantajlı hale gelebilmek amacıyla gümrük vergisi dışında kalan birtakım uygulamalara girişmişlerdir. Bu uygulamalar, genel olarak, “tarife dışı engeller” olarak adlandırılmaktadır

GATT çerçevesinde gümrük tarifeleri yavaş yavaş indirilirken dış ticarette kısıtlayıcı tarife dışı araçlar yaygınlaşmıştır. Tarife dışı ticaret politikası araçları şu ana başlıklar altında toplanmaktadır.

  • İthal kotaları

  • İthal yasakları

  • Döviz kontrolü

  • Çoklu kur sistemi

  • Fark giderici vergiler

  • Damping

  • Karteller

  • İç piyasaya dönük endüstrilere sübvansiyon

  • İhracat vergileri

  • İhracat sübvansiyonları

  • Gönüllü ihracat kısıtlamaları

  • Sağlık, güvenlik ve çevre standartları

  • Sınai, ticari ve fikri mülkiyet haklarının korunması.

GATT Anlaşması, sakıncalarından dolayı kotaların, bazı özel durumlar dışında, dış ticaret aracı olarak kullanılmalarını yasaklamıştır. Ülkeler, ödemeler bilançosunda ciddi açıklar ortaya çıktığı veya bir ülkenin ihracatındaki artışlar ülke içi üretime zarar verdiği durumlarda, GATT/DTÖ çerçevesinde kotalara başvurabilmektedirler. Kotalar, günümüze dek özellikle tekstil, demir- çelik ürünleri, otomotiv sanayi ve tarım ürünlerinde yurtiçi üreticileri korumak amacıyla yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

Gerek gönüllü ihracat kısıtlamaları gerek pazar payını düzenleme anlaşmaları DTÖ tarafından yasaklanmıştır.[7]

Teknik engeller, uluslararası tarım ve gıda ürünleri ticaretinde gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Artan gelir seviyesiyle birlikte çevresel faktörler, gıda güvenilirliği, ürün farklılaşması ve ürün bilgisi yönündeki taleplerin artmasına neden olmuş ve tüketiciler kanun yapıcılarından bu yönde düzenleme getirilmesini talep etmiştir.

Standartlar ise, yetkili kılınan ulusal ve uluslararası bir standardizasyon kuruluşu tarafından belirlenen ve daha çok tüketiciyi koruma amaçlı olarak malların teknik özelliklerini gösteren şartlardır. Ürün standartları genellikle yasalarla zorunlu olmayıp firmalar veya sanayi kuruluşları tarafından uygulanmaktadır.

Ülkeler ithal ettikleri ürünlerin, kendi standartların uygun olmasını zorunlu kılmaktadır.[8]

Teknik mevzuatın oluşturulması veya standartların getirilmesi haklı ve benzer amaçlara dayansa bile, ülkeler arasında uygulama farklılıkları ticaretin önünde bir engel oluşturmaktadır.

2.1.2.1. TARİFE BENZERİ ENGELLER

Tarife benzeri engeller, ithalatı kısmaya yönelik olan tarifeler gibi, fiyat mekanizması yoluyla etkilerini gösteren engelledir. Burada mekanizma, ithalatın bu engeller vasıtasıyla pahalılaştırılarak, toplam talebin yabancı mallardan yerli mallara doğru kaydırılması şeklinde olmaktadır. Böylece, yerli üretim artar ve ithalat kısılmış olur. Bu kapsamda uygulanan engeller ise: ithalat teminatları, iç piyasaya dönük endüstrilere sübvansiyon verilmesi, fark giderici vergiler ve çoklu kur sistemi gibi engellerden oluşmaktadır.

2.1.2.2. MİKTAR KISITLAMALARI

Bu engeller ithalat hacminin direkt olarak sınırlanmasına yöneliktir. Gümrük tarifeleri, ithalatı fiyat mekanizması yolu ile kısıtlayıcı etkiye sahiptir. Ancak, miktar kısıtlamaları ile ülkeye girecek veya ülkeden çıkacak mal hacminin direkt olarak belirlenmesi söz konusu olmaktadır. Bundan dolayı bu engellerin fiyat mekanizmasında yeri yoktur. Miktar kısıtlamaları; kotalar, ithal yasakları, döviz kontrolü araçlarından oluşmaktadır

2.1.2.3. GÖNÜLLÜ İHRACAT KISITLAMALARI

Bir malın ithalatçısı ile ihracatçısı arasında yapılan iki yanlı görüşmeler sonucunda ihracatın belirli bir kota ile sınırlandırılması uygulamasıdır. Bu tür kısıtlamalar, özellikle Gelişme Yolundaki Ülkelerin Gelişmiş Ülkelere ihraç ettikleri birtakım emek-yoğun sanayi malları üzerine konulur.

