AB’nin Antidamping Mevzuatı ve Uygulamaları

Ocak 2, 2014

|

Kategori:

Aysun ADSOY

 

 

 

İÇİNDEKİLER

 

Sayfa No.

GİRİŞ 1

 

1. AVRUPA BİRLİĞİ ANTİDAMPİNG MEVZUATI VE UYGULAMALARI 1

1.1. Yasal Düzenlemeler 1

1.2. Anti Damping Soruşturma Süreci 3

1.2.1. Genel 3

1.2.2. Soruşturma Süreci 4

1.2.2.1. Şikayet Dilekçesinin Verilmesi ve Şikayetin Analiz Edilmesi 4

1.2.2.2. Soruşturmanın Başlatılması 5

1.2.2.3. Soru Formlarının Hazırlanması ve İlgililere Gönderilmesi; Soru Formlarına Verilen Cevapların Analizi; Tahkikatların Başlaması; Yerinde İncelemelerin Yapılması ve Değerlendirme Süreci 5

1.2.2.4. Geçici Önlemler Alınması 6

1.2.2.5. Nihai Karar ve Soruşturmanın Sonuçlandırılması 7

1.2.2.6. Tedbirlerin Dolanılması (Önlemlerin Etkisiz kılınması) 9

1.2.2.7. Gözden Geçirmeler 9

1.2.2.8. Adalet Divanı’na İtiraz 11

1.3. AB Anti Damping Mevzuatının Temel Özellikleri 12

1.3.1. “AB Çıkarı” Unsuru (Community Interest) 12

1.3.2. Sıfırlama Uygulaması (Zeroing) 12

1.3.3. Daha Az Vergi Kuralı (Lesser Duty Rule) 13

1.3.4. Uygulama Süresi Sona Eren Önlemler İçin Gözden Geçirme Soruşturmaları (Sunset Review) 13

1.4. Avrupa Birliği’nde Anti Damping Düzenlemelere ilişkin Veriler 13

1.4.1. Üretim Sektörleri İtibariyle 1998–2007 Yılları Arasında AB Tarafından

Açılan Anti damping Soruşturmaları 14

1.4.2. Soruşturma Açılan Ülkeler İtibariyle 1998–2007 Yılları Arasında AB Tarafından Açılan Anti damping Soruşturmalar 16

1.4.3. 1998–2007 Yılları Arasında Yıl Sonları İtibariyle AB’de Yürürlükte Olan Anti damping Önlem Sayıları 18

1.4.4. 31.12.2007 İtibariyle Ürün Bazında AB’de Yürürlükte Bulunan Anti düşürüm Önlemler 19

1.4.5. 31.12.2007 İtibariyle Anti damping Önleme Maruz Kalan Ülkeler Bazında AB’de Yürürlükte Bulunan Anti damping Önlemler 21

1.4.6. 31.12.2007 İtibariyle AB’ye Karşı Yürürlükte Bulunan Anti damping Önlemlerin Önlemi Alan Ülkeler İtibariyle Dağılımı 25

1.4.7. 31.12.2007 İtibariyle AB’ye Karşı Yürürlükte BulunanAnti damping Önlemlerin Önlemden Etkilenen Üye Ülkeler İtibariyle Dağılımı 26

SONUÇ 28

 

KAYNAKÇA 30

 

 

GİRİŞ

Avrupa Birliği (AB) 1 sanayisini korumak amacıyla gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarının yanı sıra, Ortak Rekabet Politikası ve DTÖ Anti damping Anlaşması çerçevesinde sıklıkla anti damping önlemlere de başvurmaktadır. Öyle ki, anti damping önlemler halihazırda AB tarafından en sık kullanılan ticari koruma önlemidir. Dış ticaretimizden AB ülkelerinin aldığı pay da dikkate alınarak, AB anti damping mevzuatının etraflıca ele alınması dış ticaretimizin devamlılığı ve gelişimi açısından önem arz etmektedir.

AB mevzuatı genel çerçevesi itibariye DTÖ mevzuatı ile paralellik taşımaktadır. Özellikle dampingin tanımı, dampingin ve zararın tespiti ile dampinge karşı alınabilecek önlemler açısından DTÖ Anti damping Anlaşması ile uyum içerisindedir.

1. AVRUPA BİRLİĞİ ANTİDAMPİNG MEVZUATI VE UYGULAMALARI

1.1. Yasal Düzenlemeler

AB, DTÖ Anti damping Anlaşması’nın damping konusundaki hükümlerine paralel olarak kendi anti damping mevzuatını geliştirmiştir.

