G.Asya Ülkelerinin Dünya Ticaretinde ki Rolü ve Türkiye’nin Bölge Ülkeleri ile ikili İlişkileri

Mart 2, 2014

|

Kategori:

İbrahim ÖZTÜRK

İstanbul

İÇİNDEKİLER

Sayfa No.

Kısaltmalar ……………………………………………………………………………….…..iv

1. GÜNEY ASYA BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (SAARC)….……………………..1

1.1. Genel Bilgiler………………………….………………………………………………………1

1.2. Türkiye’nin Örgüt’le İlişkileri……….…………………………………………………1

1.3. Örgüt Hakkında Değerlendirmeler……….………….…………………………………2

2. HİNDİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….………………………………4

2.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………4

2.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………….5

2.2.1. Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı …………………………………………………………5

2.2.2. Ekonomi’deki Gelişmeler …………………………………………………………………………….5

2.2.3. Doğal Kaynaklar………………………………………………………………………………………….6

2.2.4. Nüfus……………………………………………..………………………………………………………….7

2.2.5. Büyüme…………………………………………..………………………………………………………….7

2.2.6. Dış Rezervler Ve Ödemeler Dengesi…..………………………………………………………….8

2.2.7. Dış Ticaret……………………………………….………………………………………………………….8

2.2.8. Türkiye ile Ticaret…………………………….………………………………………………………….8

3. PAKİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….…………………..……………9

3.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………9

3.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………….9

3.2.1. Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı …………………………………………………………9

3.2.2. Ekonomi’deki Gelişmeler …………………………………………………………………………..10

3.2.3. Doğal Kaynaklar………………………………………………………………………………………..10

3.2.4. Nüfus……………………………………………..…………………………………………………………11

3.2.5. Büyüme…………………………………………..………………………………………………………..11

3.2.6. Dış Rezervler Ve Ödemeler Dengesi…..………………………………………………………..11

3.2.7. Dış Ticaret……………………………………….………………………………………………………..11

3.2.8. Türkiye ile Ticaret…………………………….………………………………………………………..12

4. BANGLADEŞ EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….…………………..………..12

4.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………12

4.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………..12

4.2.1. Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı ………………………………………………………..12

4.2.2. Ekonomi’deki Gelişmeler …………………………………………………………………………..13

4.2.3. Doğal Kaynaklar………………………………………………………………………………………..13

4.2.4. Nüfus……………………………………………..…………………………………………………………14

4.2.5. Büyüme…………………………………………..………………………………………………………..14

4.2.6. Dış Rezervler Ve Ödemeler Dengesi…..………………………………………………………..14

4.2.7. Dış Ticaret……………………………………….………………………………………………………..14

4.2.8. Türkiye ile Ticaret…………………………….………………………………………………………..15

5. AFGANİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….………..………..……….15

5.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………15

5.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………..15

5.2.1. Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı ………………………………………………………..15

5.2.2. Ekonomi’deki Gelişmeler …………………………………………………………………………..16

5.2.3. Doğal Kaynaklar………………………………………………………………………………………..17

5.2.4. Nüfus……………………………………………..………………………………………………………..17

5.2.5. Büyüme…………………………………………..………………………………………………………..17

5.2.6. Dış Rezervler Ve Ödemeler Dengesi…..………………………………………………………..17

5.2.7. Dış Ticaret……………………………………….………………………………………………………..17

5.2.8. Türkiye ile Ticaret…………………………….………………………………………………………..18

6. SRİ LANKA EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ………..………..………..………..18

6.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………18

6.2. Genel Bilgiler………………………………………………………………………………………19

7. NEPAL EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….…………..……..………..………….20

7.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………20

7.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………..20

8. MALDİVLEREKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….………..……..…..……….21

8.1. Genel Ekonomik Göstergeler .…………………………………………………………21

8.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………..22

9. BHUTANEKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ…….…………….…..………..……….23

9.1. Genel Ekonomik Göstergeler .………………………………………………….……..23

9.2. Genel Bilgiler……………………………………………………………………………………..23

10. SONUÇ…………………………………………………………………………….…..………..…………..24

KAYNAKÇA……………………………………………………………………………………………………………26

I. BÖLÜM

GÜNEY ASYA BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (SAARC)

1.1.Genel Bilgiler

Örgüt Güney Asya halklarının refahını arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek; bölgede ekonomik büyümeyi hızlandırmak, sosyal ve kültürel kalkınmayı teşvik etmek ve bölge insanın potansiyelini ortaya çıkararak onurlu bir yaşam sürmesini sağlamak; Güney Asya ülkelerinde özgüveni yükseltmek, ülkelerin birbirlerine duydukları güveni geliştirmeye ve birbirlerinin sorunlarına anlayışla yaklaşmalarına yardımcı olmak; üye ülkeler arasında ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel ve teknik alanlarda aktif işbirliğini güçlendirmek; gelişmekte olan diğer ülkelerle işbirliğini güçlendirmek; üyeler arasında ortak çıkar alanlarında ve uluslararası platformlarda dayanışmayı geliştirmek; aynı amacı taşıyan uluslararası ve bölgesel örgütler ile işbirliği yapmak amaçlarıyla kurulmuştur.

Güney Asya ülkeleri arasında bölgesel işbirliğini geliştirmek fikriyle, kurulum çalışmaları 1980 yılında Sri Lanka’nın başkenti Kolombo’da düzenlenen zirveyle başlayan Güney Asya Bölgesel İşbirliği Örgütü (SAARC-South Asian Association for Regional Cooperation), 8 Aralık 1985 tarihinde resmen kurulmuştur. Merkezi Nepal Katmandu’da olan örgütün 7 kurucu üyesi Bangladeş, Butan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka’dır. 2005 yılında örgüte Afganistan da dahil olmuştur. Örgütün belirlediği 16 tane işbirliği alanı vardır. Bunlar tarım, biyoteknoloji, kültür, enerji, çevre, ekonomi ve ticaret, finans, finansman mekanizması, insan kaynakları geliştirilmesi, yoksulluğun azaltılması, insan ilişkileri, güvenlik, sosyal kalkınma, bilim ve teknoloji, iletişim ve turizmdir.

Örgüt Güney Asya Serbest Ticaret Bölgesi’ni oluşturma kararını 2004 yılında almış ve 2006 yılında başlamak üzere aşamalı olarak uygulamaya koymuşlardır. Bu anlaşmanın ardından sekiz devlet arasında ticaret hacmi artmaktadır.

1.2.Türkiye’nin Örgüt’le İlişkileri

Hindistan ile son yıllarda üst düzeyli ziyaretlerle giderek hız kazanan yakın temas ve işbirliğimiz, Afganistan’ın istikrara ve barışa kavuşmasına yönelik aktif çabalarımız, Pakistan ile mevcut yakın ilişkilerimiz ve bölgeye verdiğimiz önem çerçevesinde SAARC’deki gelişmeleri yakından takip etme gerekliliği doğrultusunda ülkemiz 2011 yılında SAARC’ye gözlemci üye sıfatıyla katılmak için başvuruda bulunmuş olup başvurumuz değerlendirme aşamasındadır.

Güney Asya bölgesi, dünya gündeminin odağındaki durumu, yüzölçümü, kültürel derinliği, ekonomik potansiyeli, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini barındıran insan kaynakları ve uluslararası sistemin evrimi bakımından önemi birlikte değerlendirildiğinde eşsiz bir niteliktedir ve küresel stratejik denklemde giderek ağırlık kazanmaktadır.

Bölge, dünyanın jeostratejik ve jeoekonomik sıklet merkezlerinden biri haline gelmektedir. Güney Asya ülkelerindeki dinamik gelişmeler ve küresel merkezler arasındaki konumu bölgeye daha bugünden itibaren dünyanın geleceği için kritik önemde bir rol biçmektedir.