Kotayı koyan ülke açısından görünürdeki sebep, kendi iç sanayisini düzenlemektir. Ancak, asıl sebep, düşük fiyatlı olarak Gelişme Yolundaki Ülkelerce kendi ülkesine ihraç edilen mallara, yurtiçinde üretilen malların rekabet edecek durumda olmamasıdır. Böylece anlaşma dahilinde gönüllü kısıtlamaya gidilerek iç sanayiin düzenlenmesi sağlanmaya çalışılır. Bu şekilde, haksız rekabet ortamının oluşumuna sebep olunmakta ve ticaretin kısılması söz konusu olmaktadır.[9]

2.1.3. Çevre Koruma Kaynaklı Tarife Dışı Engeller

1991 yılında GATT Konseyi’nde yapılan çevre ve ticaret konulu tartışma sonucunda üzerinde anlaşmaya varılan temel ilkeler, GATT’ın konuya bakışaçısını yansıtmaktadır.

  • GATT’ın temel işlevi çevre politikaları ya da standartları koymak değil, serbest ticareti teşvik etmektir.

  • Uluslararası çevre sorunları ile ilgili en uygun zemin uluslararası çevre anlaşmalarıdır.

  • Ticari önlemler ancak çok gerekli oldukları taktirde alınmalı ve hiçbir zaman çevre politikalarının yerine kullanılmamalıdır.

GATT ve Dünya Ticaret Örgütü; ithal edilecek ürünlere uygulanacak standartların uluslararası nitelikte olması; uluslararası standartların mevcut olmaması durumunda bu standartların ülkelerce bilimsel bilgi ve kanıtlara dayanarak ve gereksiz ticari engel yaratmayacak şekilde hazırlanmasını da öngörmektedir.[10]

Uluslararası ticarette uygulanabilecek çevre koruma kaynaklı tarife dışıengel gerekçeleri iki grupta toplanabilmektedir:

  • Ürünlerin insan sağlığına etkisi,

  • Doğal kaynak kullanımı, üretim yöntemi ve ürünlerin ekolojik dengeye etkisi

Bu gerekçeler, teknik olarakürünlerin üretim öncesi ve sonrası geçirdikleri aşağıdaki tüm aşamalara uygulanabilir:

1. Üretim girdilerinin çevre dostu olma özellikleri,

2. Üretim sürecindeki çevre koruma duyarlılığı (atık yönetimi),

3. Ürünün ambalajlanması, depolama ve taşıma süreçlerindeki çevre duyarlılığı,

4. Ürünün tüketim sürecindeki çevre dostu olma özellikleri

2.1.4. AB’de Çevre Politikaları

Avrupa bütünleşmesinin temel unsularından biri olarak kabul edilen serbest rekabet ve serbest dolaşım uygulamaları, çevre alanında ortak girişimlerin ve ortak bir politikanın belirlenmesini zorunlu kılmıştır. Üye ülkelerde farklı çevre politikaları uygulanması, özellikle farklı çevresel ölçütlerin belirlenmesi, ürünlerin maliyetlerinin değişik olmasına sebep olmaktaydı. Aynı zamanda bazı üye ülkelerdeki kalite standartları, diğer üye ülkelerde üretilen bazı ürünlerin o ülkelere girmesine engel olabilmekteydi. Bu durumların önüne geçebilmek için ortak bir çevre politikası oluşturulması gerekli görülmüştür. [11]

Avrupa Birliği’nin Çevre Politikası, Avrupa Topluluğu Antlaşması’nın birçok maddesinde yer almaktadır. Çevresel eylemler, çevre hakkındaki çok sayıda “Eylem Programı” yoluyla geliştirilmiştir.

1987 Tek Avrupa Senedi ile AT’nin temel yasalarına çevre konusunun doğrudan girişi olmuştur.

Tek Avrupa Senedi, Roma Antlaşması’nın 130. Maddesinde değişiklik yaparak “ kirleten öder” ilkesi ortaya çıkmış fakat sürdürülebilirlik ilkesinden söz edilmemiştir.

1992 Maastcriht Antlaşması ile çevre alanına politika statüsü verilmiş ve AB hukukunda “sürdürülebilir kalkınma” kavramı resmen oluşturulmuştur.

1997 Amsterdam Antlaşması ile sürdürülebilir kalkınma kavramı AB’nin ana hedeflerinden birisi haline getirilmiştir.[12]

AB Çevre Politikası’nın Hedefleri şunlardır:

Ø Çevrenin korunması ,kollanması ve kalitenin yükseltilmesi

Ø Doğal kaynakların ve doğanın ekolojik dengeye zarar vermeyecek şekilde işletilmesi

Ø Toprak kullanımında Çevre Etki Değerlendirmesi’nin (ÇED) dikkate alınması

Ø İnsan sağlığının korunması

Ø Çevre problemlerine ortak çözümlerin aranması

AB Çevre Politikası’nda Temel Uygulama Alanları ise;

  • Hava Kalitesi

  • Gürültü Kirliliği Yönetimi

  • Su Kalitesi

  • Atık Yönetimi

  • Endüstriyel Kirliliğin Kontrolü ve Risk Yönetimi

  • Kimyasallar ve Doğanın Korunumu

  • İklim Değişikliği

  • Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma

  • Yatay Mevzuat’dır.

Çevre Eylem Programları 22 Kasım 1973 yılında Konsey ve üye ülke temsilcileri kabul ederek Topluluk bildirgesi haline geldi.