AB’nin anti damping mevzuatı ilk olarak 1968 yılında kanunlaştırılmış ve bu tarihten itibaren bir çok defa değişikliğe uğramıştır. AB üreticilerinin dampinge karşı korunması 1995 yılına kadar 2423/88 sayılı Yönetmelik ile yapılmıştır. Ancak 1994 yılında DTÖ’ nün kurulması ve dampinge karşı korunmayı düzenleyen DTÖ Anti damping Anlaşması’nın kabul edilmesi sonucunda, 2423/88 sayılı Yönetmeliğin yenilenmesi gerekmiş ve bu yönetmelik tamamen kaldırılarak yerine 3283/94 sayılı ve 22 Aralık 1994 tarihli Yönetmelik kabul edilmiştir. Bu yönetmelik, umulan faydayı sağlamaması ve bazı teknik hataların bulunduğunun görülmesi üzerine, yürürlükten kaldırılmış ve yerine 384/96 sayılı Yönetmelik kabul edilmiş ve 6 Mart 1996 tarihinde de yürürlüğe girmiştir.

Bu doğrultuda, AB mevzuatını oluşturan temel metin; “Avrupa Topluluğu üyesi Olmayan Ülkelerden Kaynaklanan Dampingli İthalata Karşı Korunmaya İlişkin 22 Aralık 1995 tarih ve 384/96 sayılı Konsey Yönetmeliği” 2 olmaktadır.

Söz konusu yönetmelikte 01.05.2008 tarihine kadar yapılan değişiklikler aşağıda sıralanmıştır 3:

– 02.12.1996 tarihli ve 2331/96 sayılı Konsey Yönetmeliği

– 27.04.1998 tarihli ve 905/98 sayılı Konsey Yönetmeliği

– 09.10.2000 tarihli ve 2238/2000 sayılı Konsey Yönetmeliği

– 05.11.2002 tarihli ve 1972/2002 sayılı Konsey Yönetmeliği

– 08.03.2004 tarihli ve 461/2004 sayılı Konsey Yönetmeliği

– 21.12.2005 tarihli ve 2117/2005 sayılı Konsey Yönetmeliği

Yukarıda belirtilen yönetmeliklerden, 2331/96 sayılı Konsey Yönetmeliği, iç piyasa fiyatları ile ihraç fiyatlarının karşılaştırılmasına ilişkin düzenlemeler içermekte; 905/98 sayılı Konsey Yönetmeliği, Rusya ve Çin’den gerçekleştirilen ithalata karşı açılacak damping soruşturmalarında, soruşturma usulleri olarak, piyasa ekonomisine geçmiş ülkelere uygulanan hükümlerin uygulanmasını öngörmekte; 2238/2000 sayılı Konsey Yönetmeliği, Ukrayna, Vietnam ve Kazakistan’dan gerçekleştirilen ithalata karşı açılacak damping soruşturmalarında, soruşturma usulleri olarak, piyasa ekonomisine geçmiş ülkelere uygulanan hükümlerin uygulanmasını öngörmekte; 1972/2002 sayılı Konsey Yönetmeliği iç piyasa fiyatları ile ihraç fiyatlarının karşılaştırılmasına ilişkin düzenlemeler içermekte, 461/2004 sayılı Konsey Yönetmeliği oylama prosedürleri, fiyat taahhüdünde bulunma şartları, soruşturma süreleri ve diğer bazı prosedürlere ilişkin değişiklikler içermekte, 2117/2005 sayılı Konsey Yönetmeliği ise Ukrayna’dan gerçekleştirilen ithalata karşı açılacak damping soruşturmalarında normal değer hesaplamasının piyasa ekonomisi uygulayan ülkelerle aynı prosedür uygulanarak gerçekleştirileceğini içermektedir 4.

1.2. Antidamping Soruşturma Süreci

1.2.1. Genel

AB tarafından açılacak her anti damping soruşturmasının teknik ve politik olmak üzere iki temel boyutu olduğu söylenebilir. Teknik boyut, damping marjı ve zararın saptanmasına yönelik çalışmaları içermekte ve bu konuda ihracatçının çabaları büyük önem taşımaktadır. Politik boyut ise “AB çıkarı” kavramından kaynaklanmaktadır. “AB çıkarı”nın, geniş bir yorumla üçüncü ülkelerle ilişkileri de kapsadığı göz önüne alındığında, resmi düzeyde iyi hazırlanmış savlara dayalı politik girişimlerin soruşturmanın sonucunda etkin rol oynayacağı söylenebilir5.