1.3.Örgüt Hakkında Değerlendirmeler

Dünyadaki farklı bir coğrafyada kültür, dil ve en önemlisi yoksulluk konularında Güney Asya kadar benzerlik bulma ihtimali zordur. Diğer yandan başka hiçbir coğrafyada tarihsel olarak karşılıklı güvensizliğin bu kadar yüksek olduğunu söylemek zordur. Bütün bu sebepler dünyadaki fakir nüfusun yarısını barındıran bu coğrafyada bir işbirliğini zorlaştırmaktadır. Bölgenin sekiz ülkesini temsil eden SAARC yıllardır varlığını sürdürse de bölge de nasıl bir değişime sebep olduğu tartışma konusudur.

Gümrük kaçakçılığının kol gezdiği bölgede ülkeler arası ticaret durgunlaşmaktadır. Bölge ülkeleri bölge dışında daha güvenli ve daha karlı market arayışındadır. Örneğin Bangladeş’in ticaretinin yalnızca %3,2’lik bölümü bölge ülkeleri iledir. Gelişmiş ülkelerdeki talep miktarı azaldıkça bu trend değişebilir fakat bu değişimin çok büyük olmayacağı tahmin edilmektedir.

Hindistan Başbakanı Manmohan Singh aynı noktaya değinerek şöyle demiştir: “Telekomünikasyon bağlantılarını bir kenara bırakırsak, bölge içi ticaret ve yurt dışı doğrudan yabancı yatırımlar Doğu ve Güneydoğu Asya’ya oranla çok düşük bir seviyededir.”

Hindistan’ın tek büyük ekonomik güç olarak bulunduğu bölgede SAARC için işbirliği anlaşmalarını düzenlemek oldukça zordur. Avrupa Birliği (AB) ve ASEAN gibi bölgesel gruplarla kıyaslandığında Güney Asya’daki bu birlik onlara ziyade acı çeken bir birlik olarak algılanmaktadır. Bunun önemli bir sebebi SAARC’nin diğer birliklerden farklı bir coğrafyada bulunması, yani farklı jeopolitik özelliklere sahip olmasıdır. Avrupa’da veya Güneydoğu Asya’da Hindistan gibi bölgeyi domine eden etkin bir ekonomi bulunmamaktadır.

Bölge ülkelerinde Hint filmlerinin, yiyeceklerinin, pamuğunun, veya meyvelerinin yurtiçi pazarlarını ele geçireceği endişesi bulunmaktadır. Bölgede yalnızca Sri Lanka Hindistan ile serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamıştır. Pakistan ise Hindistan’dan tek taraflı olarak en çok kayrılan ülke uygulamasına tabidir.

Tarihi çatışmalar ve farklılıklar bölgedeki gelişmeleri aksatmaktadır ve Himalayalar’da bir ayrılık vardır. Hindistan ve Pakistan arasındaki çekişmenin daha küçük komşuların mazur görülebilir rahatsızlıklarından ziyade bölgesel anlaşmalar üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bölgede ayrıca terörizm, aşırıcılık, uyuşturucu ve organize suçlar gibi önemli problemler bulunmaktadır.

Bhutan Thimphu’da yapılan toplantıda liderler bölge ülkelerinin işbirliğinde eksik kaldığını, bu konudaki hatalar bulunduğunu itiraf etmiş, daha iyi sonuçlar alabilmek için birlikte çalışmayı taahhüt etmiş ve eksik olan karşılıklı güvenin artmasını gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu toplantıya ortaya konulan görüşlerden bir kısmı aşağıdaki gibidir:[1]

-SAARC’nin tamamen eylem odaklı bir kuruma dönüşme ihtiyacı farklı bildirileri ve kararları uygulamaya koymak ve bölge halklarının umutlarını özlemlerini gerçekleştirmek amacıyla farklı yöntemler uygulamakla mümkün olabilir.

-Güney Asya ve geleceği üzerinde fikir alışverişi ve tartışmaların yapılabileceği bir Güney Asya Forumu oluşturmak gerekmektedir.

-Foruma farklı geçmişlerden gelen seçkin kişiler katılmalı ve bu forum kamu özel işbirliğini en iyi şekilde işletmelidir.

-SAARC çatısı altında “Parlamenterler özel toplantısı” yapılmalıdır.

-İklim değişikliği konusunda bir ortak karar ortaya konmalıdır.

-Enerji güvenliği konusunda bir eylem planı oluşturulmalıdır.

-Bölgedeki ülkelerin gelişimine odaklanan çalıştaylar düzenlenmelidir.

-Terörizmin kökünü kazımak için ve kanun dışı uyuşturucu, ateşli silahlar ve insan trafiğini durdurmak için işbirliği yapılmalıdır.

Bu toplantıda farklı konularda başarılı deklarasyonlar ateşli tartışmaların sonucu olarak ortaya konabilmiştir.

Bangladeş son zamanlarda bölgesel işbirliği çabalarının öncülüğünü yapmaya çalışmaktadır ve diğer ülkeleri de sürece katma gayretindedir. Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina bölgesel bir güç sistemi oluşturulması ve öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarını kontrol altında tutma gayreti gösterilmesi konusunda çağrıda bulunmuştur.

Bütün bu öneriler bölgedeki ulusların daha ileri işbirliği için bir temel olarak düşünülebilir. Hindistan Başbakanı Manmohan Singh bir adım daha ileri giderek bölgesel işbirliğinin insanların, fikirlerin, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı anlamına gelmesi gerektiği konusundaki görüşünü ifade etmiştir.

Bu görüşler sadece yeniden keşfedilmesi gereken bir miras gibidir. Bu yeniden keşif bölge devletlerinin ilişkilerini geliştirmesine vesile olacak biçimde birbirlerine duyduğu inanç ve güvene bağlıdır. Çözümlerin ortaya konmaya çalışılması ve anlaşmaların imzalanması bölgenin karşı karşıya olduğu sorunların çözümü açısından yeterli değildir. Bölge ülkeleri birbirleriyle yıl içinde defalarca görüşmektedir. Fakat bir sonuca varabildiklerini söylemek zordur.

Akademisyenlerin ve medyanın da dahil olduğu sivil toplumun tartışmalardaki ve bölgesel entegrasyonun geliştirilmesi konusundaki analizlerdeki rolü kritik öneme sahiptir.

Her gün daha fazla birbirine bağımlı hale gelen dünyada, bu birlikteliğin önemli bir sebebi de ülkelerin karşılaştıkları ortak tehditler, iklimle alakalı konular, yoksulluk, artan şiddet ve militanlık faaliyetleri olarak sıralanabilir. SAARC bu değişen ihtiyaçlara uyum sağlayabilmelidir.

II. BÖLÜM

HİNDİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

1.

2.

2.1. Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 1.205.073.612 (Dünyada 2. sırada/2012 tahmini)

Yüzölçümü

: 3.287.263 Km2 (Dünyada 7. sırada)

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 14.103 ve 7.000 km

GSYİH

: 1,843 Trilyon ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 1.370 ABD $ (2010)

Büyüme

: %7,8 (2011 tahmini)

İhracat

: 298,2 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İthalat

: 451 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 6,8 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 267,1 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Döviz Rezervleri

: 317,5 Milyar ABD $ (14 Ekim 2011)

FDI Stoğu

: 225 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Yurtdışı Yatırımları

: 114,2 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İşsizlik Oranı

: %9,8 (2011 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 55 Hint Rupisi (28 Mayıs 2012)

Kaynak: CIA World Factbook

2.2.Genel Bilgiler

2.2.1.Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı

Hindistan güney Asya’da yer almakta olup; güneyinde Hint Okyanusu, batısında Pakistan, kuzeyinde Çin, Bhutan ve Nepal, doğusunda ise Bangladeş ve Myanmar ile komşudur. Yüzölçümü bakımından dünyanın yedinci büyük devletidir. Hindistan’ın güneyinde tropikal muson iklimi hakim iken kuzeyinde iklim ılımandır. Hindistan’ın güney ve orta kesimleri platolardan oluşurken batısında çöller, kuzeyinde ise Himalaya Dağları yer alır.

15 Ağustos 1947 tarihinde İngiltere’den bağımsızlığını kazanan Hindistan Cumhuriyeti’nin yönetim şekli federal cumhuriyettir. Hindistan 28 eyalet ve 7 birlik bölgesinden oluşmaktadır.