Ÿ 1. Çevre eylem programı 1973 yılında

• 2. Çevre eylem programı 1977 yılında,

• 3. Çevre eylem programı 1983 yılında,

• 4. Çevre eylem programı 1987 yılında

• 5. Çevre eylem programı 1993 yılında

• 6. Çevre eylem programı 2002 yılında yayınlanmıştır.[13]

Günümüzde 6. Çevre eylem programı yürürlükte olup, programda AB’nin önümüzdeki 10 yıl içindeki çevre hedefleri ortaya konulmuştur. Buna göre AB’nın hedefleri iklim değişikliği, doğa ve biyolojik çeşitlilik, çevre ve sağlık, doğal kaynaklar ve atıklardır.

2.2. İyi Tarım Uygulamaları (İTU)

İyi Tarım Uygulamaları (İTU); tarımsal üretimin planlanması, geliştirilmesi, pazarlanması, kayıt altına alınarak gıda güvenlik zinciri içinde güvenli ürünlerin tüketicilere ulaştırılması ile ilgili bütün iş ve işlemler olarak tanımlanabilir. İTU bir anlamda, çevreye duyarlı, asgari hijyen standarlarını karşılayan, kimlik- kayıt sistemi olan ve yaygın kabul gören bir tarım biçimidir[14]

İyi Tarım Uygulamalarında amaçlar;

  • Çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılması

  • Doğal kaynakların korunması

  • Tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik

  • Gıda güvenliğinin sağlanmasıdır[15]

İTU, tarımsal üretim sisteminin sosyal açıdan yaşanabilir, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan, hayvan sağlık ve refahı ile çevreye önem veren bir hale getirilmesi amacıyla uygulanması gereken işlemlerdir.

Yaş meyve-sebzelerde gıda güvenliği, İTU uygulanması ile başlamaktadır.İTU, güvenliği ve kalitesi, tarımın sürdürülebilirliği ve çevreye duyarlı üretim konuları ile ilgili kesimlerin kaygıları sonucu ortaya çıkmış

2.2.1. EUREGAP

EUREPGAP, Avrupa Perakendecileri Birliği’nin tarım ürünleri çalışma grubunun iyi tarım uygulamaları standardıdır ve iyi tarımsal uygulamalarının sertifikalandırılmasıdır. Standard, bitkinin toprağa ekiminden (tohumdan) paketlenmiş ürüne (nihai ürüne) kadar süre gelen tarımsal üretim sürecini kapsar. Standardın temel aldığı konular;

Gıda Güvenliği: Standard, genel HACCP ilkelerinin uygulanmasından elde edilen Gıda Güvenliği kriterlerine dayalıdır.

Çevre Koruma: Standard, tarımsal üretimin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini minimuma

indirgemek için tasarlanmış olan çevre koruma iyi tarımsal uygulamalarından oluşmaktadır.

Mesleki Sağlık, Güvenlik ve Refah: Standard; sosyal konularla ilgili olarak gösterilen bilinç ve sorumluluğun yanı sıra üretim yerleri hakkında global düzeyde mesleki sağlık ve güvenlik kriterleri belirler; ancak kurumsal sosyal sorumluluk hakkında derinlemesine yapılan denetimlerin yerini tutamaz.

Hayvan Refahı: Standart, üretim yerleri hakkında global bir hayvan refahı kriteri düzeyi belirler.[16]

EUREP (Avrupa Perakendicileri Ürün Çalışma Grubu), Avrupa’da tarımsal gıda sektöründeki lider parekendecilerin bir araya gelerek oluşturdukları kar amacı gütmeyen bir oluşumdur. GAP (İyi tarım Uygulamaları) perakendeciler tarafından satın alınan tarımsal ürünlerde aranan “ İyi Tarım Uygulama”larının minimum standartlarını tanımlamaktadır. Protokol, tarım işletmelerinde “kalite yönetim sistemi” ilkeleri ve ISO 65 ile uyumun gözetilerek “İyi Tarım Uygulamaları” Standardı olarak düzenlenmiştir. Protokolün ana amacı, tarım ürünleri üretiminde kimyasal girdilerin (pestisit, gübre vb.) kullanımının azaltılmasıdır.

Ayrıca protokol HACCP’i referans alarak; gıda zincirinin ilk halkasınıoluşturan tarım ürünleri üretim sürecinde çalışanların sağlık, güvenlik ve sosyalgüvence kurallarının iyileştirmeyi, çevrenin korunmasının, hayvan sağlığı verefahının sağlanmasını ve gıda güvenliği alanında tüketicilerin kaygılarınıgidermeyi amaçlamaktadır.[17]

2.3. İyi Üretim Uygulamaları

İyi üretim uygulamaları, gıda güvenliğini sağlayan tüm hijyenik uygulamalar, bunların prosedürleri ve kayıtlarını kapsayan uluslararası geçerliliği olan bir uygulamadır. İyi üretim uygulamaları, işletmelerin sahip olması gereken temel özellikleri tanımlamaktadır. Üretim ortamı ve çevre, süreçler ve ekipmanlar, hammadde ve personel olmak üzere dört ana konunun ürün kalitesi ve güvenliği açısından etkileri tanımlanarak, tüm riskler kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır.[18]

2.3.1. Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizi (HACCP)

HACCP, gıda işletmelerinde, sağlıklı gıda üretimi için gerekli olan hijyen şartlarının (personel hijyeni, ekipman hijyeni, hammadde hijyeni, ortam hijyeni, vb.) belirlenerek bu şartların sağlanması, üretim ve servis aşamasında tüketici açısından sağlık riski oluşturabilecek nedenlerin belirlenmesi ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması temeline dayanan bir ürün güvenilirliği sistemidir.

