Yüksek Teknoloji Endüstrilerinin Politikaları

Mart 2, 2014

|

Kategori:

 

                                                      Cenk AYDIN

İÇİNDEKİLER

 

1. YÜKSEK TEKNOLOJİ KAVRAMI VE TEKNOLOJİ SINIFLANDIRMASI

 

1.1. Teknolojinin Tarihsel Gelişim Süreci

1.2. Yüksek Teknoloji Kavramı

1.3. Teknoloji Sınıflandırması

2. KÜRESEL YÜKSEK TEKNOLOJİ REKABETİ VE ENDÜSTRİ POLİTİKALARI

 

2.1. Küresel Yüksek Teknoloji Ticaretinin Gelişimi

2.2. Küresel Yüksek Teknoloji Rekabeti

2.3. Tekno-Küresel Yapı Ve Temel Bileşenleri

2.3.1. Tekno-Küreselleşme

2.3.2. Tekno-Ulusalcılık

2.4. Küresel Rekabet ve Bilim-Teknoloji Politikaları

2.5. Yüksek Teknoloji Geliştirme Merkezleri

 

 

 

 

 

 

 

1.YÜKSEK TEKNOLOJİ KAVRAMI VE TEKNOLOJİ SINIFLANDIRILMASI

  1.1. Teknolojinin Tarihsel Gelişim Süreci

Yüksek teknoloji ,tarihsel gelişimi içerisinde bugünkü konumuna üç ana evreden geçerek gelmektedir.

  • 1960 ‘lı yıllar Bilimsel Araştırma

  • 1970 ‘li yıllar Teknoloji Uygulama ve

  • 1980’li yıllar Ticari Uygulama

1.Bilimsel Araştırma(1960  -):İkinci Dünya Savaşından itibaren temel bilisel çalışmalar artan bir oranda hız kazandı.Transistörün icadı elektronik alanında devrimci bir buluş olurken ilk bilgisayar çalışmaları da  yine aynı dönemde başladı.Daha sonrasında imalat alanında kullanılan araç-gereçlerin özellikle tezgahların boyutlarının küçültülmesi ve işlevsel olabilmeleri için çalışmalar başlatıldı.Biyoloji ve tıp alanında hastalıklarla mücadelede yeni metodolojiler ,yeni çareler bulunurken insan vücuduna ilişkin önemli bulgular edinildi.

2.Teknoloji Geliştirme(1970  -):Endüstriyel robotlar ve yeni takım tezgahları konularında  gelişmeler sağlandı.Bilgisayar modelleri ve onların kullanım alanları çoğaldı.Genetik mühendisliğinde ve yeni malzeme türevleri konusunda teknolojik uygulamalar ,yeni denemeler dünya çapında yayılmaya başladı.

3.Ticari Uygulama(1980  -):Hemen her alanda yapılan buluşlar hızla ticarileşme süreci kazandı.Bilgisayarların küçülmesi ,maliyetlerinin hızla düşmesi vb.unsurların gündelik hayata girmesi küreselleşmeyi hızlandırdı.Biyoloji,tıp ve malzeme alanında o zamana kadar görülmedik bir bilgi patlaması yaşandı.Yeni bulunan her fikir hemen ürüne oradan da pazarlara sürülmeye başlandı.

Teknoloji alanında bugün gelinen en son nokta “yüksek teknoloji”dir.Temel bilimler bilgi keşfedicileri ve yeni bilgi üreticileri olurken teknoloji bu bilgileri mevcut pazarlar için dönüştürmekte ve sonrasında pazar ortamında ürün ve hizmet şeklinde bilgi kullanıcılarına ulaştırmaktadır.

    1.2. Yüksek Teknoloji Kavramı

Yüksek teknoloji içeriği zengin anlam açısından diğer teknoloji ilişkili tanımlardan değişiklik göstermektedir.Öncelikle klasik sermaye yoğun endüstrilerden (çelik,metal,otomobil vb) farklılıklar taşımaktadır.Çünkü büyüme oranları ,teknolojik yaygınlık ve iç yapılar yönünden diğer sanayilerden ayrılmaktadır. İleri teknoloji ,daha bilgi yoğun ve daha teknoloji yoğundur.Teknoloji yoğun endüstriler ;yarı iletkenler ,bilgisayarlar ,elektronik bağlantılar,elektronik ölçü ve cihazları ,telekomünikasyon ,1971 ‘den günümüze en hızlı gelişen sektörler ve sanayi dalları olmuştur.Yarı iletken teknolojisi bu dönemde yıllık %33 büyüme oranı ile en hızlı gelişen alandır.

Yüksek teknoloji endüstrileri;hızlı teknolojik gelişmeleri,yüksek düzeyde bilimsel araştırma ve araştırma ve geliştirme harcamalarını ,yeni teknolojik ürünleri ihtiva etmektedir.Bu endüstriler dinamik ortamda sürekli ve çok sayıda yeniliklere sahne olmakta ve bu hızlı değişim beraberinde yeni teknolojiler,yeni ürünler ile yeni pazarlar doğurmaktadır.

  YÜKSEK TEKNOLOJİ ALANLARI

  • Uzay Ve Havacılık Sistemleri

  • Yapay Zeka Uygulamaları

  • Biyo-Teknoloji

  • CAD/CAM/CAE İş İstasyonları Ve Yazılımları

  • CATV Ekipmanları ,Video/Reklam/Yayın/Medya Teknolojisi

  • Taşınabilir İletişim Cihazları

  • Bilgisayar Grafikleri Ve Çevresi

  • Askeri Teknolojiler

  • Nükleer Enerji

  • Kişisel Bilgisayarlar

  • Endüstriyel Robotlar

  • Malzeme Taşıma Ve Depolama Sistemleri

  • Teknoloji Araçları(Fiber Optikler,Lazerler,Mikrodalga vs.)

  • Ses/Veri İletişimi

  • Ofis Otomasyonu

  • Yazılım Ürünleri Ve Hizmetleri

  • Veri Tabanı Hizmetleri

  • İlaç ve Tıp

  • Güvenlik Hizmetleri

Yüksek teknoloji ürünleri ve yenilikleri hemen her alanda kendini göstermektedir:

  • Bilgisayarlar:Boyut,bellek,kapasite,hız,performans,CD,yapay zeka.

  • İletişim:Uydu,cep telefonları ,telsiz vb. ses,görüntü,metin transferleri.

  • Ofis Sistemleri:Veri iletimi ,depolanması ,elektronik posta,yazıcı ,faks cihazları,özellikle telefon ve bilgisayar uygulamaları .

  • Tüketici Eğlence Ürünleri:Yüksek çözünürlüklü TV,projeksiyon sistemleri,Internet dijital kamera ,elektronik oyuncaklar.

  • Tasarım ve Mühendislik:Bilgisayar Destekli Tasarım(CAD),Bilgisayar Destekli Mühendislik (CAE).

  • İmalat:Ölçme ve test ekipmanları ,proses gözlem ve kontrol cihazları ,Bilgisayar Destekli İmalat(CAM).