2.2.2.Ekonomi’deki Gelişmeler

Hindistan, 1 milyar 210 milyonu aşkın nüfusu ile dünyanın en kalabalık ikinci, coğrafi büyüklükte ise dünyanın en geçiş yedinci ülkesidir. Ekonomisinin %55’i hizmetler sektörüne dayanan Hindistan’da sanayinin ekonomideki payı %28, tarımın payı ise %17’dir. 470 milyonluk işgücü ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin ardından dünya ikincisi olan hindistanda işgücünün %52’si tarım, %34’ü hizmetler ve %14’ü sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin tersine bir durum olarak çalışan nüfusun yarısından fazlasıtarım sektöründe istihdam edilmiştir. Göç artmasına rağmen hala sınırlıdır ve Hintlilerin büyük çoğunluğunun geçimi toprağa bağlıdır. Ekilebilir arazinin %40’ı sulanabilir durumdadır ve geriye kalan arazilerde tarımsal üretim yıllık muson yağmurlarına bağımlıdır.

Hindistan ekonomisi iki farklı yapıya sahiptir. Bir yanda, orta sınıfın en zekilerini çalıştıran modern ve küresel rekabet gücüne sahip bilgiye dayalı hizmetler sektörü, diğer yanda çoğunlukla az eğitimli işgücünün çalıştığı ve rekoltesi yağışlara bağlı tarım sektörü yer almaktadır.

Gelişmiş ülkelerde giderek pahalı hale gelen hizmetler sektörünün bir çok alt dalı maliyet etkinliği açısından büyük avantajlar sunan Hindistan’a kaydırılmıştır. Ülkede bilişim sektörü o kadar ilerlemiştir ki çok sayıda ABD’li şirketin muhasebe işlemleri günümüzde Hindistan’da yapılır duruma gelmiştir. İmalat sanayinde de Çin ile yarışabilecek bir maliyet avantajının olması dünya piyasalarında Hindistan mallarının çoğalmasına yol açmaktadır. Tekstil, makine, otomotiv, yan sanayi ve ilaç sanayinde Hindistan maliyet avantajının yanı sıra çok hızlı teknolojik gelişmelerle dünyada söz sahibi ülkeler arasına girmiştir.

Hindistan ekonomisi satın alma gücü paritesine göre 4 trilyon ABD dolarını aşan büyüklüğüyle Dünya 3.sü konumundadır. Nominal değerlerle 1,63 trilyon ABD doları büyüklüğüyle de 9. Sıradadır. Hindistan ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biridir. Son on yılın ortalaması %7,5’tir. Bu oranları sürdürmesi durumunda 10 yıl içinde Dünyada 5. Sıraya yükselmesi beklenmektedir. ABD, ÇHC, Japonya ve Almanya gibi güçlü ülkelerin arkasından 5. Sırayı kısa zamanda alması beklenen Hindistan ekonomisi hakkındaki beklentilere bakıldığında büyüme oranlarının daha yüksek gerçekleşeceğini ve Hindistan’ın yakın gelecekte çok daha büyük bir ekonomi olacağı konuşulmaktadır.

2.2.3.Doğal Kaynaklar

Hindistan doğal kaynaklar bakımından çok zengin bir ülke değildir. Hindistan dünya yüzeyinin %2,4’ünü kaplamasına rağmen, dünya nüfusunun %17’sini barındırmaktadır. Bu yüzden doğal kaynak ihtiyacı fazladır. Hindistan’daki en önemli madenler kömür, demir ve boksittir. Petrol ve gazın büyük çoğunluğu ithal edilmektedir. Büyük coğrafi ve iklimsel farklılıklar bölgeler arasında gelir dağılımı ve ekonomik gelişmişlik farklılıklarının sebeplerinden birisidir.

2.2.4.Nüfus

Hindistan’da nüfus artışı da birçok ülkeden daha hızlıdır. Doğum hızının düşeceğine dair iyimser beklentilere rağmen 2025 yılında Hindistan nüfusunun 1,4 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Son on yılda nüfusa her yıl 20 milyon kişinin katıldığı ülkede işgücüne ise yılda 10 milyon kişi eklenmektedir. Bu durum hükümetin eğitimin kalite ve miktarını artırmak için yatırım yapması gerekliliğini göstermektedir. Hindistan’da halkın %25i fakirlik sınırının altında yaşıyor. En zengin %10’luk kesim gelirin %31’ine, en fakir %10’luk kesim ise gelirin %3,6’sına sahiptir.

2.2.5.Büyüme

Hindistan’da ekonomik veriler 1 Nisan – 31 Mart mali yılı esas alınarak açıklanmaktadır. Son açıklanan verilere göre 2010 – 2011 dönemi için büyüme oranı %8,5 olmuştur. Son yıllardaki büyüme oranlarına ve gelecek tahminlerine bakıldığında Hindistan’ın 2050 yılında Dünyanın en büyük ekonomisi olabileceği tahmin edilmektedir.

Yüksek büyüme oranlarının sayesinde Hindistan’da büyük ölçekli alt yapı yatırımları gerçekleştirmek mümkündür. Hindistan Planlama Komisyonu tarafından yapılan çalışmalarda 2013-17 yıllarını kapsayan 12. Beş Yıllık Planda alt yapı yatırımları 1 Trilyon 25 Milyar ABD Doları olarak öngörülmektedir.

Hindistan 14 Ekim 2011 itibarıyle 317,5 milyar ABD doları toplam dış rezerve sahiptir. Bu dış rezervlerin 281 milyar 653 milyon ABD doları döviz, 28 milyar 667 milyon doları altın, 4 milyar 544 milyon doları SDR (Special Drawing Rights-Özel Çekme Hakları) ve 2 milyar 636 milyon doları IMF’deki rezervlerdir.

2.2.6.Dış Rezervler Ve Ödemeler Dengesi

Bütün bu rakamların yanında Hindistan’ın Ağustos 2011 itibariyle 306 milyar ABD doları dış borcu vardır. Türkiye’nin en önemli dertlerinden biri olan cari açık meselesi, Hindistan ekonomisi için de hayati önemdedir.

Hindistan 2008 yılında yaşanan krizden sonra en hızlı toparlanan ekonomilerden biri olmuştur.

Hindistan yatırımcılar açısından dünyanın en dikkat çekici ülkelerinden biridir. Bu konuma ulaşmasında ucuz iş gücü imkanları, büyük bir Pazar olması ve diğer olanaklarının büyük önemi vardır. Son 11 yılda Hindistan’a yapılan doğrudan sermaye yatırımı 219 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.

Hindistan’a doğrudan yatırımda bulunan başlıca ülkeler; Mauritius, Singapur, ABD, İngiltere, Japonya, Hollanda, Güney Kıbrıs, Almanya, Fransa, BAE ve İsviçre’dir. Doğrudan Yabancı Yatırımlarda Başlıca YatırımAlanları; elektrikli ve elektronik eşya, hizmetler, telekomünikasyon, ulaştırma, enerji, kimyasallar, inşaat, ilaç, gıda sanayi ve çimentodur.

Hindistan’ın Haziran 2011 itibariyle son 7 yılda ülke dışına yaptığı yatırımların kümülatif toplamı ise 150 milyar ABD doları seviyesindedir.

Hindistan, kriz dönemlerini bir kenara koyarsak yüksek enflasyona sahip bir ekonomidir. Son dönemlerde genellikle çift haneli olarak gerçekleşmekte veya bu oranlara yakın olmaktadır. 1969 2010 yılları arasında %8 ortalama enflasyon gerçekleşmiştir. Ekim 2011 itibariyle enflasyon %9,9 seviyesindedir.

2.2.7.Dış Ticaret

Hindistanın 1 Nisan 2010 – 31 mart 2011 mali yılında ihracatı 251,4 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Aynı dönemde ithalatı ise 369,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

Görüldüğü üzere Hindistan dış ticaret dengesi, Türkiye’de olduğu gibi açık vermektedir.