Anti damping soruşturmaları, AB anti damping mevzuatını oluşturan temel düzenlemeler kapsamında gerçekleştirilmektedir. Soruşturmalar açıklık, tarafsızlık ve objektiflik kriterleri çerçevesinde şekillendirilmektedir. Genel olarak her bir anti damping soruşturmasında izlenen prosedür aynı olmakla birlikte, AB üyesi olmayan aday ülkeler için (Türkiye vb.) kimi farklı uygulamalar da bulunmaktadır6.

1.2.2. Soruşturma Süreci7

1.2.2.1. Şikayet Dilekçesinin Verilmesi ve Şikayetin Analiz Edilmesi

AB’nin anti damping düzenlemelerle ilgili yetkili birimi Avrupa Komisyonu Ticari Koruma Araçları Servisi’dir. Damping soruşturması herhangi bir ürün için bu birime yapılacak başvuru ile başlatılır. Başvurular, AB sanayisi8 adına hareket eden herhangi bir tüzel ya da gerçek kişinin veya tüzel kişiliği olmamakla beraber AB sanayisi adına hareket eden herhangi bir birlik tarafından yazılı şikayet ile yapılabilir. Şikayetin dikkate alınabilmesi için, şikayet sahibi üreticilerin söz konusu ürünün üretimi içerisindeki paylarının, toplam AB üretiminin en az %25’ini oluşturması gerekmektedir. Şikayet başvurusu doğrudan Komisyon’a veya Komisyon’a iletilmek üzere üye ülkelere yapılabilir. Bu başvurular genellikle AB sanayisini temsil eden meslek kuruluşlarınca yapılmaktadır. Şikayet yazılı ve yeterli kanıtları içerir olmalıdır; damping, zarar ve ikisi arasındaki nedensellik bağını gösterecek delilleri içermelidir. Soruşturma açılabilmesi için yapılan şikayetin o üründe AB üretiminin % 50’si tarafından veya adlarına yapılmış olması gerekir. Üretimin % 25’inden azını gerçekleştiren sanayiciler tarafından yapılan şikayetler sonucunda soruşturma açılamaz. Şikayetin, AB sanayisinin zarar gördüğünü gösteren belgelerle desteklenemediği durumlarda Komisyon’un şikayeti reddetme yetkisi vardır.

Özel durumlarda, damping, zarar ve nedensellik bağı ile ilgili yeterli kanıta dayandırılarak yazılı şikayet olmaksızın soruşturma başlatılmasına karar verilebilir. Başlangıçta başvurular gizli tutulur. Başvuruların değerlendirilmesi aşamasında da gizlilik esastır. Komisyon elde ettiği ticari ve teknik bilgileri, bilgi kaynağının özel izni olmadan hiçbir şekilde açığa vuramaz. Bu gizlilikteki amaç, ihracatçıların şikayetin incelendiği dönemde tedbir almalarını önlemektir.

1.2.2.2. Soruşturmanın Başlatılması

Dampingli olduğu öne sürülen malların niteliği, iç piyasa fiyatı ve ihraç fiyatı gibi unsurlara ilişkin delillerin gerçekliği ve kesinliği belirlendikten sonra, bir soruşturma başlatılmasına yetecek delil olduğuna ve şikayetin AB sanayisi9 adına yapıldığına karar verilirse, 45 gün içerisinde soruşturma başlatılır.

Soruşturmanın başlatıldığı AB Resmi Gazetesinde ilan edilir. Soruşturmanın başladığını belirten ilan AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandığında, konu ile ilgili tarafların ellerindeki bilgileri Komisyon’a iletmeleri için resmi duyuru yapılmış olur. İlgili taraflar Resmi Gazete’de yayımlanan duyuruda belirtilen tarihe kadar Komisyon’a soruşturma ile ilgili görüş ve bilgilerinin dikkate alınmasını teminen yazılı başvuruda bulunurlar. İlan yayımlanana kadar ilgili taraflara resmen bilgi verilmez ve soruşturmanın ilk aşamaları gizli olarak tek taraflı yürütülür. Bu amaçla Komisyon kendi içinde soruşturmayı yürütecek bir grup oluşturur.