  • Eğitim:Uzaktan öğrenme,Internet,sanal üniversiteler,e-posta.

  • Taşıma:Otomotiv kontrol sistemleri,hızlı trenler,uçaklar ,gemi vb.

  • Gıda ve Beslenme:Gıda imalatında yüksek teknolojinin kullanımı,paketleme ve teslimat.

  • Bankacılık:Otomatik para çekme ,elektronik fon transferleri ,Internet bankacılığı vb. hizmetler bütünü.

  • Alış-Veriş:Internet alış veriş ortamı.

  • Yayıncılık:Masaüstü yayıncılık.

  • Ev Ürünleri:Mikrodalga fırın,kontrol panelleri ,alarm sistemleri

Bütün bu teknoloji yoğun ürünlerinin ortak noktaları ,bulundukları ortamda çeşitli değişimler ve faydalar yaratmalarıdır.Bu ürünler;insanlara sağlık,eğitim ulaşım,iletişim ,öğrenme gibi sayısız yararlar sağlamaktadır.Bugüne dek hiç olmadığı kadar zaman ve yer faydalarını artırmıştır.Özetle ,yüksek teknoloji ürünleri hayat standardının yükselmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Başka bir tanıma göre ise;yüksek teknoloji işletmeleri çalışan toplam personel içinde en az % 35 oranında bilimsel formasyona sahip,mühendislik düzeyinde veya(en az 2 yıl eğitim almış) kalifiye teknisyenlerine sahiptir.Bu durum firma özelliği ,sektör dalına göre %65 ‘lere kadar çıkmaktadır.Araştırma ve geliştirme harcamaları ise gelirlerinin %5 ile % 15 ‘i arasında değişmektedir.Bu personel ve araştırma –geliştirme harcamaları oranları geleneksel endüstri ortalamalarından iki ile beş kat daha fazladır.Yüksek teknolojinin özünde uygulanmış bilgi birikimi bulunmaktadır.Bu sistemin temel girdisi beyin gücüdür.Çok az hammadde ve /veya enerji tüketimi vardır.

Ayrıca ,ileri teknoloji işletmesini tanımlarken sistem yaklaşımdan bahsetmek mümkündür. Sistem yaklaşımının özündeki kavram “girdi-çıktı”yaklaşımıdır.Yüksek teknoloji kavramı “girdi esaslı yaklaşım “ ve “çıktı esaslı yaklaşım” olmak üzere iki boyutta ele alınmaktadır.Yüksek teknoloji tanımında kullanılan girdi esaslı yaklaşımın odağında işletme sistemine giren veya büyük katkısı olan girdiler üzerinde yoğunlaşılmaktadır.Çeşitli yazar ve kurumlar tarafından benimsenen bu perspektifte teknoloji tabanlı işletmelerde özellikle ileri teknoloji endüstrilerinde görülmekte olan ana özelliklere dikkat çekilmiştir.Bu yaklaşımın öncü yazarlarını ve kurumlarını aşağıdaki tabloda görmek mümkündür.

Tablo 1: Girdi Esaslı Yüksek Teknoloji Tanımları

Tanım

Yazar-Kurum

Ar-ge yoğunluğuna göre ürünlerin sınıflandırılması ,teknoloji tipine göre bölümlendirilmesi;bu derecelendirme içinde en yüksek katmandakiler “yüksek teknoloji “olarak tanımlanmıştır.

R.KELLY –1977

İmalat sektörlerinin ortalamasının üzerinde aşırı büyüme gösteren bütün endüstriler “ileri teknoloji”olarak tanımlanır.

Technical Marketing Assoc.-1979

Markusen vd.-1986

Basitçe “Ar-ge Yoğun “teknoloji firmaları

ABD Kongresi ,Bilim ve Teknoloji Komisyonu ,1980

Bilim ve teknolojinin sistematik uygulamasını kapsayan endüstriler

ABD Kongresi ,OTA Teknoloji Değerlendirme Ofisi 1982

Endüstriyel sektörler iki dijit esasına göre incelenmiştir.Sektörde çalışan işgücü (bilim adamı ve mühendis),ar-ge harcamaları ,nisbi eğitimli işçi düzeyi kullanılmıştır.

M.Boretsky,1982

Diwan &Chakraborty,1991

Endüstri aşağıdaki iki koşuldan birini gerçekleştirebiliyorsa;

1.)Sektör ar-ge harcama yüzdesi onun yarattığı katma değer çıktısının % 10’undan fazlaysa

2.)Sektörde çalışan bilim adamı ve mühendis yüzdesi toplam çalışan sayısının %10’undan fazlaysa yüksek teknoloji endüstrisi olarak tanımlanmaktadır.

ABD Ticaret Bakanlığı -1983

Kodlama -1991

Üç dijitli bütün sektörler sınıflandırılması içinde ,mühendis ve bilim adamı sayısının toplam çalışan sayısına oranı bütün sektör ortalamalarının iki katı olması ve net satışlardan ar-ge’ye ayrılan payın diğer tüm imalat sektör ortalamasının iki katı  olması durumundaki alanlar “yüksek teknoloji”olarak tanımlanmaktadır

ABD İşletme ve İşçi Bulma Kurumu -1983

Whittington -1985

Sektörde çalışan mühendis,teknik eleman ,bilim adamları ,matematikçiler ,bilgisayar uzmanları ortalamanın üzerinde ise o endüstri “yüksek teknoloji”olarak tanımlanmaktadır.

Markusen vd.-1986

Kaynak:Christian Chabot ,”Defining High Technology “,Stanford Üniversitesi, http://www.stanford.edu/group/STS/techne3.html

“Çıktı esaslı” ileri teknoloji tanımları ise sistem yaklaşımının çıktı üstüne yoğunlaşması esasına dayanmaktadır.Teknoloji tabanlı faaliyet alanlarında çıktı olan ürünün özellikleri bünyesinde barındırdığı bilgi ve teknoloji birikimi açısından bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur.Bu kapsam itibariyle yapılan çalışmalar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tablo 2:Çıktı Esaslı Yüksek Teknoloji Tanımları

Tanım

Yazar-Kurum

Endüstriyel Standart Ürün Sınıflandırılmasına göre ürünlerin “teknolojik karmaşıklık “derecesine göre 20 endüstriyel grup ileri teknoloji olarak adlandırılmıştır.

ABD Ticaret Bakanlığı ,Uluslar arası Ticaret İdaresi ITA;-1984

Bilim adamı ve mühendislerle yapılan görüşmelere göre ileri teknoloi alanları oluşturulmuştur.Araştırmacıların daha sonra ürün ve süreçlerin belirli bir kapsam dahilinde en son teknoloji boyutunda olduklarına karar vermişlerdir.

Abbot vd.-1989

Diwan & Chakraborty-1991

Beş dijitli Endüstriyel Standart Ürün sınıflandırılmasına göre ürünler analiz edilerek uzmanlar ve analistlerin değerlendirmeleri çerçevesinde ileri teknoloji tabanlı olanlar derecelendirilmiştir.