2.2.8.Türkiye ile Ticaret

Türkiye ile Hindistan arasında ticaret hacminde gözlenen artışa rağmen, ticaret dengesi sürekli olarak ülkemiz aleyhine sonuçlanmaktadır. 2010 yılında ise dünya ticaretindeki olumlu hava Türkiye-Hindistan dış ticaretini de etkilemiş ve ticaret hacmimiz 2008 yılındaki artışında üzerine çıkarak %74 oranında artmıştır. 2011 yılında ihracatta görülen artış devam etmiş %25 oranında artış ile 756 milyon dolara ulaşmıştır. İthalattaki artış oranı ise %100’ün üzerinde gerçekleşmiştir.

III. BÖLÜM

PAKİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

2.

3.

3.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 190.291.129 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 796.095 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 6.774 ve 1.046 km

GSYİH

: 204,1 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 2.800 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %2,4 (2011 tahmini)

İhracat

: 25,35 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İthalat

: 35,82 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 13,7 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 61,83 Milyar ABD $

FDI Stoğu

: 31,26 Milyar ABD $ (2000 Nisan- 2011 Ağustos)

Yurtdışı Yatırımları

: 1,419 Milyar ABD $ (2010)

İşsizlik Oranı

: %5,6 (2011 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 85,99 Pakistan Rupisi (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

3.2.Genel Bilgiler

3.2.1.Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı

Pakistan Güney Asya’da yer almakta olup, doğusunda Hindistan, güneyinde Hint Okyanusu, güneybatısında İran, batı ve kuzeyinde Afganistan ile çevrilidir. Güneyinde yarı tropikal bir iklime sahip olan Pakistan’ın iç kesimlerinde ve yüksek kesimlerinde karasal iklim hakimdir. Pakistan’ın başkenti İslamabad’dır. Başlıca şehirleri; Karaçi, Faysalabad, Hiderabad, Gujranvala, Lahor ve Peşavar’dır.

Pakistan, 1947 yılında bağımsızlığına kavuşarak İngiliz Hindistan’ından (British India) ayrı bir devlet haline gelmiştir. 1972 yılına kadar Batı Pakistan ve Doğu Pakistan (bugünkü Bangladeş) olmak üzere aralarında 1700 km mesafe olan iki bölümden oluşan bir ülke olan Pakistan, Bangladeş’in bu tarihte bağımsızlığını ilan etmesiyle bugünkü sınırlarına kavuşmuştur.

3.2.2.Ekonomi’deki Gelişmeler

Pakistan’ın ekonomik gelişiminde tarım sektörünün büyük payı vardır. Ülkede gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık %21’ini tarım sektörü oluşturmaktadır. Başlıca tarım ürünleri; pamuk, buğday, pirinç, şeker kamışı ve mısırdır.

Pakistan’ın endüstriyel büyümesinde tekstil sektörü ağırlıklı rolü üstlenmektedir. Pek çok tüketim malı açısından kendi kendine yeterli olan Pakistan’da pamuk ve yün dokumacılığı, hazır giyim sanayi, deri ve deri mamulleri, çimento, sağlık ürünleri ve şeker, meşrubat gibi işlem görmüş gıda maddeleri Pakistan’ın temel endüstri malları arasında yer almaktadır. Ayrıca kimyasal madde üretimi de ülkede önemli bir gelişme göstermiştir. Hindistan ekonomisi iki farklı yapıya sahiptir. Bir yanda, orta sınıfın en zekilerini çalıştıran modern ve küresel rekabet gücüne sahip bilgiye dayalı hizmetler sektörü, diğer yanda çoğunlukla az eğitimli işgücünün çalıştığı ve rekoltesi yağışlara bağlı tarım sektörü yer almaktadır.

Pakistan makroekonomik olarak 2009 yılında bir önceki yıla göre daha istikrarlı bir görüntü vermiştir. 2008 yılı sonunda IMF ile yapılan anlaşma neticesinde alınan kredi bu durumun en büyük sebebidir. Pakistan’ın IMF ile stand-by anlaşmasının 3. gözden geçirme bölümü Kasım 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. IMF, Pakistan ekonomisinin daha istikrarlı bir yapıya kavuştuğunu kabul etmiştir fakat ekonomide hala risklerin varlığına da işaret etmiştir. Aralık 2009 sonunda 1,2 milyar dolarlık bir IMF fonu daha serbest bırakılmıştır.

3.2.3.Doğal Kaynaklar

Sindh bölgesinde hidrokarbon rezervleri geniş bir alana yayılmıştır. Belucistan’da doğal gaz rezervleri bulunmaktadır. Bununla beraber bölgede merkezi hükümetin kontrolü zayıftır ve yerel aşiret liderleri çıkarılan doğal gazdan daha fazla hak talep etmektedirler. Bölgede ruhsat sahibi olan bazı yabancı sermayeli şirketler Marri ve Bugti gibi aşiretlerin engellemeleri yüzünden olağanüstü hal ilan etmek zorunda kalmıştır. Belucistan’daki gaz taşıyan boru hatlarında, ülkenin diğer kesimlerinde de yapılan enerji kesintileri yüzünden sıklıkla arızalar meydana gelmektedir. Ülkede doğalgaz dışında az miktarda petrol, düşük kalitede kömür, demir, bakır, tuz ve kireçtaşı rezervleri mevcuttur.

3.2.4.Nüfus

Pakistan dünyanın en kalabalık ülkeleri arasında dokuzuncu sırada yer almaktadır. Resmi hesaplamalara göre Pakistan’ın nüfusu 2009 yılı tahmini 181,4 milyondur. Ülkenin nüfus artış hızı aile planlama programlarının da katkısıyla 1980’lerin başında %3’ten 2006 yılında %2’ye düşürülmüştür. Bununla beraber ülkede son nüfus sayımı 1988 yılında yapıldığı için nüfus ile ilgili rakamların kesinliği şüphelidir. Nüfusun %0,6’sı başkent İslamabad’da yaşamaktadır.

Pakistan’da çalışabilir işgücü nüfusun %28’ini oluşturmaktadır. Nüfusun %50’si tarımda, %18’i imalat sektöründe çalışmakta ve %17’si de ticaretle uğraşmaktadır. İşsizlik oranı kentlerde %9, kırsal alanlarda %6 civarındadır.

3.2.5.Büyüme

Pakistan ekonomisinin büyüme performansına dönemler itibariyle bakıldığında, 1980’ler boyunca yıllık ortalama %6 olan oranın 90’ların ilk yarısında %5, ikinci yarısında ise %4 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Ekonominin ve ihracatın sadece pamuk-tekstil ve buğday üçlüsü olarak son derece dar bir tabana sıkışmış olması, ülke ekonomisini doğal olarak dış şoklara ve dalgalanmaların etkilerine açık ve “kırılgan” bir hale getirmektedir. Kamu açıkları ve dış açıklar gibi makroekonomik dengesizlikler de istikrarlı ve yüksek büyüme oranlarının önündeki en ciddi engeller olarak durmaktadır.

3.2.6.Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Pakistan yabancı yatırımlar konusunda liberal bir politika izlemeye devam etmektedir. Bu durumun sebepleri IMF gibi uluslararası örgütlerin etkisi ve politik istikrarsızlık ve yüksek terörist saldırı riski yüzünden yatırımcıların tedirgin olmasıdır. Ülkede yatırım konusunda az sayıda sınırlama mevcutken pek çok sektör için cömert teşvikler sağlanmaktadır.

3.2.7.Dış Ticaret

2001 yılından beri dünya ticaretindeki genişlemelere paralel olarak Pakistan’ın hem ihracatı hem de ithalatı sürekli artış göstermiştir. Bunun sonucunda 2001 yılında 9,1 milyar Dolar olan ihracatı 2010 yılında 21,1 milyar Dolara, 9,7 milyar Dolar olan ithalatı da 32,1 milyar Dolara yükselmiştir.

3.2.8.Türkiye ile Ticaret

Türkiye’nin Pakistan ile dış ticareti yıllara göre farklılık göstermektedir. Son yıllarda Pakistan ile ticarette sürekli artan oranda Türkiye’nin aleyhine bir dış ticaret açığı sözkonusudur. 2011 yılında ticaret hacmi %9 oranında artarak 1 milyar dolar sınırını geçmiştir. 2011 yılı ihracatımız 213,6 milyon dolar, ithalatımız ise 873,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

IV. BÖLÜM

BANGLADEŞ EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

3.