HACCP, İngilizce Hazard Analysis and Critical Control Point (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) ifadesinin kısaltmasıdır. Sistem, ürün güvenliğini etkileyen tehlikelerin önceden belirlenmesi ve kontrol altına alınmasını sağlayan sistematik bir yaklaşımdır.[19]

HACCP standardı, yedi temel ilkeye dayanmaktadır. Bu ilkeler;

  1. Tehlike analizi ve risk kategorilerinin belirlenmesi,

  2. Kritik kontrol noktalarının belirlenmesi

  3. Kontrol karakterleri ve sınırlarının belirlenmesi,

  4. İzleme sisteminin belirlenmesi

  5. Düzeltici faaliyetler

  6. İşlemlerin etkinliği ve doğrulama

  7. Kayıt tutmadır [20]

HACCP uygulamasının yararları şunlardır:

§ Doğrudan kalite artırımına değil, dolaylı olarak ürün güvenliğini sağlamak suretiyle kalite artırımına yönelik bir avantaj sağlar.

§ Ürünün standart kalitede üretilmesine bağlı olarak satışların ve karlılığın doğrudan artmasını sağlar.

§ Kontrol yerine önleyici yaklaşımın uygulanması sağlar.

§ İşletmeler kritik kontrol noktalarını ve buralardaki kritik limitleri belirler ve kayıtlarını tutarlar. Bu sayede işletme çalışmaları ile ilgili bilgilere kolaylıkla ulaşılmış olur. Klasik kontrol yöntemlerinden hem daha hızlı hem daha güvenilirdir. İyileştirmeler için fırsatlar sunar.

§ Uluslararası düzeyde tanınan bir sistem olması nedeniyle ürünlerin ihracında kolaylığı sağlar.

§ Çalışanlarda gıda güvenliği bilincinin oluşması sürecini hızlandırır.

HACCP sisteminde uygulama zorlukları ise şunlardır:

§ Her HACCP uygulaması, uygulama yapılan işletmeye özeldir. Ancak buna rağmen ürün bazında sistemin uygulanmasına yol gösterebilecek kılavuzlar hazırlanabilir.

§ HACCP sisteminin uygulanması iyi eğitilmiş, gerekli teknik bilgi ve beceriye ahip personel gerektirir.

§ HACCP sistemi gereği olans orunlara anında çözüm üretmek her zaman mümkün olmayabilir.

§ HACCP uygulaması için yasal kuruluşlardan ve endüstri kolundan yeterli destek ve yönlendirme, müşteriden yeterli talep gelmeyebilir.

§ İşletmenin tesisleri ve iç yapısı bir HACCP uygulaması için uygun olmayabilir.

§ İletişim eksikliği nedeniyle HACCP uygulamasında zorluklarla karşılaşılabilir.[21]

HACCP sistemi, hammadde temininden tüketim aşamasına kadar olan gıda üretim zincirinde gıda güvenliğinin sağlanmasını garanti altına alan, ürün güvenliğini etkileyen tehlikelerin önceden bilinmesi ve kontrol altına alınmasınısağlayan sistematik bir yaklaşımdır. HACCP, gıda güvenliği sorunlarının önlenmesini esas alan bir gıda kontrol sistemi olup, uluslararası otoriteler tarafından gıdaların neden olduğu hastalıkların kontrolünde en etkili sistem olarak kabul edilmektedir.[22]

2.2.5. ISO 9001: 2000 Kalite Yönetim Standardı

ISO 9000 serisi standartlar 2000 yılına kadar Kalite Güvence Sistemlerini tanımlayan standartlar iken 2000 yılında yapılan revizyon ile Kalite Yönetim Sistem standardına dönüşmüştür. ISO 9001: 2000 Kalite Yönetim Sistemi, hizmet veya üretim sektöründeki bir firmanın kalite performansını artırmak için asgari olarak nelerin yapılması gerektiğini standarda bağlayan bir sistemdir.

2.2.6. ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi

ISO 22000 Standardının amacı gıda tedarik zinciri boyunca gıda güvenliği yönetimi için gerekli olan uygulamaları uyumlaştırmaktır. Söz konusu standart, çiftçiden gıda hizmet sektörüne kadar gıda zincirindeki tüm üyeleri kapsayan gıda güvenliği yönetim uygulamalarını tanımlayan bir standarttır.

3. Avrupa Birliği Ülkeleri tarafından Turunçgil Meyvelere Getirilen Standartlar

3.1. Ürün Tanımı

Bu standart, sanayide işlenecek turunçgil meyveleri hariç, tüketicilere taze olarak sunulan “Turunçgil Meyveleri” olarak sınıflandırılan aşağıdaki meyveler için uygulanmaktadır.