Guerrieri ve Milana -1991

Tyson-1993

Kaynak:Christian Chabot ,”Defining High Technology “,Stanford Üniversitesi, http://www.stanford.edu/group/STS/techne3.html

Girdi ve çıktı esaslı olan her iki ayrım da ileri teknoloji alanlarının ve işletmelerinin karakteristiklerini ortaya çıkarmakta ve diğer faaliyet kollarından birtakım farklı özelliklerinin olduklarını göstermektedir.

1.3. Teknoloji Sınıflandırması

Yüksek teknolojinin kavram olarak ortaya çıkışı ile birlikte “orta” ve “düşük teknoloji” kavramlarının da tanımlanması ve analiz edilmesi ihtiyacı belirmiştir.Yüksek ve düşük teknoloji arasındaki ayırım teknolojinin içerdiği bilgi birikimi ve bilginin içeriği ile yakından ilişkilidir.Yüksek teknolojinin elde edilmesi öncelikle geniş tabanlı bilimsel bilgiye ve araştırmaya dayanmaktadır.Sonra bu bilginin endüstriye uygulanması yani bilim ve teknoloji ilişkisinin önemini gündeme taşımaktadır.Bu durum bilimin ortaya çıkardığı sistematik bilgi bütününün sanayiye uyumu,araştırma ve geliştirme ile desteklenmesi sonucu özel bilgileri,teknik know-how’ı yani bilimsel teknolojileri meydana getirmektedir.

Teknoloji yoğunluklarına göre düşük,orta ve ileri teknoloji ayırımını aşağıdaki tabloda görmek mümkündür.

Tablo3:Teknoloji Yoğunluklarına Göre Endüstri Sınıflandırılması

 

 

          TEKNOLOJİ DÜZEYİ-ALANI

    

               ISIC KOD NO

YÜKSEK TEKNOLOJİ

1.Uzay ve Havacılık

3845

2.Bilgisayar ,Ofis makineları

3825

3.Elektronik ,İletişim

3832

4.İlaç ve Tıp

3522

ORTA DERECEDE YÜKSEK TEKNOLOJİLER

5.Bilimsel Aletler

385

6.Motorlu Araçlar

3843

7.Elektrik makineları

383-3832

8.Kimyasallar

351+352+3522

9.Diğer Nakliye Ekipmanları

3842+3844+3849

10.Makine Sanayi(Elk.Hariç)

382-3825

ORTA DERECE DÜŞÜK TEKNOLOJİLER

11.Lastik ,Plastik Ürünler

355+356

12.Gemi Yapımı

3841

13.Diğer İmalat Sanayi

39

14.Demir Çelik Dışı Metal Sanayi

372

15.Metal Olmayan Mineral Ürünler

36

16.Metal Eşya Üretimleri

381

17.Petrol Rafine Ürünleri

351+354

18.Demir-Çelik Ana Metal Sanayi

371

DÜŞÜK TEKNOLOJİ

19.Kağıt- Baskı

34

20.Tekstil-Giyim

32

21.Gıda,İçki ve Tütün

31

22.Ağaç Ve Mobilya

33

Kaynak:Thomas Hatzichronoglou “Revision of High –Technology Sector and Product Classification

2. KÜRESEL YÜKSEK TEKNOLOJİ REKABETİ VE ENDÜSTRİ POLİTİKALARI

Günümüz küresel rekabet ortamı “tekno-ekonomik” odaklı olup bu acımasız rekabet ortamında teknoloji anahtar role sahiptir.Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ve geleceği,teknolojik alandaki yatırımlarına bağlıdır ve kısaca “teknoloji gelecektir”.1990’lı yıllardan itibaren bütün uluslar arası pazarlar teknolojinin kontrolü altına girmiştir.

 

Şekil 1:Küresel Yüksek Teknoloji Rekabet Bileşenleri

Küresel pazarlarda meydana gelen rekabetin derecesi ileri teknoloji endüstrileri düşünüldüğünde daha da artmaktadır.Yüksek teknoloji alanında ürünler üretebilmek ,bu ürünleri hedef pazarlara sunmak makro bir bakış açısını gerektirmektedir.Yüksek teknoloji endüstrilerinin varlıklarını sürdürebilmeleri özellikle yaklaşım ve uygulamalarla olmaktadır.Bu alanda makro düzeydeki küresel eğilimlerin analiz edilmesi ile ülke sanayi-ticaret-bilim politikalarından başlayarak ilgili endüstri-sektör dinamiklerine ,daha sonrasında ise işletme örgüt yapılarına ve çalışan bireylere yani mikro düzeye kadar uzanan bir zincirin halkalarını oluşturmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 2.1. Küresel Yüksek Teknoloji Ticaretinin Gelişimi

 

İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yirmi beş sene içerisinde uluslar arası pazarlarda ,rekabette ve teknoloji geliştirmede ağırlıklı olarak ABD hakimiyeti yaşandı.İlerleyen zamanlarda diğer ülkeler ,özellikle Avrupa ve Japonya,teknolojinin gelişim sürecini dikkatle takip edip bir süre içinde yeni uygulamalar öğrendiler.

Tekno-küresel rekabet çerçevesindeki gelişmeler son yirmi yıl içerisinde olmuştur.Teknolojinin ticarileşmesi ivme kazanmış,ürün ve süreçlerdeki ilerlemeler rekabetin yoğunlaşarak artmasını sağlamıştır.Artan küresel ekonomi,hızla büyüyen pazarlar beraberlerinde güçlü yeni rakipleri ve buna bağlı olarak pazar ortamının gerektirdiği ittifaklar halinde rekabet kavramını getirmiştir.Bunun paralelinde ise Amerika,Avrupa ve Asya arasında ticari bloklaşma meydana gelmiştir.

Yüksek teknoloji ticareti dünyada üç coğrafi alanda yoğunlaşmaktadır:

  • Batı Avrupa

  • ABD öncülüğünde Kanada ve Meksika,

  • Pasifikte Çin ve Japonya liderliğinde Asya Ülkeleri (Çin,Kore,Tayvan,Singapur,Malezya)

İleri teknoloji alanındaki alanındaki küresel rekabeti daha iyi analiz edebilmek için dünyada bu alanda lider konumunda ülkelerin üretim ve ihracat pazar paylarına bakmak gerekmektedir.