4.

4.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 161.083.804 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 143.998 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 4.246 ve 580 km

GSYİH

: 115 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 1.700 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %6.3 (2011 tahmini)

İhracat

: 23,86 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İthalat

: 31,75 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 10,7 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 24,93 Milyar ABD $

FDI Stoğu

: 7,216 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Yurtdışı Yatırımları

: 94,2 Milyon ABD $ (2011 tahmini)

İşsizlik Oranı

: %5 (2011 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 73,7 Taka (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

4.2.Genel Bilgiler

4.2.1.Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı

Bangladeş, Güneydoğu Asya’da yer almaktadır. Ülkenin doğuda, batıda ve kuzeyde Hindistan ile güneyde ise Bengal Körfezi ve çok küçük olmak üzere Myanmar ile sınırı vardır. Bangladeş’in yüzölçümü 147,570 kilometrekaredir (56,977 mil kare). Alüvyonlu düzlükleri verimli tarım arazileridir. Topraklarının büyük bölümü üç büyük nehrin (Ganj, Brahmaputra, Meghna) ve beraberinde pek çok nehrin ve kanalın oluşturduğu bir deltadır. Engin yeşil tarlalar kuzeydoğuda 244 metre ve güneydoğuda 610 metre ortalama yükseklikleri olan alçak dağlarla çevrilmiştir. En yüksek nokta Chittagong dağlık bölgesinin güneydoğu ucunda bulunmaktadır.

Bangladesh Parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. Her beş yılda bir 18 yaş ve üstü tüm vatandaşlar Jatiya Sangsag diye adlandırılan tek meclisli parlamento için seçimlerde oy kullanabilirler. Halen, toplam 345 sandalyesi olan parlamentonun 45 sandalyesi kadınlara ayrılmış olup bunlar diğer seçilmiş 300 üye tarafından seçilir. Başbakan, hükümetin başı olarak, kabineyi kurup devletin günlük işlerini yürütür. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından resmen atanmış olsa bile, parlamento üyesi olmak zorunda olup, parlamento genelinin güvenini hak etmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanı, parlamento tarafından seçilen devletin başıdır.

4.2.2.Ekonomi’deki Gelişmeler

Bangladeş ekonomisi, 20 yıldan fazla bir süre içerisinde yardıma bağımlı bir ekonomiden ticarete bağımlı bir ekonomiye dönüşmüştür. Bununla birlikte, Bangladeş’in orta gelir düzeyinde bir ülke olabilmesi için gerekli görülen yatırım odaklı büyümeye geçebilmesi henüz başarılamamıştır. Hazır giyim sektörü ve işçi gelirleri ekonominin en dinamik olduğu alanlardır. Bangladeş, ülkenin tek bol kaynağı olan düşük ücretli, emek yoğun iş gücünü iyi bir şekilde kullanmaktadır.

Kişi başına ortalama gelir yıllık 1.500 $’a yaklaşmıştır. Yurt içi kaynakların düşük kapasitedeki yatırım finansmanı gücü göz önüne alındığında, ülkenin önceliği ihracat odaklı sanayileri teşvik ederek yurt dışı yabancı sermaye çekmeye vermesi gerektiği uzmanlarca belirtilmektedir.

4.2.3.Doğal Kaynaklar

Bangladeş’in ekonomisi tarıma dayalı olup, GSYİH’nın yaklaşık % 20’si tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinden gelmektedir.

4.2.4.Nüfus

Bangladeş, dünyadaki nüfus yoğunluğu en yüksek ülkedir. 2010 yılı nüfusunun 164.5 milyon olduğu ve nüfus yoğunluğunun kilometre kare başına 1.266 kişi olduğu tahmin ediliyor. Nüfusun 2030 yılında 220 milyona ulaşmasın bekleniyor. Ayrıca, nüfus artışının çevre kirliliğini artıracağı, su ve gıda kaynakları üzerinde olumsuz etkileri olacağı öngörülüyor.

Şehirdeki nüfus artışı toplam nüfus artışının iki katı olup, 2001 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusun % 26’sı şehirlerde yaşamaktadır. Bu oranın 2015 yılında % 30’a ve 2030 yılında % 40’a çıkacağı tahmin edilmektedir. 2010 yılı tahminine göre 13 milyonluk nüfusu ile en önemli şehir olan başkent Dakka dünyadaki en kalabalık şehirlerden biridir. Yıllık ortalama nüfus artışı % 5 olup, 2020 yılında Dakka’nın nüfusunun 23 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Diğer önemli şehirlerden Chittagong, Khulna ve Rajshahi’nin de hızlı bir şekilde nüfusunun artacağı öngörülmektedir.

4.2.5.Büyüme

Uzmanlar, GSYİH’nın % 7 oranında büyümesinin ülkedeki yoksulluğu önemli oranda düşürebileceğini belirtmektedirler. Bu hedefe ulaşmadaki en önemli engel ise tasarruf ve yatırım oranlardaki düşük büyüme hızı olarak görülmektedir. Bangladeş’te yurt içi tasarrufların GSYİH’ya oranı yaklaşık % 20, yatırımların GSYİH’a oranı ise yaklaşık % 25 oranındadır. Son yıllarda, toplam yatırımın % 75’inin inşaat sektörü ile ilgili olduğu ve özel sektörün bu yatırımların 2/3’ünü gerçekleştirdiği görülmektedir.

4.2.6.Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Yabancı sermayenin çekilebilmesi için bürokratik engellerin azaltılması ve zarar eden kamu şirketlerinin satılması da önemlidir. Bangladeş dünyada en düşük oranda kişi başına yabancı yatırım çeken ülkelerden biri konumundadır.

4.2.7.Dış Ticaret

Bangladeş, 2010 yılında 20 milyon dolarlık ihracat ve yaklaşık 26 milyon dolarlık ithalat değeri ile 46 milyar dolar seviyesinde bir dış ticaret hacmine ulaşmıştır. 2010 yılı itibariyle yaklaşık 6 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı vermiştir.Bangladeş’in ekonomi politikasında gümrük vergilerinin büyük önemi bulunmaktadır. Her ne kadar gümrük vergilerinde önemli düşüşler gerçekleştirilmiş olsa da, devlet gelirlerinde gümrük vergilerinin büyük payı olması nedeniyle, halen vergilerin yüksek oranlı olduğu söylenebilir.

4.2.8.Türkiye ile Ticaret

Türkiye’nin Bangladeş’e ihracatı 132 milyon dolar seviyesindedir. İhracatımızda başlıca sektörler demir çelik ve makinedir. Türkiye’nin Bangladeş’ten ithalatı ise 2011 yılında 896 milyon dolar seviyesindedir. İthalatımızda başlıca sektörler ise giyim eşyaları ve tekstil ürünleridir.

V. BÖLÜM

AFGANİSTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

4.

5.

5.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 30.419.928 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 652.230 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 5.529 ve 0 km

GSYİH

: 17,9 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 1.000 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %7,1 (2011 tahmini)

İhracat

: 571 Milyon ABD $ (2010 tahmini)

İthalat

: 5,3 Milyar ABD $ (2008 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 7,7 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 1,28 Milyar ABD $

İşsizlik Oranı

: %35 (2008 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 45.37 Afgani (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

5.2.Genel Bilgiler

5.2.1.Coğrafi Konum ve Siyasi ve İdari Yapı

Afganistan, Asya’da denize sınırı olmayan bir ülkedir. Doğu ve güneyde Pakistan, batıda İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, doğuda da ufak bir sınırla Çin ile çevrilidir.

Afganistan’ın önde gelen siyasi ve bölgesel liderlerinden oluşan geçici parlemento niteliğindeki Loya Cirga, geçici hükümeti onaylamak ve Anayasayı onaylamak üzere, iki defa toplanmıştır. Afganistan’da parlemento seçimleri 18 eylül 2005 tarihinde gerçekleştirilmiş olup, seçimler sonucunda 249 sandalyeli ulusal meclis (Volesi Jirga) ile 102 sandalyeden oluşan senatolu (Meşrano Jirga) iki meclisli bir parlamento oluşmuştur. Ulusal Meclis 19 Aralık 2006 tarihinde resmen açılmıştır.