• Limon: Citrus Limonia (L.) Burmf türünden türetilen çeşitlerin meyveleridir.

• Mandarin Citrus Reticulata Blanco türünden olan ve satsuma (Citrus unshiu Marcow.), klemantin (Citrus clementina Hort. Ex Tan.), genel mandarin (Citrus deciosa Ten.) ve tanjerin (Citrus tangerina Hort. Ex Tan.) çeşitlerin meyveleridir.

• Portakal: Citris Sinensis (Osbeck) türünden türetilen çeşitlerin meyveleridir.

3.2. Kalite İçin İstenen Koşullar

Bu standardın amacı, turunçgil meyvelerinin hazırlandıktan ve paketlendikten sonra istenen kalite koşullarını tanımlamaktır.

3.2.1. Zorunlu Koşullar

Tanınan tolerans seviyeleri ve her sınıf için belirtilen özel koşullara uymakla beraber, her sınıftaki turunçgil meyveleri aşağıdaki gibi olmalıdır;

• Bütün

• Sağlam, tüketime uygun olmayacak şekilde çürük veya bozuk olan turunçgil meyveleri hariç

• Temiz, gözle görülebilir yabancı maddelerden hemen hemen ari

• Haşereden hemen hemen ari

• Haşerelerin yol açtığı kusurlardan hemen hemen ari

• İç kısmının pörsüdüğünü işaret eden belirtilerden ari

• Donun veya sıcaklığın neden olduğu bozukluktan ari

• Anormal dış nemden ari

• Yabancı koku ve/veya tattan ari

• Turunçgil meyveleri dikkatlice toplanmış ve yetiştirildikleri bölgeye ve çeşidin özelliklerine göre olgunluk ve gelişme açısından uygun bir dereceye ulaşmış olmalıdır

Meyvenin olgunluk durumu;

• Nakliye ve yapılacak işlemlere dayanacak

• Varış yerine olması gerektiği gibi ulaşacak şekilde olmalıdır

Bu ekteki olgunluk koşuluna uyan turunçgiller sarartılabilir. Bu muameleye, eğer sadece diğer doğal orgonoleptik özellikleri değişmediği zaman izin verilmektedir.

Yaş Meyve-Sebze Standartları 253

3.2.2. Olgunlaşma Şartları

Turunçgilin olgunluğu her bir tür aşağıda belirtilen parametreler çerçevesinde tanımlanır:

1. Minimum Usare Miktarı

2. Renklendirme

Renklendirme düzeyi turunçgil türünün çeşidinin rengine göre normal gelişimi dikkate alınarak varış noktasına göre belirlenmelidir.

3.2.2.1. Limonlar

Minimum usare miktarı;

• Verdelli ve primofiore limonlar . . . . % 20

• Diğer limonlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . % 25

• Renklendirme : Çeşide has normal renge ulaşmalıdır. Türünün çeşidine göre olmalıdır. Yeşil renkli (verdelli) limonlara (koyu yeşil renkliler hariç) ancak minimun usare miktarının gerektirdiği oranlarda olması şartı ile izin verilir

3.2.2.2. Mandarin

Minimum usare miktarı;

• Klemantin harici mandarinler . . . . . % 33

• Klemantinler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . % 40

• Renk; meyve yüzeyinin en azından 1/3’ü çeşidin normal renginde olmalıdır

3.2.2.3. Portakal

Çeşidin tipik renginde olmalıdır. Meyvenin açık yeşil kısımları varsa ancak meyvenin beşte birini aşmaması şartı ile kabul edilir. Meyveler aşağıdaki usare miktarlarına sahip olmalıdır.

• Kan Portakalları . . . . . . . . . . . . . . . . . % 30

• Navel Grubu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . % 33

• Diğer türler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . % 35

Sıcak iklimlerde ve aşırı nemli bölgelerde yetişen aşağıdaki portakallar önerilen usare miktarını karşılamak şartı ile toplam yüzeyindeki yeşil bölge miktarı toplam yüzeyin beşte birini aşsa bile kabul edilir.

• Mosambi, Sathgudi ve Pacitan türleri . . . . % 33

• Diğer türler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . % 45

3.2.3. Sınıflandırma

Turunçgil meyveleri üç sınıfa ayrılmaktadır.

Ekstra Sınıf

Bu sınıftaki turunçgil meyveleri üstün kalitede olmalıdır. Bunlar şekil, dış görünüş, gelişme ve renk bakımından türünün veya ticari tipinin tipik özelliklerini taşımalıdır.

Meyvenin kalitesini veya genel görünüşünü veya ambalaj içindeki genel sunumunu bozmayacak hafif yüzeysel lekeler hariç meyveler kusurlardan ari olmalıdır.

254 Akdeniz İhraca Birlikle

1. Sınıf

Bu sınıftaki turunçgil meyveleri iyi kalitede olmalıdır. Meyveler türünün veya ticari tipin tipik özelliklerini taşımalıdır.