                             Şekil2:  Küresel  Üçlü(Global Triad)

  Latin      AMERİKA

            AFRİKA

     ASYA

    ÇİN-JAPONYA

    AVRUPA

             ABD

 

Kaynak:Triad Power:The Coming Shape of Global Competition

 

 

 

 

 

Tablo4:Dünya Yüksek Teknoloji İmalat Payları

ABD

AB

ASYA

ÇİN

JAPONYA

1990

29.3

24.8

4.7

1.8

28.9

1991

28.9

24.3

5.1

2.2

29.5

1992

28.3

24.6

5.9

2.6

28.3

1993

27.9

24.1

6.4

3.3

27.3

1994

26.7

24.5

7.1

3.4

27.9

1995

26.6

24.8

8.0

3.2

27.8

1996

27.7

23.4

8.5

3.7

28.1

1997

28.2

23.0

8.7

3.9

27.3

1998

32.1

23.0

7.7

4.2

24.7

1999

2000

32.5

33.8

22.3

21.2

9.0

9.7

4.9

5.3

23.2

22.0

2001

35.1

22.0

9.3

6.6

19.2

2002

34.5

21.6

10.5

8.2

17.9

2003

34.7

20.3

9.7

11.1

17.9

2004

34.0

19.0

9.1

14.2

17.7

2005

34.5

18.4

8.9

16.1

16.2

Kaynak:www.nsf.gov/National Science Board ,Digest of Key Science and Engineering Indicators 2008

 

Tablo5:Yüksek Teknoloji İhracat Rakamları (1990-2005) Milyar Dolar

ABD

AB

ASYA

ÇİN

JAPONYA

1990

90.5

155.7

54.1

22.1

71.5

1991

98.7

170.7

63.2

25.2

79.5

1992

104.7

180.7

75.1

30.4

84.1

1993

107.4

186.9

85.8

33.3

83.4

1994

121.1

206.1

114.9

41.5

91.1

1995

137.0

240.8

156.5

53.4

105.4

1996

154.0

261.7

179.6

57.4

107.5

1997

183.8

311.2

203.4

67.1

120.7

1998

202.0

346.8

192.7

73.3

113.1

1999

219.5

389.9

240.3

88.0

125.8

2000

249.7

453.5

314.9

121.5

149.9

2001

230.4

479.7

292.1

138.6

121.6

2002

207.2

486.4

336.7

189.8

125.6

2003

215.3

528.0

402.8

290.7

155.7

2004

240.5

596.9

502.0

369.9

192.2

2005

262.1

637.4

565.3

440.1

204.7

Kaynak:www.nsf.gov/National Science Board ,Digest of Key Science and Engineering Indicators 2008

ABD,AB,Asya,Çin ve Japonya’nın on altı yıllık dönem içerisinde ihracat gelişim grafiği net bir biçimde yukarıdaki tabloda görülmektedir.Yüksek teknoloji ihracatında Çin 16 yıl içinde 22.1 Milyar $  seviyesinden 440.1 Milyar $ ‘ a gelmesi ürkütücü bir durumdur.2005 yılında ileri teknoloji ihracat rakamlarında dünyanın önde gelen üreticileri incelediğinde tablo içinde ABD 262.1 Milyar $ (%12),Avrupa 637.4 Milyar $ (%28),Asya 565.3 Milyar $ (%25),Çin 440.1 Milyar $(%19) ve Japonya 204.7 Milyar $ (%9)’lık bir dağım göstermektedir.

Bütün dünyada ileri teknoloji ürünlerine olan talep artmaktadır.Yurtiçi kullanım miktarı,yurtiçi üretim ve ithalat toplamından ihracat rakamının çıkartılması sonucu elde edilen değeri vermektedir.

Tablo6:Yüksek Teknoloji Ürünlerinin Yurtiçi Kullanımı (1995-2005)Milyar$

1995

1997

1999

2001

2003

2005

Tüm Ülkeler(Toplam)

1.565

1.904

2.245

2.524

2.819

3.533

   ABD

346

458

649

781

867

1.074

   Avrupa Birliği

429

488

561

617

649

747

   ASYA

604

736

771

853

1.039

1.426

       Çin

76

111

148

212

385

709

       Japonya

357

421

401

399

395

432

       Güney Kore

45

55

71

97

103

127

       Tayvan

42

49

68

57

66

74

  Diğer

185

221

264

273

263

285

Kaynak:www.nsf.gov/National Science Board ,Digest of Key Science and Engineering Indicators 2008

 

    2.2. Küresel Yüksek Teknoloji Rekabeti

 

Yeni ekonomik düzen ,itici gücünü yüksek teknoloji sektörlerinden sağlamaktadır ve bu sektörler günden güne büyümektedir.Bilgi toplumu ve yaşanan bilişim teknolojisi devrimi;verimlilik artışında ,enflasyonun düşmesinde ,işsizlik oranının azalması ve toplumsal refahın artmasında önemli bir rol oynamaktadır.Yaşanan bu yeni ekonomik düzen ise “bilgi tabanlı ekonomi”, “dijital ekonomi”, “yüksek teknoloji ekonomisi” , “ağ(network)ekonomi” veya  “enformasyon teknoloji ekonomisi” gibi isimlerle anılmaktadır.

Bugün yaşanmakta olan rekabetin yoğunluğu daha önce hiç olmadığı kadar şiddetlidir.Geleneksel iktisat literatüründe rekabetin şiddetine göre, “aşırı rekabet”, “yıkıcı rekabet”, “iflas ettirici rekabet” ve “kıyasıya rekabet” kavramları bulunmaktadır.Yüksek teknoloji pazarlarında yaşanan rekabet durumunun yoğunluğunu veya acımasızlığını tanımlarken kimi yazarlar bu kavramların yanına “hiper rekabet” kavramını da eklemektedir.Kısalan ürün hayat eğrileri,ar-ge harcamalarının yükselmesi ,yüksek belirsizlik düzeyleri,artan riskler ve ilk-öncü hareket edenlerin yüksek kazanç miktarları teknoloji yoğun pazarların temel özellikleri arasındadır.

 

 

Şekil3:Küreselleşme Unsurları Arasındaki Temel Etkileşimler

Kaynak:Thomas Hatzichronoglou,OECD,Globalization and Competitiveness:Relevant Indicayors,http://www.oecd.org/dsti/sti/prod/sti_5.pdf

 

Küresel alanda yaşanan bu yeni rekabet beraberinde yeni yaklaşımları ,yeni kavramları ve yeni problemleri getirmektedir.Bu rekabetin merkezinde ise teknoloji bulunmaktadır.Teknoloji son yıllarda rekabetin doğasını çok çabuk değiştirmektedir.Bu durum “teknolojik devrim” olarak adlandırılmaktadır.

Yukarıdaki şekilde görüleceği üzere globalleşmenin ortaya çıkmasında ve hız kazanmasında teknolojinin yaygın hale gelmesi ,bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin katkısı büyüktür.Ayrıca ürün ve hizmetlerin akışının etkin koordinasyonu da bu sürece yardım etmiştir.

Bu yeni ekonomik sistemin ve küresel rekabet ortamının belirgin özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür :

  • Dünya ticaretinin kompozisyonundaki değişmenin ağırlıklı olarak teknoloji yoğun ürünlere kayması.

  • Ar-Ge ile imalatta ölçek ekonomilerinin artması.

  • Teknoloji uygulamalarının imalat bilgi ve becerileriyle birlikte yaygınlaşması

  • Ürün ve hizmetlerin daha az devlet müdahaleleriyle karşılaşması ,sınırların ortadan kalkması.

  • Devletlerin sanayi-ticaret ve bilim politikalarına gereken öncelikleri vermesi ,ihracatı özendiren uygulamalara gitmesi.