Ülkede kadınların yönetime katılımının sağlanması açısından alt meclisin 68 sandalyesi her bölgeden en çok oyu alacak olan kadınlara ayrılmıştır.

102 sandalyeli Senato (Meşrano Jirga)’nın üçte biri ülkede bulunan 34 İl Meclisi üyeleri arasından, üçte biri İlçe Genel Meclisi üyeleri arasından geriye kalan üçte biri ise Devlet Başkanı tarafından seçilmektedir.

Afganistan’ın coğrafi konumu nedeniyle Çin ve Hindistan’ı birbirine bağlayan enerji koridoru üzerinde bulunmaktadır. Bu konumu nedeniyle gerek İran ve Türkmenistan ile 500 Milyar USD’lik enerji anlaşmaları bulunan Çin, Hindistan ve Pakistan’ın, gerekse bu enerji koridorunun kontrolunu anılan ülkelere bırakmak istemeyen ABD’nin, ülke üzerinde zaman zaman çatışan zaman zaman ise çakışan ekonomik ve siyasi çıkarları vardır.

5.2.2.Ekonomi’deki Gelişmeler

Dünyanın en fakir ülkelerinden olan Afganistan ekonomisi büyük ölçüde tarıma (%31), dayanmaktadır. Ekonomi yine büyük ölçüde kayıt dışıdır. Afganistan ekonomisinde tarım dışında önemli olan alanlardan biri hayvancıktır (koyun ve keçi yetiştirme). 15 milyonluk çalışabilir nüfusa sahiptir. İşgücünün sektörlere göre dağılımında tarım %80, endüstri %10, hizmetler sektörü ise yine %10’luk bir paya sahiptir. Endüstri ağırlıklı olarak küçük çapta tekstil, sabun, mobilya, ayakkabı, gübre, çimento; el yapımı halılar; doğal gaz, yağ, kömür, bakır işletmelerine dayanmaktadır.

Kayıtlı ticarette, başlıca ihraç ürünleri arasında haşhaş, taze ve kuru meyve, ilaç yapımında kullanılan çeşitli bitkiler, baharat, tohum, işlenmemiş deri, yün, halı, kilim, değerli ve yarı değerli taşlar yer almaktadır.

Güvenlik durumunun henüz yeterince iyileşmemesine ilaveten, zaten yetersiz olan altyapının uzun yıllar süren savaş döneminde büyük ölçüde tahrip olması, ülkenin yabancı yatırım açısından cazip görülmemesine yol açmaktadır.

5.2.3.Doğal Kaynaklar

Afganistan doğal kaynaklar açısından zengin yataklara sahip olup petrol, doğalgaz ve kömür gibi enerji mineralleri, bakır, demir, altın, tuz, gibi değerli ve yarı değerli madenler, cam, seramik, inşaat, kimya ve gübre sanayiinde kullanılan madenler, çimento yapımında kullanılan klinker, kireç taşı ve kil, ile mermer yataklarına sahiptir.

Öte yandan, ülkenin sahip olduğu yer altı zenginlikleri ile ticaret yollarının kesişme noktasında bulunması gelecek açısından önemli bir avantaj teşkil etmektedir.

5.2.4.Nüfus

Nüfusun büyük çoğunluğunu Peştunlar oluşturmaktadır. Daha sonra sırasıyla Tacikler, Hazaralar, Özbekler, Türkmenler ve diğer gruplar gelmektedir.

5.2.5.Büyüme

İş gücü ve sermaye kaybı nedeniyle son 20 yıldır Afganistan’ın GSMH’ı büyük düşüş göstermiştir. Halkın %80 inin günlük geliri 1 Doların altındadır.

5.2.6.Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Ekonomisi dış mali yardıma bağlı olan Afganistan’ın, temel ekonomik politikası, dış yardım ve yabancı yatırım sağlanması üzerine kurulmuştur. Yatırımlar ve dış mali yardımın en verimli şekilde kullanılarak özel sektörün büyümesi ve gelişmesi amaçlanmaktadır.

Mevcut koşullar altında Afganistan merkezi hükümetinin ülkenin yeniden inşa edilmesine yönelik olarak harcayabileceği herhangi bir fonu bulunmadığından, kısa ve orta vadede, ülkenin yeniden yapılanması batılı ülkelerin özellikle ABD’nin ülkeye yapacağı dış yardımlara bağlıdır.

5.2.7.Dış Ticaret

Afganistan’ın 2010 yılı itibariyle toplam ithalatı 3 milyar ABD Doları (2010) olup, ithalatında başlıca ülkeler Pakistan (%26.78), ABD (%24.81), Hindistan (%5.15), Almanya (%5.06) ve Rusya’dır (%4.04).

Aynı dönemde ihracatı 365 milyon ABD Doları olan Afganistan’ın başlıca mal ihraç ettiği ülkeler; ABD (%26.47), Hindistan (%23.09) , Pakistan (%17.36) ve Tacikistan’dır (%12.51). Büyük ölçüde dış yardımlara bağlı olan Afganistan ekonomisi, IMF programının henüz yenilenememesi nedeniyle önemli bir sıkıntıyla karşı karşıya bulunmaktadır.

5.2.8.Türkiye ile Ticaret

Afganistan’a ihracatımızın önemli bir kısmı İnşaat firmalarımızın Afganistan’da üstlendikleri işlerle ilgili olarak Türkiye’den getirdikleri inşaat, tesisat ve elektrik malzemeleri (yaklaşık %70) olup firmalarımızın daha az iş üstlenmeleri ile 2006yılındadüşüş göstermiş ancak Ticaret Müşavirliği’nin Afgan işadamlarını Türkiye’ye yönlendirme çalışmaları ilebirlikte Afganistan’a ihracatbu sefer Afgan işadamları vasıtasıyla tekrar yükseliş göstermiştir. Afganistan’a ihracatımızın diğer kalemlerinin önemli kısmı; Sabun, Makina halısı, Şekerleme, Gıda, Tekstil ve İlaçtır. Türkiye Afganistan’dan Ceviz, Badem, Susam ve el halısı ithal etmektedir.

VI. BÖLÜM

SRİ LANKA EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

5.

6.

6.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 21.481.334 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 65.610 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 0 ve 1.340 km

GSYİH

: 58,8 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 5.600 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %8 (2011 tahmini)

İhracat

: 10,89 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İthalat

: 20,02 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 6,9 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 21,74 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

İşsizlik Oranı

: %4,2 (2011 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 112 Sri Lanka Rupisi (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

6.2.Genel Bilgiler

Sri Lanka bağımsızlığını kazandığı dönemde çay, kauçuk, pirinç, hindistan cevizi tarımına dayalı kapalı ekonomiye sahip bir ülke görünümü sergilemiştir. 1977 yılından itibaren ise, özel sektörü özendiren ihracata dayalı pazar ekonomisi politikalarını uygulamaya başlamıştır. Özellikle, 2002 yılında yapılan reformlar sayesinde bugün Sri Lanka’daki en canlı sektörler tekstil, gıda işleme, iletişim, bankacılık ve sigorta’dır. 1970’lerde ihracatın %90’ını oluşturan tarım sektörü, bugün %20’lere gerilemiştir.

Sonuçta Sri Lanka, dünyadaki en fakir ülkeler kategorisinden çıkmış ve 2000 ve 2001 yılları hariç, 1990’ların başlarından itibaren ortalama %5’lik büyüme oranını muhafaza etmeyi başarmıştır. Turizm önemli bir gelir kaynağıdır. Devlet Başkanı Rajapaksa iç savaşın sona ermesinin ardından 2010 yılında verdiği mesajlarda ülkede topyekün bir kalkınma hamlesi gerçekleştirileceğini vaad etmiş ve bu doğrultuda Sri Lanka’nın uluslararası deniz hatları üzerindeki stratejik konumunu ön plana çıkaracak liman inşaatı gibi bazı projeler ile çeşitli altyapı projelerini başlatmıştır.