1.2.2.3. Soru Formlarının Hazırlanması ve İlgililere Gönderilmesi; Soru Formlarına Verilen Cevapların Analizi; Tahkikatların Başlaması; Yerinde İncelemelerin Yapılması ve Değerlendirme Süreci

Soruşturmanın başladığını belirten ilanın yayımlanması ile birlikte, Komisyon soruşturma prosedürünün başlatılmasından önceki en az altı ayı kapsayacak dönemi incelemeye alır ve ilgili taraflara bu döneme ait bilgilerin sorulduğu soru formlarını gönderilir. Böylece ihracatçılar ve imalatçılar aynı anda şikayetin bir örneğini elde etmiş olurlar. Ayrıca, kendilerine soru formu gönderilmeyen ihracatçı veya imalatçılar ilanda belirlenen süre içinde Komisyon’a başvurarak yazılı veya sözlü olarak görüşlerini belirtebilecekleri gibi, soru formu da talep edebilirler. Soru formlarını alan taraflara yanıt vermeleri için en az 30 gün süre verilir.

Soru formlarının yanıtlanmasını takiben, yetkili uzmanlar önce AB içinde soruşturmayı başlatırlar. Öncelikle ithalatçılar, ihracatçıların bağlı satış ve pazarlama şirketleri ile AB imalatçıları ziyaret edilir.

Komisyon üye ülkelerden de bilgi ve yardım isteyebilir. Hatta üye ülkelerden hem kendi ülkelerinde, hem de üçüncü ülkenin kabulü halinde üçüncü ülkelerde inceleme yapmalarını isteyebilir. Komisyon ilgili şirketin onayını almak sureti ile ve ilgili ülkeyi haberdar ettikten sonra, üçüncü ülkelere gidip bizzat incelemelerde de bulunabilir.

Soruşturmaya muhatap olan taraflar, Komisyon’a yazılı sunuşlarda bulunabilir veya sözlü savunma isteyebilir. Talep üzerine tarafların karşılıklı olarak görüşmeleri de sağlanabilir. Tüm tarafların rızası ile gerçekleştirilecek bu görüşmede, ithalatçı, ihracatçı ve şikayetçi AB sanayisi yetkilileri soruşturmayı yürüten uzmanlar başkanlığında bir araya gelerek konuyu ele alırlar.

İlgili taraflardan biri, soruşturmayı engeller veya gerekli bilgileri vermezse, inceleme, temin edilen bulgular üzerinden yapılır. İlgili herhangi bir tarafın makul bir süre içinde gerekli bilgileri vermeyi reddettiği veya bu bilgileri istenen şekillerde vermediği veya soruşturmayı engellediği durumlarda, mevcut gerçekler esas alınarak olumlu veya olumsuz ön ve nihai belirlemeler yapılabilir. İlgili herhangi bir tarafın işbirliği yapmaması ve istenen bilgileri yetkili mercilere vermemesi halinde, bu durum ilgili tarafın işbirliği yaptığı duruma kıyasla, söz konusu tarafın daha az lehine olan bir sonuca yol açabilir. Bu doğrultuda, işbirliği yapmak çoğunlukla tarafların kendi yararınadır. Aksi takdirde bulguların en az lehteki verilerin kullanılmak suretiyle yapılması tehlikesi vardır.

İlk veriler derlendikten sonra, uzmanlar damping ve zararla ilgili ön belirlemeleri hazırlar. Bu süreç içinde iki yönlü bilgi akışı sağlanarak, hem Komisyon’un gerek duyduğu ek bilgiler alınır hem de hesaplama yöntemi konusunda ihracatçı veya imalatçılara bilgi verilir.

1.2.2.4. Geçici Önlemler Alınması

Ön sonuçların değerlendirilmesi sonucu, damping yapıldığı tespit edilir ve AB sanayisine zarar verildiğine dair yeterli kanıt bulunursa, Komisyon bir üye devletin talebi üzerine veya kendi inisiyatifiyle geçici tedbir alabilir. Geçici vergi soruşturmanın başlatılmasından sonra en erken 60 gün, en geç 9 ay sonunda uygulanabilir. Geçici anti damping vergisinin oranı damping marjından fazla olamaz. Ancak sanayide meydana gelen zararın oranı saptanan damping marjından düşükse bu oran da uygulanabilir.