     2.3. Tekno-Küresel Yapı Ve Temel Bileşenleri

Dünyada stratejik değişimin en önemli belirleyicileri “teknolojik yenilik” ve “küreselleşme”dir.Küreselleşme ;küresel ürünler için nihai kullanıcıların bezer taleplerinin artmasını sağlamakta,istek ve ihtiyaçlar çeşitlenmekte ,küresel müşteri talepleri farklılaşmaktadır.Bununla birlikte ölçek ekonomileri ,araştırmalara odaklaşma ,ürün geliştirme ve imalat-girdi maliyet avantajının sağlanabilmesi için uygun bölge –yer seçimi gibi temel eğilimler yaşanmaktadır.Stratejik değişimin diğer önemli bileşeni teknoloji ,küresel işletme olabilmesinin tabanını oluşturan unsurları sağlamaktadır.Böylelikle aşağıdaki şekilden de görüleceği üzere bu iki kavram zincirleme olarak birbirlerini ilerletmekte ve geliştirmektedir.

Şekil4:Küresel Rekabet Ortamı ve Değişim Süreci

DEĞİŞİMİN                        REKABETÇİ                  REKABET                     UYGULAMA

DİNAMİKLERİ                  ORTAM                          CEVABI

Küreselleşme

Yeni Örgütsel Yapı

Strateji

Yeni Sanayi Yapıları

Kaynak:Stephen P.Bradley,JERRY A.Hausman ,Richard L.Nolan, “Global Competition and Technology”

 

Bu etkileşim zincirinde ,tekno-küresel rekabetin artmasında “füzyon teknolojileri”nin rolü büyüktür.Yani bir teknolojinin birden fazla alana rahatça uygulanabilir olması ,bu alanlarda ve süreçlerde radikal değişikliklere yol açmasıdır.

Teknolojik füzyon kavramının karakteristik özellikleri arasında diğer teknolojilerle işbirliği halinde olabilmesi ,destekleyici,tamamlayıcı olması ve yayılışının doğrusal olmaması gibi unsurlar bulunmaktadır.Örnek vermek gerekirse optik ve elektronik birleşerek opto-elektronik ve sonrasında fiber-optik iletişim sistemleri meydana gelmiştir.Elektrik,elektronik ve makine sistem ve teknolojileri birleşerek elektro-mekanik gibi çapraz isimlendirmeler ortaya çıkmış ve beraberinde “mekatronik devrim” doğmuştur.Bunun yanında biyoloji elektronikle birleşerek biyo- bilgisayarları  ,biyo-entegre devreleri doğurmaktadır.Bütün bu gelişmeleri sağlayan ise yine “füzyon teknolojileri”dir.

Bilişim sektöründe ,mikro işlemcilerin bilgisayar teknolojisi ile entegrasyonu birçok yeni ürün ve hizmetlerin gelişmesini sağlamakta,farklı sektörlerde farklı işlevler görmektedir .Bu durumun birçok sanayi alanında ürün tasarımına ,üretim süreçlerine ,üretim maliyetlerine vs.etkisi sürmektedir.

Diğer taraftan bu tür gelişmeler işletme-yönetim anlayışlarında da radikal değişikliklere  neden olmaktadır.Bilgisayar ve telekomünikasyon ağlarının etkileşimi işletme yöneticilerine büyük imkanlar sağlamakta ,denizaşırı yatırımlarda ,ortaklıklarda daha etkin haberleşme ,daha etkin karar alma ve  zamanı daha verimli olarak kullanabilme gibi imkanları sunmaktadır.Bütün bu ilerlemeler rekabetçi avantajı elde etme ve sürdürmede teknolojinin etkisini ve belirleyiciliğini artırmaktadır.

          2.3.1. Tekno-Küreselleşme

 

Teknolojinin geniş bir kullanım alanına sahip oluşu ,taşınabilir ve her türlü ortama uyumlandırılabilir oluşu onu vazgeçilmez bir faktör haline getirmiştir.Böylelikle bugünün pazarları artık teknoloji ile küreselleşme kavramlarını iç içe sokmuş ve “tekno-kürelleşme (techno-globalism)”kavramı literatüre geçmiştir.

Tekno-küreselleşme kavramı çeşitli yazarlar tarafından çeşitli yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmektedir.En geniş anlamıyla tekno-küreselleşme icatların ve yeniliklerin dünya çapında yayılmasıdır.Bu kavramın temelde üç bileşeni bulunmaktadır.

Bu bileşenler;

  • Küresel teknoloji yayılımı ,

  • Küresel teknoloji işbirlikleri ve

  • Küresel teknoloji üretilmesi olarak sıralanmaktadır.

  • Küresel Teknoloji Yayılımı

Teknolojinin küresel çapta yayılımı son zamanlarda en önemli konuların başında gelmektedir.Uluslararası pazarlarda yeniliklerin ,ticaret akışının artması teknoloji akışını da hızlandırmaktadır.İşletmelerin ürettikleri ürünlerin dış pazarlarda kabulü ,pazar paylarını koruma yeteneği büyük bir oranda teknolojik yeteneklerin genişletilmesiyle mümkündür.Özellikle imalatta küresel rekabetçi avantaj ar-ge ve yenilik performansına dayanmaktadır.Birçok araştırma göstermektedir ki ,ülkelerin yenilik kapasiteleri ülke ihracat performansı için gerekli koşuldur.

Teknoloji ayrıca küresel pazarlarda üründen bağımsız olarak da yayılabilmektedir.Bu yayılımın başlıca yolu teknoloji,lisans ,know-how vb.transferidir.Teknolojinin küresel çapta yayılmasıyla ilgili bütün faktörler önemli neden sonuç ilişkilerini ortaya çıkarmaktadır.Ulusal teknoloji üretme yeteneğinden ihracat performansına ,ihracat performansından uluslar arası alanda teknoloji yayılımına ve bu alandaki birikime kadar uzanmaktadır.

  •        Küresel Teknoloji İşbirlikleri

Küresel teknoloji işbirlikleri ise en az iki ülke arasında stratejik alanlardaki ortaklıklardır.Aynı veya farklı ürün gruplarında üretim yapan işletmeler arasındaki teknoloji ,bilgi paylaşımıdır.Ortak prensiplerde ,ortak paydalarda birleşip bir sinerji yaratma esasına dayanmaktadır.Dünyada devletler ,akademik kurumlar ,özel sektör işletmeleri arasındaki işbirliği hızla genişlemektedir.

1980’lerin ortalarından beri dünya çapında dört bin ‘den fazla bilinen firma ittifakı bulunmaktadır.Bunların üçte birinden fazlası ABD,Avrupa ve Japon firmaları arasındadır.Yine bu ittifakların çoğu yüksek teknoloji paylaşımı ve geliştirilmesi amacıyla yapılmıştır.