Bununla beraber, verilen bir sevkiyatın içindeki meyvenin kalitesini muhafaza edebilmesi veya genel görünüşe zarar vermemesi şartıyla aşağıdaki kusurlara izin verilmektedir:

• Hafif şekil bozukluğu

• Hafif renk bozukluğu

• Meyvenin oluşumunda meydana gelen ve kendi tabiatında mevcut bulunan gümüş kabukluluk, kırmızılık gibi hafif kabuk kusurları

• Darbe hasarları ve sürtünme gibi mekanik sebeplerden meydana gelen hafif kusurlar

2. Sınıf

Bu sınıfa daha üst sınıflardaki kaliteye uymayan, fakat yukarıda belirtilen zorunlu koşulları yerine getiren turunçgil meyveleri girer.

Kalitesi ve takdimine engel olmamak şartı ile meyvenin genel karekteristiğini muhafaza eden aşağıdaki kusurlara izin verilmektedir :

• Şekil bozukluğu

• Renk bozukluğu

• Pürüzlü kabuk

• Meyvenin oluşumunda meydana gelen ve kendi tabiatında mevcut bulunan gümüş kabukluluk, kırmızılık gibi hafif kabuk kusurları

• Darbe hasarları ve sürtünme gibi mekanik sebeplerden meydana gelen hafif kusurlar

• Yüzeysel kapanmış kabuk kusurları

• Meyvenin kabuğunun etinden kısmen veya hafifçe ayrılmış olması (bu husus mandarinler için izin verilir)

3.3. Boylamada İstenen Koşullar

Boylama meyvenin en geniş ekvatoral çapına göre belirlenmektedir.

3.3.1. Minimum Boylama

Aşağıdaki minimum boylardan daha az olan meyveler kabul edilmeyecektir.

  • Limonlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45 mm

  • Klemantin türü hariç Mandarinler . . . . . . 45 mm

  • Klementin türü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 35 mm

• Portakallar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53 mm

3.3.2. Boylara Ayırma

Turunçgiller sayılarak paketlenebilir. Bu durmda III. başlık C bölümündeki boylama kriterlerine bağlı kalınmalıdır. Paketteki meyveler tek bir bitişik boylama kodu içinde kalmak şartı ile ait olduğu boylamanın dışına çıkabilir.

Yaş M

Portakal

Limon

Mandarin

Boy

Çap (mm)

Boy

Çap (mm)

Boy

Çap (mm)

0

92-110

0

79-90

1-XXX

78 ve üstü

1

87-100

1

72-83

1-XX

67-78

2

84-96

2

68-78

1 veya 1-X

63-74

3

81-92

3

63-72

2

58-69

4

77-88

4

58-67

3

54-64

5

73-84

5

53-62

4

50-60

6

70-80

6

48-57

5

46-56

7

67-76

7

45-52

6

43-52

8

64-73

7

41-48

9

62-70

8

39-46

10

60-68

9

37-44

11

58-66

10

35-42

12

56-63

13

53-60

256 Akdeniz

3.4. Toleranslar

Her ambalajda kalite ve ve boylama bakımından kendi sınıfın özelliklerine uymayan turunçgil meyveleri için belirlenen toleranslar aşağıdaki gibidir.

3.4.1. Kalite Toleransları

Ekstra Sınıf

Bu sınıfın özelliklerine uymayan fakat 1. Sınıfa giren veya istisnai olarak bu sınıfın toleranslarını yerine getiren turunçgil meyvelerine ağırlıkça veya sayıca tanınan tolerans % 5’tir.

1. Sınıf

Bu sınıfın özelliklerine uymayan fakat 2. Sınıfa giren veya istisnai olarak bu sınıfın toleranslarını yerine getiren turunçgil meyvelerine ağırlıkça veya sayıca tanınan tolerans % 10’dur.

2. Sınıf

Ne bu sınıfın koşullarına ne de zorunlu minimum koşullara uymayan, tüketime uygun olmayan çürüme ve deformasyonlu turunçgil meyvelerine ağırlıkça veya sayıca tanınan tolerans % 10’dur. Ancak kapanmamış hafif yüzeysel ve kuru yaralı veya yumuşak ve pörsümüş meyveler % 5’i geçmemelidir.

3.4.2. Boy Toleransları

Bütün sınıflar ve türler için, ambalajda belirtilen boyun hemen altında ve/veya üstündeki boylamaya uyan turunçgil meyvelerine ağırlıkça veya sayıca tanınan tolerans % 10’dur.

Her durumda minimum boya uyması gereken, aşağıda verilen ölçülerden küçük olmayan çaptaki meyvelerdir :

• Limon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 43 mm

• Klemantin türü hariç mandarinler . . . . . . . 43 mm

• Klemantin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 34 mm

• Portakal . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 mm

3.5. Sunumla İlgili Koşullar

3.5.1. Bir Örneklik

Her paketteki turunçgil meyvelerinin muhteviyatı aynı çeşit, kalite, boy ve hemen hemen aynı gelişim ve olgunluk derecesinde bir örnek olmalıdır. Ayrıca Ekstra sınıf için renk bakımından da bir örnek olmalıdır. Paketin görünen kısmının muhteviyatı ürünün tüm muhteviyatının temsil etmelidir.

Her ne kadar önceki şartlar geçerli olmasına rağmen, bu düzenlemelere tabi ürünler birlikte satılırsa, satışta paketlerin net ağırlığı 3 kg’den az ise, değişik türdeki taze meyve ve sebzeler 48/2003(EC) no’lu komisyon düzenlemelerine tabidir.