Normal olarak geçici vergi uygulaması dört ay olmakla beraber, gerektiğinde dokuz aya kadar uzatılabilmektedir. Bu süre zarfında soruşturmanın kesin bir sonuca bağlanması gerekmektedir.

Geçici vergi uygulamasında vergi tahsilatı yapılmaz. Ancak geçici vergiler ithalatçı tarafından verilecek teminat ile garanti altına alınır ve ürünlerin serbest dolaşıma girişi bu teminat koşuluna bağlı olur. Geçici vergi soruşturma sonucunda kesin vergi haline dönüşürse bu garanti nakde çevrilerek verginin tahsili gerçekleştirilir. Geçici vergi uygulanmasına karar verildikten sonra, ortaya konan bulgular damping ve zararın varlığını gösteriyorsa, geçici verginin tamamı veya bir kısmı kesin vergiye dönüştürülebilir. Ancak bunun için zararın varlığı ya da kesin vergi uygulanmaz ise zarar oluşacağı ispatlanmalıdır.

1.2.2.5. Nihai Karar ve Soruşturmanın Sonuçlandırılması

Başlatılan soruşturma işlemleri bir yıl içinde tamamlanacaktır. Her koşulda, tüm soruşturmalar başlangıcından sonra 15 ay içerisinde tamamlanacaktır.

Soruşturmaların sonuçlandırılması üç şekilde olur:

Birinci olarak, soruşturma sonucunda damping marjı belirlenemez veya damping ile doğan zarar arasında illiyet bağı saptanamazsa ya da çok düşük oranda (%2’nin altında) damping marjı tespit edilirse önlem uygulanmaması kararı ile soruşturma kapatılır. Ayrıca, soruşturma sürecinde, dampingli ithalat yapılan ülkelerin her birinin AB pazar payının %1’in altında olması ve bu ülkelerden yapılan toplam dampingli ithalatın da AB tüketimi içeri¬sindeki payının %3’ü geçmemesi durumunda zarar ihmal edilebilir kabul edilir ve soruşturma sona erdirilir.

İkinci olarak; soruşturma süreci içerisinde, soruşturmaya tabi olan ihracatçılar, ürünlerini belli bir fiyatın altında satmayacaklarını garanti eden bir fiyat taahhüdü verirlerse; konu Komisyon’ca incelenir; makul bulunması durumunda Komisyon, Konsey’e, taahhüdün kabul edilmesi yolunda öneride bulunur; Konsey’in bu öneriyi kabul etmesi durumunda, söz konusu ürünün AB’ye ithalatı, fiyat taahhüdü çerçevesinde sürdürülür. Komisyon’un Konsey’e kesin tedbir alınması teklifinden beş gün öncesine kadar her zaman için fiyat taahhüdü teklifinde bulunulabilir. Komisyon da ihracatçılara taahhüt vermelerini önerebilir, ancak ihracatçı bu öneriyi kabul etmek zorunda değildir. Taahhüt veren ihracatçı dampingi kabul etmiş olur. Taahhüdün kabul edilmesi Komisyon’un koyduğu geçici vergilerin toplanmasını engellemez. Taahhüt kabul edildikten sonra zarar araştırması Komisyon veya ihracatçıların büyük kısmı isterse devam eder. Damping olmadığı veya zarar bulunmadığı tespit edildiğinde taahhüt düşer. Ne var ki, bu sonucun taahhütten dolayı ortaya çıktığı durumlarda, taahhüdün uygun bir süre daha uygulanması talep edilebilir. Dampingin varlığı ve buna bağlı zarar oluştuğu yönünde bir karara varıldığı takdirde ise taahhüt tüm kuralları ile uygulanmaya devam edecektir. Taahhüdün veren tarafından geri alınması veya Komisyon’un taahhüdün ihlal edildiğine kanaat getirmesi durumunda, Komisyon ihracatçıya bu konuda görüş bildirme imkanı tanıdıktan sonra, taahhüdün kabul edilmesinden önce elde etmiş olduğu verilere dayanarak geçici anti damping vergi uygulayabilir. Verilen taahhüt çok sayıda ihracatçı olması gibi uygulamaya elverişsiz durumlarda veya genel politika veya başka sebeplerden dolayı kabul edilmeyebilir. Taahhüt incelendikten sonra kabul edilirse ve Danışma Komitesi’nde de itiraz edilmezse soruşturma sonuçlandırılır. Son olarak, Komisyon Konsey’e soruşturmanın bitirilmesini teklif eder ve Konsey 1 ay içerisinde çoğunluk oyu ile aksine karar vermediği takdirde soruşturma kapanmış olur.