Sri Lanka uzun yıllar LTTE terörüyle mücadele etmiş, ekonomisinin gelişmesinin önündeki en önemli engel ülkedeki iç savaş olmuştur. Çatışmalar, savunma harcamalarının artmasına neden olmuş ve ülkenin savaştan etkilenen bölgelerinin kalkındırılması için ilave yatırımlar yapılması ihtiyacını doğurmuştur. Nitekim, Sri Lanka Hükümeti LTTE’nin denetiminden 2007’de kurtarılan Doğu Eyaleti için “Doğu’nun Yeniden Kalkınması” adlı bir program başlatmıştır. 2009 yılındaki küresel ekonomik kriz ve daralmaya rağmen, LTTE’nin altedilerek iç savaşın sona erdirilmesi ekonomide olumlu etki yapmıştır. 2010 yılında ise Hükümet ülkenin altyapısını geliştirmeye yönelmiş bu alanda bölgesindeki Hindistan ve Çin gibi diğer ülkelerle ortak altyapı projelerine başlamıştır. Yabancı yatırım çekme çabaları sürmektedir. Bununla birlikte yıllardan beri artan geniş parasal ve dış dengesizlikler nedeniyle mevcut ekonomik durum kırılganlığını muhafaza etmektedir.

Diğer yandan, Sri Lanka ekonomisi büyük ölçüde, Japonya, ABD, Hindistan ve Çin gibi ülkeler ile uluslararası kuruluşların yardımına ve yurtdışında yaşayan Sri Lankalıların gönderdiği dövizlere bağımlıdır. %90’ı Orta Doğu’da olmak üzere yaklaşık 1.5 milyon Sri Lankalı yurtdışında çalışmakta ve Sri Lanka ekonomisine her yıl tahmini 2.5 milyar Dolar katkı sağlamaktadır.

VII. BÖLÜM

NEPAL EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

6.

7.

7.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 29.890.686 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 147.181 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 2.926 ve 0 km

GSYİH

: 18,3 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 1.300 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %3,5 (2011 tahmini)

İhracat

: 896 Milyon ABD $ (2011 tahmini)

İthalat

: 5,4 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 7,8 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 4,5 Milyar ABD $

İşsizlik Oranı

: %46 (2008 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 83,31 Nepal Rupisi (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

7.2.Genel Bilgiler

Nepal ekonomisi temelde tarım sektörüne dayanmaktadır. Nüfusun %80’inin kırsal bölgelerde yaşamakta olduğu Nepal’de, ekilebilir alanlar ülkenin sadece %16’sına tekabül etmesine rağmen, halkın yaklaşık %76’sı geçimini tarım sektöründen sağlamakta, tarım girdileri GSMH’nın yaklaşık %35’ini oluşturmaktadır. Ekonomik alanda başlıca sorunları arasında yüksek işsizlik oranı, kronik bir hal almış olan bütçe açığı ve altyapı yatırımlarının yetersiz olması bulunmaktadır. Bu sebeplerden ötürü dış ticaret dengesinin de Nepal’in aleyhine seyrettiği göze çarpmaktadır. Dış ticaretin büyük kısmı Hindistan ile gerçekleşmektedir. Nepal’in ulusal para birimi Hindistan Rupee’sine sabit kurla (1,6 Nepal Rupisi:1 Hint Rupisi) bağlıdır.

Nepal 1991 Mayıs ayından itibaren yabancı yatırımcıları ülkesine çekmek, ticareti arttırmak ve yerli üreticiyi ihracata yönelik sektörlere kanalize etmek için bir dizi reform süreci başlatmıştır. Bu çerçevede yabancı yatırımcı için bürokratik engellerin bir kısmı kaldırılmış, ticaret ve ihraç ürünlerinin üretimi için teşvik fonları oluşturulmuştur. Ancak, ülkenin denize çıkışı olmaması, küçüklüğü, pazarın dar olması, makro-ekonomik potansiyelinin kısıtlılığı ve siyasi istikrarsızlıklar, yabancı yatırımlar için olumsuz şartlar yaratabilmektedir.

Yatırımların diğer bir ayağını oluşturan bankacılık sektörü de yavaş da olsa gelişmektedir. Turizm sektörü ülkeye döviz getiren önemli bir yatırım alanı olarak görülmektedir. Bu alanda altyapı ve yatırımlar son zamanlarda gelişmeye başlamıştır. Turizm gelirlerinin ülkede barış ve istikrarın sağlanmasından sonra artması beklenmekle birlikte, ülkedeki turizm yatırımlarının yetersizliğinin bu potansiyelin yeterince kullanılmasını engellemesi beklenebilecektir. Buna rağmen, küresel krizin yaşandığı 2009 yılında turist girişlerindeki düşüş yalnızca %1 oranında gerçekleşmiştir. Öte yandan, Nepal’in su kaynaklarının bolluğu, topraklarının verimli oluşu gerekli alt yapı imkanları sağlandığı takdirde tarım sektörünün önemli atılım yapabileceği bir alanı oluşturmaktadır.

Nepal hükümeti sanayileşmede küçük ve orta ölçekli birimlerin geliştirilmesini hedeflemektedir. Bu sektörde de özellikle halıcılık önde gelmektedir. Halen bu işletmeler sanayi alanında çalışanların %85’ini istihdam etmektedir.

Mevcut belirsiz siyasi ortamda yeni oluşturulan koalisyon hükümetinin ekonomik politikaları henüz netleşmemiştir. Bu şartlarda Meclis’ten bütçe kanunu geçirmek mümkün olmadığı için hükümet harcamalarını idari kararlara dayandırarak yapmak durumunda kalmaktadır.

VIII. BÖLÜM

MALDİVLER EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

7.

8.

8.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 394.451 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 298 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 0 ve 644 km

GSYİH

: 2,1 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 8.400 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: % 6,5 (2011 tahmini)

İhracat

: 163 Milyon ABD $ (2009 tahmini)

İthalat

: 967 Milyon ABD $ (2009 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 6 (2010 tahmini)

Dış Borç

: 943 Milyon ABD $ (2010 tahmini)

İşsizlik Oranı

: %14,5 (2010 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 12,8 Rufiyaa (2010)

Kaynak: CIA World Factbook

8.2.Genel Bilgiler

Maldivler tarihsel olarak temelde balıkçılık, belirli bir ölçüde de tarıma dayalı bir ekonomiye sahipken, 1970’li yıllarda turizm sektörü tırmanışa geçmiş, turizm ve bağlı sektörler ekonominin lokomotifi olmuştur. Bununla birlikte toplam talebin önemli kısmının turizm gelirlerine bağımlı olması, ülke ekonomisini küresel krizlerin olumsuz etkisine açık ve dolayısıyla kırılgan hale getirmektedir. Nitekim 2009’un ilk 7 ayında turist girişlerinin %10 oranında azalması, ülke ekonomisini önemli ölçüde etkilemiştir. 2010 yılında ise turizm gelirinin arttığı, ülke ekonomisinin rahatladığı görülmektedir.

Ülke ekonomisi için vazgeçilmez kabul edilen turizm ve balıkçılık sektörlerinin denize ve su kaynaklarına bağlı olması nedeniyle Maldivler, küresel ısınma ve denizlerin seviyesinin yükselmesi konularında çok duyarlıdır. Diğer taraftan, küçüklüğü ve diğer kara parçalarına nisbi uzaklığı nedeniyle neredeyse tüm tüketim, ara ve sermaye mallarını ithal etmek zorundadır.

Maldivler’in para birimi Rufiya’nın değeri, 1994-2001 yıllarında hiç değişmemiş ve 1 ABD Doları=11.77 Rufiya olarak belirlenen resmi kurdan işlem görmüştür. Halihazırda Rufiya’nın değeri, günlük arz-talep dengelerine göre Maldivler Para İdaresi tarafından belirlenmekte olup, son bir kaç yıldır 1 ABD Doları ortalama 12.8 Rufiya’dan işlem görmektedir. Kur mümkün olduğunca sabit tutulmakta, zaman zaman çok küçük değişiklikler yapılabilmektedir.