3.5.2. Sunum

Turunçgiller meyveyi düzgün şekilde koruyacak şekilde paketlenmelidir. Ambalaj içinde kullanılan materyaller, yeni, temiz ve ürünün herhangi bir iç veya dış etkenden zarar görmesini önleyecek kalitede olmalıdır. Baskı veya etiketlemenin toksik içermeyen mürekkep

veya zamk ile yapılması şartıyla, materyallerin ve özellikle ticari özellikleri taşıyan pulların

ve kağıdın kullanımına izin verilmektedir.

Meyvelerin sarılmış olduğu durumda, ince, kuru, yeni ve kokusuz kağıt kullanılmalıdır. Özellikle meyvenin kokusu ve tadı gibi turunçgil meyvelerinin doğal özelliklerini değiştirmek için herhangi bir maddenin kullanılması yasaklanmaktadır.

Ambalajlar yabancı maddelerden ari olmalıdır. Ancak, meyveye ekli bazı yeşil yapraklarla küçük dalların (tahta olmayacak) sunumuna izin verilir.

Etiketler ayrı ayrı çıkarıldığında ürünün kabuğuna zarar vermediği veya görünür yapışkan izi bırakmaması şartı ile kullanılabilir.

Turunçgil meyveleri aşağıdaki şekillerde piyasaya sunulabilir;

a) ambalajlarda düzenli kat kat dizilerek

b) ambalajlarda düzenli kat kat olmadan dizilerek veya dökme kaplarda. Bu sunuma sadece 1. ve 2. sınıflar için izin verilir.

c) 5 kg’den az ağırlıklı tekli ambalajlarda tüketiciye yapılan direkt satışlar için;

• Meyve adedi belirtilerek

• Ambalajın net ağırlığı belirtilerek piyasaya sunulabilir.

3.6. İşaretleme ile İlgili Koşullar

Ambalajda sunulan turunçgil meyveleri için her ambalajda aşağıda belirtilen özellikler, aynı tarafta yer alacak şekilde, okunaklı, silinmeyecek ve dışarıdan görülebilir harflerle yazılmalıdır.

3.6.1. Tanımlama

“Ambalaj yapan ve/veya sevk edenin adı ve adresi” ifadesi aşağıdaki şekildeki gibi değiştirilebilir:

• Ön ambalajlama hariç tutularak her ambalajlama için; ambalaj yapan ve/veya sevk edenin refaransı ile birlikte yakın bağlantısını ifade eden ambalaj yapan ve/veya sevk edeni temsil eden kabul görmüş işaretinin markasının bulunması veya markanın resmi şekilde tescillenmiş olması

• Sadece ön ambalajlama için, tüzel kişiliği olan yerleşik satıcının adresi ve adının yakın bağlantısını ifade eden ne için ambalajlandığını belirten ya da aynı anlama gelen ibarenin yer alması. Bu durumda etiketleme ambalaj yapan ve/veya sevk edenin kodunu da içermelidir. Satıcı bu kod vasıtası ile bitkinin muaynesi için gerekli tüm bilgiyi vermiş olduğu varsayılır

258

Türünün veya farklılığının adının belirtilmesi zorunlu olan mandarinler hariç diğer ürünler dışarıdan görünür değilse türün veya nevinin adının belirtilmesi zorunludur.

Portakallar için neviinin adı,

Türün adı:

Limonlar için: uygun olduğunda ”Verdelli” ve Primofiore”

Klementinler için : uygun olduğunda “Çekirdeksiz Klementin” klementin (1 ila 10 arasında

çekirdeği bulunan), “Çekirdekli Klementin” klementin (10’dan fazla çekirdeği bulunan) ibaresi yer almalıdır.

3.6.2. Ürün Menşei

Menşei ülke ve isteğe bağlı olarak yetiştiği bölge veya ulusal, bölgesel veya yerel yer ismidir.

3.6.3. Ticari Özellikler

• Ürün sınıfı belirlenmelidir.

• Ard arda birbirini izleyen üç boylama derecesinin kapsanması durumda yukarı ve aşağı boylama kodlarıyla veya boylama ölçüsüyle birlikte meyvelerin sunumu yapılır

• Boylama kodu (veya meyve paketlemesi birbirini izleyen 2 kodun altına düştüğünde, boylama kodları veya minumum veya maksimum çapları) ve meyvenin sayısı, ambalajlamada

meyveler kat kat düzenlendiğinde belirtilmelidir.

• Hasat öncesinde kimyasal madde veya koruyucu madde kullanılmasının belirtilmesi gerekir

3.6.5. Resmi Kontrol İşareti

Bütün ayrıntıları kapsayacak ve dışardan açıkça görülebilecek şekilde satış ambalajları, ambalajlar birinci bölümde belirtilen özelliklere uygun olmalıdır. Bu ambalajlar yanlış anlaşılacak hiçbir belirti içermemelidir. Eğer bu ambalajlar paletler üzerinde depolanacaksa, paletin en az iki tarafına belirgin bir bir şekilde iliştirilen notla ambalajın özellikleri belirtilmelidir.