Üçüncü olarak, damping marjı ve zararın varlığı tespit edilir; Komisyon, saptanan marjları Konsey’e iletir ve Konsey’in belirleyeceği oranda anti damping vergisi kesin olarak yürürlüğe konarak soruşturma kapatılır. Anti damping vergisinin miktarı, damping marjını ve daha düşük ise zarar marjını10 geçemez. Vergi, dampingli olduğu ve zarara yol açtığı tespit edilen malların geldiği tüm kaynaklara uygulanır. Her ilgiliye ne miktarda vergi uygulanacağı ayrıntılı olarak belirtilir. 90 günden fazla olmamak kaydıyla, geçici vergilerin uygulanmasından önce tüketime sunulmuş ürünlerden geriye dönük vergi de tahsil edilebilir, ancak bu süre soruşturma başlangıcından önceki süreyi kapsayamaz. Vergiler üye ülkeler tarafından tahsil edilir. Kesin anti damping vergisi, uygulanmasına karar verilmesinden itibaren (veya hakkında yapılan sona erme incelemesinin tarihinden itibaren) beş yıl içinde sona erer. Ancak beş yıllık süre dolmadan evvel AB sanayisinin yapacağı bir talep üzerine veya bizzat Komisyonca başlatılacak bir incelemede, sona ermenin damping ve zararın devamına veya tekrarına yol açacağı belirlenirse, tedbirin devamına karar verilebilir.

1.2.2.6. Tedbirlerin Dolanılması (Önlemlerin Etkisiz Kılınması)

Tedbirlerin dolanılması, ekonomik gerekçe olmaksızın mevcut ticaret akışı değiştirilerek anti damping verginin etkisiz bırakılmasıdır.

AB ortak ticaret politikası kapsamında anti damping önlemlerin sıkça kullanılıyor olması, üreticileri ve ihracatçıları bu önlemleri bertaraf edecek yöntemler bulma yoluna itmektedir. Bu yöntemlerden en önemlisi anti damping vergisi konulan ürünün kendisini ithal etmek yerine, bu ürünü oluşturan parçaları ithal edip bunları AB’de (veya üçüncü bir ülkede) monte ettikten sonra piyasaya sürmektir. Bu yöntemi engellemek üzere, AB anti damping mevzuatı özel hükümler öngörür. Montaj operasyonunun anti damping soruşturmasının başlamasından veya kısa süre öncesinden itibaren artması, montajı yapılan parçaların, tedbire muhatap olan ülkeden gelmesi ve montajı yapılan parçaların, montajı yapılmış ürünün toplam değerinin en az % 60’ını oluşturması (ancak montaj sırasında parçalara eklenen katma değer üretim maliyetinin %25’ini aşıyorsa önlemlerin etkisiz kılındığından söz edilemez) tedbirlerin dolanılması anlamına gelir. Bu durumda üçüncü ülkeden gelen benzer ürünlere veya onları oluşturan parçalara da anti damping vergisi uygulanabilir.

1.2.2.7. Gözden Geçirmeler

Alınacak önlemler sadece zarara neden olan dampingin önlenmesi için gerekli olduğu sürece yürürlükte kalacaktır. Anti damping önlemler uygulanmaya başladığı tarihten itibaren beş yıl sonunda, yeniden gözden geçirilmesi kararlaştırılmadığı takdirde sona erecektir.

Gözden geçirmeler, Sona Erme İncelemesi (Sunset Review), Ara İnceleme (Interim Review) ve Yeni Gelen İncelemesi (Newcomer Review) olmak üzere üç başlıkta incelenebilir.

Sona erme incelemesi, beş yıllık uygulama süresi dolmadan önce, AB sanayisinin yapacağı bir talep üzerine ya da bizzat Komisyon tarafından başlatılacak bir inceleme ile sona ermenin damping ve zararın devamına veya tekrarına yol açıp açmayacağının tespit edilmesidir. Alınacak karara göre önlemlerin uygulamasına devam edilebilir.