Ülkede 1990’lı yıllarda yapılan yatırımların sonucu altyapı gelişmiştir. Bu çerçevede meskun 198 adanın neredeyse tamamına elektrik verilmekte olup, telekomünikasyon hizmetleri tüm adalara yayılmıştır. Internet ve mobil telefon hizmetleri sağlayıcısı Maldivler’in Dhiraagu şirketi, İngiliz ve Fransız şirketleriyle girdiği ortak yatırımlar sayesinde tüm ülkeye hizmet verecek hale getirilmiştir.

Maldivler’in gerçekleştirdiği ve esasen turizme dayalı başarılı ekonomik ilerlemeye ve bölgesinde kişi başına düşen en büyük gelire sahip olmasına rağmen, fakirlik sorunları da bulunmaktadır. Merkeze uzak atollerde (ada grupları) yaşayan halkın düşük yaşam koşulları, adalarda altyapı ve ulaşımın yüksek maliyeti, üretimin sınırlılığı ve buna bağlı olarak ihracatın daralması bu sorunlar arasındadır.

IX. BÖLÜM

BHUTAN EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ

8.

9.

9.1.Genel Ekonomik Göstergeler

Nüfus

: 716.896 (2012 beklenti)

Yüzölçümü

: 38.394 Km2

Sınır ve Kıyı Uzunluğu

: 1.075 ve 0 km

GSYİH

: 1,83 Milyar ABD $ (2011 tahmini)

Kişi Başına GSYİH

: 6.000 ABD $ (2011 tahmini)

Büyüme

: %8,1 (2011 tahmini)

İhracat

: 509,4 Milyon ABD $ (2009 tahmini)

İthalat

: 620,8 Milyon ABD $ (2009 tahmini)

Enflasyon Oranı

: % 6,8 (2011 tahmini)

Dış Borç

: 1,275 Milyar ABD $

İşsizlik Oranı

: %4 (2011 tahmini)

Para Birimi

: 1 ABD $ = 52,85 Ngultrum (2011)

Kaynak: CIA World Factbook

9.2.Genel Bilgiler

Butan’ın para birimi Ngultrum’dur. Ayrıca Hindistan Rupi’si de ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır. Butan dünyanın en küçük ekonomilerinden birine sahiptir. 2009 yılı itibarıyla GSMH 1,3 milyar ABD Doları, kişi başı milli gelir 2.155 ABD Doları seviyesindedir. GSMH’nın yıllık artışı 2009 yılında %5,7, 2010 yılında %6,8 seviyelerinde gerçekleşmiştir.

Ülke ekonomisi tarım, hayvancılık, hidroelektrik ve turizme dayalıdır. El sanatları ve dokuma küçük ölçekli atölyelerde yapılmaktadır. Dağlık coğrafya karayolu ve demiryolu yapımını zorlaştırmıştır. Önemli sanayiler kereste, alçıtaşı, kalsiyum, karbür ve hidroelektriktir. Ayrıca çimento, çelik ve ferro alüminyum gibi bazı sektörlerde üretim yapan küçük sanayi tesisleri mevcuttur. Yol yapımı gibi altyapı projelerinde Hindistan’a bağımlılık sözkonusudur. Keza, bütçe harcamalarının %60’ı Hindistan tarafından finanse edilmektedir.

2009 yılında Butan’ın ihracatı 451 milyon ABD Doları olup, Hindistan %95,1’lik ihracat payı ile ilk sırada gelmektedir. Hindistan’ı %2,8 ile Bangladeş ve %0,9 ile Singapur takip etmektedir. Yine 2009 yılında 616 milyon ABD Doları ithalat gerçekleştirilmiştir. Butan toplam ithalatının %73,8’ini Hindistan’dan, %4,7’sini Japonya’dan ve %4,1’ini Singapur’dan yapmaktadır.

Butan’ın temel ihracat kalemleri elektrik, maden cevheri, maden ürünleridir. Öte yandan pirinç, mısır, narenciye, hububat, süt ürünleri ve yumurta Butanlılar için önemli bir gelir kaynağıdır.

Ülke, turizm açısından son dönemde popülerlik kazanmıştır. Ancak, yönetim ülke kültürünü muhafaza etmek kaygılarıyla turizm konusunda da kontrollü davranmaktadır.

10.SONUÇ

Türkiye, Güney Asya ülkeleriyle her zaman güçlü tarihi ve kültürel ilişkilere sahip olmuştur. Türkiye, dostluk ilişkilerinin hakim olduğu bu ülkelerle ilişkilerini ve işbirliğini her alanda daha da geliştirme yönünde güçlü siyasi iradeye sahiptir. Türkiye’nin halklarıyla köklü dostluk bağlarının bulunduğu bu ülkelerle ilişkileri ve işbirliğinin gelişmesi bölgesel barış, istikrar ve işbirliğine de önemli katkı sağlamaktadır.

Afganistan’da kalıcı barış ve istikrarın sağlanabilmesi için Afganların yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle Türkiye, bu ülkede Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yardım programını uygulamaktadır. Afganistan’a yardımlar, başta kız çocuklarına yönelik olmak üzere eğitimin yaygınlaştırılması, halkın sağlık hizmetlerine erişiminin arttırılması ve Afgan güvenlik güçlerinin eğitiminin desteklenmesi doğrultusunda sürdürülmektedir. Öte yandan ülkemiz, Afganistan’da güvenlik ve istikrarın kalıcı temellere kavuşturulması açısından kilit bir husus olan bölgesel işbirliğinin geliştirilmesine önem atfetmektedir.

Türkiye, Pakistan’la mükemmel düzeydeki ilişkilerini, sağlam kurumsal temeller üzerinde geliştirmektedir. Güvenlik ve istikrarın temini ile terör, aşırılık ve uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere güçlendirilmiş bölgesel işbirliğine yönelik olarak Türkiye, Pakistan’la gerek ikili ve Afganistan’ın katılımıyla üçlü, gerek bölgesel ve uluslararası düzeylerde dayanışma içinde hareket etmektedir.

Hindistan’la ilişkilerimiz, ülkemizin sergilediği aktif dış politika anlayışına da paralel olarak, hızla gelişmektedir. Türkiye-Hindistan siyasi ilişkilerinin yanısıra, ikili ve bölgesel düzeyde ticaret, enerji ve bilim-teknoloji gibi alanlarda işbirliği imkânı sağlayabilecek büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Sözkonusu potansiyeli etkin biçimde yaşama geçirmek için iki ülke arasında karşılıklı siyasi irade mevcuttur.

Bölgenin diğer ülkeleri olan Bangladeş, Sri Lanka, Maldivler, Nepal ve Butan’la ilişkilerimizde son dönemde memnuniyet verici düzeyde ilerleme kaydedilmiştir. Türkiye, bu ülkelerle gerek ikili, gerek bölgesel, gerekse uluslararası platformlarda ilişkilerin ve somut işbirliği alanlarının geliştirilmesine önem atfetmektedir.

Sonuç olarak Güney Asya’yla ilişkilerimizin geliştirilmesi ülkemizin dış politika stratejisinin öncelikli alanlarından birini teşkil etmektedir. Bölge ülkeleriyle mevcut tarihi ve kültürel bağlarımız, ilişkilerimizin gelişimi için her zaman teşvik edici ve kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Bölgeye artan ilgimiz ve mevcudiyetimiz muhataplarımızca da beklenmekte ve takdir edilmektedir.

KAYNAKÇA

Mahendra Ved, “South Asian cooperation – SAARC can do better” http://www.eastasiaforum.org/2010/05/20/south-asian-cooperation-saarc-can-do-better/ (25.04.2012)

T.C. Kabil Büyükelçiliği, Ticaret Müşavirliği, “Afganistan Ülke Raporu”, 2010.

T.C. Yeni Delhi Büyükelçiliği, Ticaret Müşavirliği, “Hindistan Raporu”, 2011.

Central Intelligence Agency, The World Factbook https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/ (25.05.2012)


[1]Mahendra Ved, “South Asian cooperation – SAARC can do better” http://www.eastasiaforum.org/2010/05/20/south-asian-cooperation-saarc-can-do-better/

 

 

 

Paylaşın

İlişkili Makaleler

About Author

admin