  • Küresel Teknoloji Üretilmesi

Tekno-küreselleşme üçüncü bileşeni işletme tabanlı stratejilere dayanmaktadır.Farklı ülkelerde faaliyet gösteren çok uluslu işletmeler;icatların ,yeniliklerin meydana getirilmesinden küresel ar-ge ağlarının geliştirilmesine kadar tüm yapısal unsurların içerisinde olmakta ve buna yön vermektedirler.Bu durumun sağlanmasında doğrudan dış yatırımların ve enformasyon ağlarının rolü açıktır.Tekno-küreselleşme kavramının ilk iki kullanım kapsamında ulusal ve çok uluslu işletmeler,özel yada kamu sektörleri ,kurumsal veya kişiler tarafından geliştirilmiş teknoloji, yenilikler ve yayılımlar varken üçüncü kapsam alanı sadece “çok uluslu işletmeler”dir.

Çok uluslu işletmelerin teknoloji yarışında anahtar oyuncularıdır.OECD verilerine göre çok uluslu işletmeler ,bu ülkelerdeki bütün endüstriyel ar-ge’nin %75 ‘ini sağlamaktadırlar.

         2.3.2. Tekno-Ulusalcılık

Tekno-küreselleşme yani teknoloji bilgi ve birikimi sınır tanımaksızın rahatça hareket olanağı bulurken ulusal olarak anahtar öneme sahip teknolojik birikimlerin korounması gerekmektedir.Bu anlayışda “tekno-ulusalcılık (techno –nationalism) olarak ortaya çıkmaktadır.

İç pazarlarda teknolojik rekabetçi avantajın sürdürülmesi için korumacı hükümet politikaları ve önlemler ;araştırma –geliştirme sübvansiyonları ,gümrük dışı engeller ,anti-damping uygulamaları ,ihracat teşviki vb.uygulamalar “tekno-ulusalcılık olarak tanımlanmaktadır.Tekno-ulusalcılık kavramının içe bakışıyla tekno-küreselleşmenin dışa bakan eğilimi arasında bir gerilim bulunmaktadır.Böylelikle tekno-ulusalcılık anlayışı ile tekno-küreselleşme karşı karşıya kalmaktadır.

Tekno-küreselleşme kavramıyla birlikte birtakım sorunlar ve konular ağırlık kazanmaktadır.Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Teknoloji değişimi nasıldır?

  • Teknoloji değişiminden mevcut endüstriler nasıl etkilenmektedir?

  • Teknolojinin endüstri içinde yarattığı fırsatlar ve tehditlere işletmelerin tepkisi nasıldır?

  • İşletmeler ne şekilde işbirliği yaparlar?

  • Bireysel işlerde meydana gelen değişimler ve onun yarattığı etkileşimler nelerdir?

  • Uluslar arası alanda,birçok faaliyet merkezinde işlerin koordinasyonu nasıldır?

İşletmeler açısından rekabetin temel boyutları ;maliyetleri düşürmek ve teknolojik yeteneği geliştirmektir.Gerek maliyetlerin düşürülmesi gerek teknolojik yeteneğin geliştirilmesi hedefleri işletmeleri yeni organizasyon yapılarına ve iş yapma biçimlerine yönlendirmiştir.Örneğin işletmenin ana yetenekleri üzerinde yoğunlaşma;şirketin bünyesinde ,daha atak ,daha hızlı tepki veren ve kendini yeni durumlara uyum sağlayacak biçimde örgütleme yeteneğine sahip bir yapı ve içeriğin geliştirilmesi;pazarların dünya pazarları olarak algılaması ve hedeflenmesi;diğer şirketlerle bir ağ oluşturulması gibi unsurlar ağırlık kazanmıştır.

   2.4. Küresel Rekabet ve Bilim-Teknoloji Politikaları

       Günümüzde küresel rekabet ortamında stratejik üstünlük kaynakları değişmekte ve yeni boyutlar kazanmaktadır.Klasik üretim faktörleri bu tarihsel gelişim sürecinde kapsadıkları anlam bakımından birtakım geçişlere sahne olmaktadır.Doğal kaynaklar artık eskisi gibi rekabetteki belirleyiciliğini kaybetmektedir.Doğal kaynaklar açısından zenginlik sınırlı sayıda petrol zengini ve az nüfuslu devletler için geçerli olacaktır.

Telekomünikasyon ,bilgisayar ve hava taşımacılığı alanında meydana gelen gelişmeler ,küresel kaynak kullanımını mümkün kılan lojistik devrimini gerçekleştirmiştir.Geleceğin sektörleri yüksek teknoloji sektörleridir.Bu alandaki rekabetin özü beyin gücüne dayalı endüstriler olmasından kaynaklanmaktadır.Yüksek teknoloji sektörlerinde başarılı olmak ise ar-ge ,eğitim ve işlem yani üretim teknolojilerine yapılan yatırımlarla sağlanabilir.

Gelecekte ürün ve hizmetlerin hemen hemen tamamı yüksek teknoloji işlemleriyle gerçekleştirilecektir.Teknoloji lideri olabilmek ,doğrudan o ürünlerin araştırma,tasarım aşamasından pazarlara sunumuna kadar tüm aşamalarında öncü olmaktan geçmektedir.

Bilim ve teknoloji politikaları ;bütün ülkelerin refahını doğrudan etkileyen sosyal ve siyasi gidişe yön veren ,gelişim ve değişim şartlarını ortaya çıkaran politikalardır.Bundan dolayı ,hemen hemen bütün ülkeler teknolojiyi edinmek ,yaymak,kullanmak ve işlemek için her türlü çabayı göstermektedir.Uluslararası alandaki rekabetin ürün esaslı olarak sınıflandırmasını aşağıda tablodaki gibi görmek mümkündür.

Tablo7:Rekabet Esaslı Ürün/Kaynak Sınıflandırılması

Ürün Kategorisi

Rekabet Üstünlüğü Sağlayıcı Temel Faktörler

Örnek

1.Kaynak Yoğun

Doğal Kaynakların Bolluğu

Gıda Sanayi

2.Emek Yoğun

İşçilik Ücretleri

Hazır Giyim,Ayakkabı

3.Sermaye Yoğun

Üretim Süresinin Devamlılığı

Çelik

4.Teknoloji Yoğun

Talebin Esnekliğine Hızlı Uyumu

İmalat Makinaları

5.Ar-Ge Yoğun

Bilimsel Gelişmeleri En Kısa Sürede Uygulamaya Geçirebilmek

Elektronik

Kaynak:Globalization of Technology:International Perspectives

Hammadde ve doğal kaynak yoğun ürünler ;işlenmemiş –ham gıda ,içecek ve tütün ,petrol ürünleri,kömür ve petrol türevleri ,metal olmayan maden ürünleri vs.nispeten düşük teknoloji içermektedir ve gelişmekte olan ülkelerin temel ihraç kalemleridir.Bunu takiben emek yoğun ürünler;tekstil ,hazır giyim ve deri ,mobilya –metal aksamlı mobilya hariç düşük teknoloji içermekte ve bu tip ürünler genelde gelişmekte olan ülkeler tarafından pazarlara sunulmaktadır.