Ara inceleme, henüz bitiş tarihi yaklaşmamış olan dampinge karşı önlemlerin devamında fayda olup olmadığı konusunda inceleme yapılmasıdır. Ara inceleme için kesin vergilerin başlangıcından itibaren en az bir yıl gibi makul bir sürenin geçmiş olması gerekir. Bu süre zarfında Komisyon, şikayetçi olan taraf ya da vergiye konu olan taraf, mevcut uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi yolunda başvuru yapma hakkına sahiptir. Ara inceleme başlatıldığında, yürürlükteki uygulamanın durumu soruşturmanın sonucuna bağlı olacaktır. Ara incelemeler normalde başlangıcından itibaren 12 ay içinde karara bağlanmalıdır. Ara inceleme sonucunda, damping marjı sapta-namazsa, kesin vergi yürürlükten kaldırılabilir. İthalatçı damping marjının kalktığını veya yürürlükteki verginin altına indiğini ispat ederek tahsil edilen vergilerin geri ödenmesini talep edebilir. Komisyon, Danışma Komitesi ile de müzakere ederek iç gözden geçirme sonucunda geri ödemenin yapılıp yapılmayacağına ve yapılacağı takdirde hangi oranda yapılacağına karar verir. Vergilerin geri ödenmesi kararı normal olarak 12 ay içinde verilmelidir, bu süre hiçbir şekilde geri ödeme talebinden sonra 18 ayı geçmeyecektir. Geri ödeme kararına istinaden ödeme karardan sonra en geç 90 gün içinde üye ülke tarafından yapılır. Ara inceleme sonucunda, mevcut antidamping vergisine rağmen söz konusu ürünün AB piyasasına daha düşük fiyatlarla girdiği tespit edilirse, yeni bir soruşturma başlatılarak beş yıl süreli yeni ve daha yüksek bir kesin vergi oranı da saptanabilir.

Yeni gelen incelemesi, dampingli mallan ihraç eden ülkeye mensup olup, dampinge konu olmuş mallardan AB’ye ilk defa ihraçta bulunacak olan ve bu nedenle de hakkında uygulanacak bireysel vergi oranı bulunma¬yan yeni ihracatçılar için bireysel damping marjını belirlemek amacıyla yapılır. Bu incelemenin yapılabilmesi için, yeni gelen ihracatçının, yürürlükteki antidamping vergisine muhatap hiç bir üretici veya ihracatçı ile bağlantısı olmadığını göstermesi gerekir. İncelemenin sonunda yeni bir vergi oranı öngörülebileceği gibi mevcut oran da kaldırılabilir.

1.2.2.8. Adalet Divanı’na İtiraz

Gerçek ve tüzel kişiler, kendilerine doğrudan yöneltilen veya başkasına yöneltilmiş olan bir tüzük veya karar şeklinde olmakla beraber, kişiyi doğrudan ve bireysel olarak ilgilendiren kararlara karşı, yetkisizlik, şekli hükümlerin ihlali, Ortaklık Anlaşması’nda yer alan hukuk kurallarına aykırılık veya yetkinin kötüye kullanılması gerekçeleriyle dava açabilirler.

Anti damping önlemler ile ilgili kararlara karşı yargısal yollara başvurabilmek için ayrıca ilgili tasarrufun başvuruda bulunan kişinin durumunu olumsuz etkilemesi gereklidir. Anti damping davalarında damping yaptığı iddia edilen ihracatçılar, kendisinden vergi tahsil edilen ithalatçılar ve dampingden zarar gördüğünü iddia eden AB sanayisi temsilcileri Komisyon kararlarına karşı dava açabilir. Söz konusu malın ticareti ile uğraşan bağımsız ithalatçı dava açamaz; ancak ulusal mahkemeler kanalıyla konuyu Adalet Divanı’na getirebilirler. Ayrıca AB sanayisi temsilcileri, damping soruşturması başlatılması yolundaki taleplerinin Komisyonca reddedilmesi halinde, bu ret kararına karşı dava açabilirler.

Anti damping soruşturmaları hayli karışık, sübjektif ve teknik olduğundan, Adalet Divanı anti damping soruşturmalarının teknik ayrıntılarını incelemez; seçilen hesaplama metotlarının isabeti, fiyat kıyaslamasının hakkaniyetli olup olmadığı gibi konularda inceleme yapmaz; sadece hukuki açıdan tüzüğe (süre, yetkisizlik, yetkinin kötüye kullanılması, esaslı bir usul kuralına aykırılık, evrak prosedürü vb.) uyulup uyulmadığını inceler ve kararlan da genelde Konsey kararları doğrultusunda gerçekleşir.