Resmi kontrol işaretinin yapılması isteğe bağlıdır.[23]

SONUÇ

Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olmasına rağmen, yaş sebze ve meyve ticaretine getirilen standartlar ve teknik engellerden dolayı, dış ticaretimiz istenilen düzeyde olamamıştır.

Ülkemizin Avrupa Birliği yönelik tarım ihracatımızın toplam ihracata göre düşük kalmasının en önemli nedeni dış ticarette karşılaşılan tarife dışı engellerdir.

Tüm dünyada ve özellikle Avrupa Birliği’nde son yıllarda ürünlerin fiziksel boyutu kadar çevresel boyutu da önemli bir konu haline gelmiştir. Bu nedenle üreticiler, ürünlerin sadece fiyat, kalite, tüketici talepleri ve standartlar gibi geleneksel boyutunu değil, aynı zamanda çevresel boyutunu da göz önüne almak zorundadır

Avrupa Birliği ülkelerine yaş sebze ve meyve ihracatını yükseltmek için bu alanda faaliyet gösteren firmalarımız; Avrupa Birliği’nin bu konuda getirdiği standartlara uygun hareket etmelidirler. Firmalarımız üretim ve tedarik süreçlerini, yaş sebze ve meyvelerin üretiminden, ambalajlanmasına ve sunumuna kadar söz konusu standartlar doğrultusunda ayarlamalıdırlar. Böylece tarife dışı engellere maruz kalınma durumu ortadan kalkacaktır.

Tarife dışı teknik engelleri aşamayan firmalarımızın ise AB pazarına doğrudan ihracat yapma imkanları ortadan kalkacak yani rekabet güçleri olmayacaktır. Tarife ve tarife dışı engeller ihracatçı firmaları kısıtlayan bir unsur olup, özellikle küçük ölçekli ihracatçı firmalar bu tür engelleri aşmakta zorluk çekmektedirler.

Ülkemizde AB’nin uygulayacağı tarife dışı engellere maruz kalmamak için; yaşmeyve ve sebze ihracatının çeşit, kalite, zirai ilaç kalıntısı gibi önemli sorunlarına çözüm olabilecek İyi Tarım Uygulamaları disiplini hızlı bir şekilde üreticilerimiz ve ihracatçılarımız tarafından benimsenmelidir.

Kaynakça,

Duman S. vd. 2004. Türkiye Tarımında Gap (Good Agricultural Practices) Uygulanabilirliği ve Tarım Ürünleri Ticaretine Olası Etkileri

Koç, D. “Yaş Meyve ve Sebze Sektörü Ticaretini Etkileyen Gelişmeler ve Türkiye’nin Rekabet Üstünlüğü Analizi”2005, TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Tarım Dairesi, Ankara

Özdemir S.”Türkiye’nin Avrupa Birliği Ülkelerine Yaş Sebze-Meyve İhracatı ve Avrupa Birliği Çevre Politikalarından Kaynaklanan Teknik Engeller” 2008, Adana, Çukuorva Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi,

Saatçioğlu, C. “Dış Ticaretin Önündeki Engeller ve Çevresel Kriterler ile Dış Ticaret İlişkisi”

www.gapsel.org

http://iyi.tarim.gov.tr/

http://www.ikv.org.tr

www.utk.org.tr

www.tuik.com.tr

www.ysm.org.tr

http://tr.wikipedia.org


[1] www.tuik.com.tr [2] www.yms.org.tr [3] Özdemir S.”Türkiye’nin Avrupa Birliği Ülkelerine Yaş Sebze-Meyve İhracatı ve Avrupa Birliği Çevre Politikalarından Kaynaklanan Teknik Engeller” Adana, Çukuorva Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, 2008, s. 49-50

[4] KOÇ, D. “Yaş Meyve ve Sebze Sektörü Ticaretini Etkileyen Gelişmeler ve Türkiye’nin Rekabet Üstünlüğü Analizi”2005,TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatıGeliştirme Etüd Merkezi, Tarım Dairesi, Ankara, s.87

[5] www.ysm.org.tr [6] Saatçioğlu, C. “Dış Ticaretin Önündeki Engeller ve Çevresel Kriterler ile Dış Ticaret İlişkisi” s.2   [7] Özdemir, s.16 [8] Özdemir s. 18 [9] Cem, s. 4 [10] Özdemir, s.20-21 [11] http://www.ikv.org.tr [12]www.gapsel.org [13] www.ikv.org.tr

[14] Duman S. vd. 2004. Türkiye Tarımında Gap (Good Agricultural Practices) Uygulanabilirliği ve Tarım Ürünleri Ticaretine Olası Etkileri

[15] http://iyi.tarim.gov.tr/ [16] www.utk.org.tr [17] Özdemir s.40 [18] Özdemir, s. [19] www.utk.org.tr

[20] Delice, A., 2006.” HACCP, 13001 ve Eurepgap Uygulamaları” Tarım ve Mühendislik Dergisi, 76-77:

[21] http://tr.wikipedia.org [22] Özdemir s.41

[23] www.utk.org.tr

Paylaşın

İlişkili Makaleler

About Author

admin