Sermaye yoğun ürünler;demir –çelik ürünleri,plastik işleri ,kauçuk işleri ,cam ,porselen işleri vb.orta ve kısmi olarak yüksek teknoloji içermekte ve bu ürünler yeni sanayileşmiş ülkelerin temel ihraç kalemleri arasında yer almaktadır.Teknoloji yoğun ürünler;motor ve tribünler ,elektrikli makineler,fotoğraf malzemesi ,optik eşya vb.yüksek teknoloji içermekte ve bu ürünler genelde sanayileşmiş ülkeler tarafından pazarlara sunulmaktadır.Ar-ge yoğun ürünler ise elektronik aygıtlar,havacılık sanayi,tıp cihazları ve tıbbi malzemeler vb.ileri düzeyde bilgi birikimi ve çok yüksek düzeyde teknoloji gerektirmektedir.Bu tip ürünler genellikle sanayileri gelişmiş ,teknoloji lideri olan ülkeler tarafından uluslar arası pazarlara sunulmaktadır.

Dünyadaki tekno-ekonomik odaklı bu yeni yapılaşmanın belirleyicileri,teknoloji lideri olan gelişmiş ülkeler ve onların büyük ölçekli işletmeleridir.Yeni teknolojilerin yaratılması ve dünya üzerindeki kontrolü büyük bir oranda bu işletmeler ve bu ülkeler tarafından belirlenmektedir.

Ülkelerin rekabet güçlerinin sürekliliği ve endüstrilerin ve hatta işletmelerin etkinliği büyük ölçüde üretim sistemlerinin teknolojik gelişmeye paralel yenilikleri takip edebilmelerine ve /veya adaptasyonlarının başarılarına bağlanmaktadır.Ülkelere bu ivmeyi kazandıran teknoloji genel olarak ;toplumun üretimine ilişkin bilgi birikimi olarak tanımlanırsa ,toplumun bilgi birikiminin artması teknolojik değişmeye ,bu ise yeni üretim sistemleri ve yeni üretim olanaklarının yaratılmasına bağlanmaktadır.Teknolojinin böylesine belirleyici konuma gelmesi ,ülkeleri teknolojik yeterlilik konusunda ciddi ve kararlı politikalar üretmeye de zorlamaktadır.

Teknolojik yeterlilik ,ekonomik gelişme ve uluslar arası rekabet gücünü dolayısıyla da ülkenin refah düzeyi arasındaki konum belirleyiciliğinde köprü görevini;teknolojik gelişmeye paralel ,değişebilen ve uyumlaştırılabilen yeni esnek üretim sistemleri yapmaktadır.Bu anlamda ,teknolojik yeterlilik ,kapasite ve üretim sistemleri yapmaktadır.Bu anlamda ,teknolojik yeterlilik ,kapasite ve üretim sistemleri birbirlerini tamamlayan olgular olmaktadır.

Teknoloji iktisadi anlamda bir meta olarak kabul edildiğinde fiyat,miktar ve transfer şartlarının ,zamana ve alıcı –satıcı özelliklerine göre özel olarak belirlendiğinde bir pazara sahiptir.Normal ürün pazar sistemlerinden çok farklı kurallara ve kurumlara sahiptir.Bu pazarı “teknoloji pazarı” olarak tanımlamak mümkündür ve çok aksak şartlarda çalışan bir pazardır.Bu sebepten ,satıcı açısından gelişmiş bir teknolojinin satışında marjinal maliyet küçük olabilmesine karşılık kendisine sağladığı fayda çok yüksek olabilmektedir.Bu iki durum arasındaki açıklık o kadar geniştir ki teknolojinin fiyatını tayin eden pazarlıkta ,gelişmekte olan ülkeler kendilerini zayıf durumda bulurlar.

Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Teknoloji Politikaları

1.Aşama:Yabancı Sermayenin Çekilmesi İçin Mevcut Altyapı Yatırımlarının Geliştirilmesi

  • Doğrudan Dış Yatırımlar İçin Çaba Sarf Edilmesi

  • Yatırım Düzenlenmesine Cazibeli Hale Getirilmesi (Vergi Kolaylıkları ,Emek vs.)

  • Teşvikler ,Düzenleyici Unsurlar,

  • Bilişim Teknolojileri, Enerji ve Taşıma Altyapılarında Kamu Harcamaları

2.Aşama:Yabancı Teknolojinin Elde Edilmesine Yönelik Ulusal Ekonominin Oluşturulması

  • Pazarlara Ulaşmak İçin Offset Politikaları,

  • Teknoloji Transferi ve Teknoloji Elde Etme Politikaları,

  • Geniş Vergi Teşvikleri,

  • Yerli Tedarikçilerin ve Alt Müteahhit Firmaların Kullanımı İçin Teşvikler.

3.Aşama:Ulusal Ar-Ge ve Ticarileşme Yeteneğinin Geliştirilmesi

  • Ar-Ge’ye Devlet Tarafından Kaynak Aktarılması,

  • Teknolojinin Ticarileşmesine Yatırım,

  • Yüksek Eğitim Kurumlarına ve İnsan Kaynakları Gelişimine Yatırım,

  • Spesifik İleri teknoloji Sektörlerinde Ar-Ge’ye Kaynak Aktarılması.

Bu üç aşamanın da etkileşim içerisindeki eş zamanlı yürütülmesi gereği açıktır.Bir taraftan eğitim,bilim,teknoloji altyapısına yatırım yapılırken diğer taraftan ekonomi ,ticaret politikalarıyla hukuki düzenlemelerin en yüksek faydayı verecek şekilde planlanması sağlanmalıdır.

Teknolojik rekabet,uzun bir periyotta sanayi teknolojisindeki rekabetin ülkeler arasındaki durumunu tartışan ,bilim ve teknoloji için çıktılar ve etkileri konu alan bir rekabettir.Ekonomi literatüründe teknolojik yenilik ve rekabet arasındaki ilişkiyi incelemek için çeşitli göstergelere başvurulmaktadır.Bunlar arasında “girdi ve çıktı göstergeleri” ön planda yer almaktadır.

Girdi göstergeleri,üretilen teknolojik yenilik içindeki finansal ve insan kaynağını ölçmekte kullanılır.Bu tip göstergeler için en yaygın olan “ar-ge harcamaları”dır.

Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere ar-ge harcamaları GSMH içerisindeki payı,milyon kişi başına düşen mühendis /bilim adamı ve teknisyen olarak üç kategoride toplanmaktadır.Bu üçlü yaklaşım ülkelerin ar-ge altyapıları ve ayırdıkları kaynak miktarı hakkında bir bilgi sağlamaktadır.Japonya GSMH içinde %2.9 ‘luk pay ve bilim adamı ,mühendis yüzdesi ile birinci sırada yer almaktadır.