1.3. AB Anti Damping Mevzuatının Temel Özellikleri

1.3.1. “AB Çıkarı” Unsuru (Community Interest)

DTÖ kuralları gereği anti damping önlemlerin uygulanabilmesi için, dampingli satışın yapılmış ya da halen yapılıyor olması, dampingli ithalat sonucunda ithalatçı ülkelerin yerli sanayisine yönelik maddi zarar ya da maddi zarar tehdidi oluşması ve zararın dampingden kaynaklanması şartları aranmaktadır.

AB mevzuatında ise, bunlara ek olarak; anti damping önlemin uygulanmasında “AB çıkarı” olması şartı da aranmaktadır. “AB çıkarı”, yalnızca zarara doğrudan muhatap olan sanayinin değil, bunun yanı sıra tüketicilerin ve dampingli malı ara mal olarak kullanan sanayilerin çıkarları da dahil olmak üzere çeşitli menfaatlerin bütününü ifade etmektedir. “AB çıkarı” şartı uyarınca, anti damping önlemler sadece AB Komisyonu tarafından bu önlemlerin alınmasının AB ekonomisinin genel çıkarlarına aykırı olmadığına karar vermesi halinde uygulanabilmektedir. “AB çıkarı” incelemesinin yapılmasında ilgili tüm tarafların bilgisine başvurulur.

1.3.2. Sıfırlama Uygulaması (Zeroing)

Sıfırlama uygulamasında, normal değerin ağırlıklı ortalamasının ayrı ayrı ihracat işlemlerinin fiyatları ile karşılaştırılmasına gidilmekte ve normal değerin üzerinde bir fiyatla yapılan ihracat işlemleri damping marjının hesaplanması sırasında dikkate alınmamaktadır. Sıfırlama yöntemi uygulandığında, hesaplanan damping marjı büyük ölçüde artmaktadır. Bu durum ihracatın önemli bir kısmı normal değerin üzerinde bir fiyatla gerçekleştirilse dahi, çok yüksek oranda damping marjı belirlenmesine ve bunun sonucu olarak da yüksek anti damping vergiler konulmasına yol açabilmektedir.

AB mevzuatı uyarınca, normal şartlarda damping marjının hesaplanması sırasında sıfırlama uygulaması yapılmamaktadır. Sıfırlama yöntemi sadece, belli bir zaman aralığında ya da belli bir bölgeden yapılan ve mutat şekilde gerçekleşmeyen ayrıksı satış işlemlerinin mevcudiyeti halinde, söz konusu özel durumla sınırlı olmak üzere uygulanmaktadır. Bu da uygulamada ender rastlanan bir durumdur. Bahsedilen özel durumların bulunmadığı hallerde, normal değerin üstünde bir fiyatla gerçekleştirilen satışlar da herhangi bir sıfırlama işlemine tabi tutulmadan, negatif damping tutarı olarak damping marjı hesaplamasına dahil edilir.

1.3.3. Daha Az Vergi Kuralı (Lesser Duty Rule)

“Daha az vergi kuralı”, uygulanacak dampinge karşı vergi tutarının, yerli üretim dalının uğradığı zararı telafi etmeye yetmesi halinde, tespit edilen damping marjından daha az miktarda belirlenmesidir. AB mevzuatı da “daha az vergi kuralı”nı uygulamaktadır. Anti damping vergisinin miktarı, damping marjını ve daha düşük ise “zarar marjı”nı geçememektedir.

olup bu yıla ait veriler analizlerde yer almamaktadır.

13 Soruşturmalar doğrudan ülkelere karşı değil, o ülke menşeli malların AB’ye dampingli ithalatına karşı açılmaktadır. “Anti damping soruşturması açılan ülkeler” tabiri anlatım kolaylığı sağlaması açısından tercih edilmiştir.

14 European Commission Directorate, Overview Of Third Country Trade Defence Actions Against The Community, Brussels, 2007, s.16. ve http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/november/tradocj 13266.xls.

15 Andean Birliği (The Andean Community), Bolivya, Kolombiya, Ekvator ve Peru arasında kurulmuş bir ticaret bloğudur.

16 Aylin Ege, “Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası ve Türkiye,” ODTÜ Gelişme Dergisi, Ankara, No. 26(3-4) (1999), s.276.

17 120 T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, Avrupa Birliği ve Türkiye, 5.B., Ankara, Doğuşum Matbaacılık Ltd. Şti., 2002, s.367.

 

 

 

Paylaşın

İlişkili Makaleler

About Author

admin