 

Tablo8:Bilim ve Teknoloji Gelişim Göstergeleri (2008 Yılı)

Ülke

Ar-Ge Harcamaları Milyon $

Araştırma–Geliştirme Katkısı (%)

Toplam Araştırmacı Sayısı

Endüstri

Yüksek Öğrenim

Devlet

Türkiye

4.883

37

51.3

11.7

42.663

ABD

343.747

70.3

14.3

11.1

1.387.882

Japonya

138.782

77.2

12.7

8.3

709.691

Çin

86.758

71.1

9.2

19.7

1.223.756

Almanya

66.688

69.9

16.3

13.8

282.063

Fransa

41.436

63.3

18.2

17.3

204.484

Kore

35.885

77.3

10

11.6

199.990

İngiltere

35.590

61.7

26.1

10

183.535

Rusya Fed

20.154

66.6

6.1

27

464.357

İsviçre

7479

73.7

22.9

1.1

25.400

Singapur

4.782

65.7

23.9

10.3

25.033

Yunanistan

1.734

30

47.8

20.8

19.907

Kaynak:http://www.oecd.org

OECD 2008 yılı verilerini baz alarak hazırladığı Bilim ve Teknoloji Göstergeleri çalışmasında ABD,araştırma ve geliştirme harcamaları 343.747 Milyon $ ‘la dünya liderliğini korumakta onu 138.747 Milyon $ ‘la Japonya ve 86.758 $’la Çin izlemektedir.Tablo dikkatli incelendiğinde tüm gelişmiş ekonomilerde araştırma ve geliştirmeyi sanayinin desteklediği görülmektedir.Ülkemizde araştırma –geliştirme yüksek öğrenim ile kamu kurum ve kuruluşları desteği ile sürdürülmektedir.Sanayinin payı son derece kısıtlı olmaktadır.Devletin sanayide ar-ge birimlerinin kurulması ve araştırmacı sayısının artırılmasına yönelik yeni düzenlemeleri bulunmaktadır.Son dönemde gerçekleştirilen girişimler içinde 5746 numaralı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun gecikmeli de olsa yürürlüğe girmiştir.İşletmeler için Ar-Ge indirimi ,gelir vergisi stopajı teşviki,sigorta primi desteği ,damga vergisi istisnası,Teknogirişim sermayesi desteği vb.alanlarda destekler sunulmaktadır.

 Araştırma –Geliştirmenin Artan Önemi

Son yirmi yılda yarı iletken teknolojisinden süper bilgisayarlara ,oradan biyo-teknolojiye ve yeni malzemelere kadar bilim ve teknoloji alanındaki hızlı ilerlemeler uzun dönemli rekabet başarısının sağlanmasında ar-ge ‘nin önemini vurgulamaktadır.İleri teknoloji pazarlarında başarının anahtarı ar-ge den geçmektedir.Her geçen gün piyasaların farklılaşması ve onlara uyum gösterebilme zorlaşmaktadır.Böylelikle yeni ürünleri pazara sunabilme ve onları yeniden geliştirebilme ,ar-ge laboratuarları gücü etkisinde olmaktadır.

Uluslar ar-ge yoğun sanayileri çeşitli nedenlerden dolayı geliştirmek istemektedirler.Söz konusu nedenleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

  • Yüksek teknoloji firmaları yenilikle iç içe olmuşlardır.İşletmeler pazar paylarını korumak ve yeni ürünlere pazar payı elde edebilmek için yenilik yapmak zorundadırlar.Bu durum mevcut kaynakları daha etkin ve verimli kullanmayı gerektirmektedir

  • Yüksek teknoloji firmaları dış pazarlarda başarılı olabilmek için yüksek katma değerli üretim yapmak mecburiyetindedirler.Bunun sağlanabilmesi çalışanların yoğun katkısı ve onların yüksek bir oranda desteklenmesi ile mümkündür.

  • Yüksek teknoloji sanayilerindeki özellikle endüstriyel ar-ge performansı diğer alanlarda da etkisini gösterir.Bu etkilerin başında diğer bütün ticari sektörlerde yeni ürünlerin ,yeni süreçlerin oluşması gelmektedir.Tüm alanlarda verimlilik artar,yeni iş alanları ve yüksek ücretli işler meydana gelir.

Yüksek teknoloji geliştirme merkezleri ar-ge ve teknoloji harcamalarının yoğun olduğu bölgelerdir.Araştırmadan başlayarak ticarileşme sürecine kadar olan faaliyetler dizisinde teknoloji merkezleri birincil rol oynamaktadır.

  2.5. Yüksek Teknoloji Geliştirme Merkezleri

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’ne göre,Teknoloji Geliştirme Bölgesi,yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların ,belirli bir üniversite veya ileri teknoloji enstitüsü yada Ar-Ge merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri,teknolojik bir buluşu ticari bir ürün ,yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları ,aynı üniversite,ileri teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında;akademik,ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı ifade etmektir.

Günümüzde teknoloji bilgi ve yetenekler giderek yoğun bir şekilde spesifik hale gelmekte ve bu durum giderek farklı uygulama alanlarında örneğin tasarım bilgisinin ilaçlardan arabalara kadar tüm boyutlarında karşımıza çıkmaktadır.Araştırma süreci bu yüzden giderek bölgesel yoğunluk kazanmaktadır.Yüksek teknoloji geliştirme merkezlerinin öncü gelişim bölgesi ABD’dir.MIT ve Harvard Üniversiteleri Route 128’in gelişmesinde Stanford ve UCLA ise Silikon Vadisi’nin gelişiminde önemli rol oynamışlardır.

Teknoloji alanlarındaki uzmanlaşmanın ileri tabanında ileri derecede temel bilimler ve mühendislik bilgisi yer almaktadır.Örneğin,Route 128’in rekabetçi avantajının en yüksek olduğu alanı minibilgisayarlar,Silikon Vadisi’nin süper bilgisayarlar ,Minneapolis-St.Paul’un süper bilgisayarlar ,Orange County’nin uzay ve havacılık ile elektronik ,Salt Lake City’nin biyo-teknoloji şeklinde sıralamak mümkündür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tablo9:Yüksek Teknoloji Merkezleri(ABD)

Yer

Teknoloji Merkezi

Endüstri Uzmanlaşma

Kurum

Massachusetts

Route 128

Uzay ve Havacılık

MIT

Boston

Elektronik

Harvard Unv

Bilgisayar

Federal Labs

Muhtelif

Diğer Unv

California

Silicon Valley

Elektronik

UCLA,Stanford

Orange Country

Bilgisayar

Diğer Unv

Uzay ve Havacılık

Federal Lab.

Muhtelif

Kansas

Lawrance

Dayanıklı Tüketim

Kansas Unv

Havacılık

Enterprise Cor.

Centers of Excellence

Georgia

Atlanta

Uzay ve Havacılık

Emory Unv

Georgia Tech

Telekomunikasyon

Georgia Unv

Tüketici Elektriği

Industrial Park

Bil.Yazılımı

Engineering Experiment  Station

Advanced Technology Development

Georgia Research Alliance

Federal Labs

Texas

Austin

Mikroelektronik

Texas Unv

Bilgisayarlar yeni malzemeler

Federal Labs

Yazılım

IBM,Motorola

İletişim Donanımı

MMC,3M,Dell

Oregon

Portland Washington Country

Elektronik Aletler

Bil.Bileşenleri

Sematech

Oregon State Unv.

Yarı İletkenler

Sunset Science Park

Montana

Bozeman

Elektro -optik

Montana Ünv

Kimyasallar

Montana State Unv

Biyoteknoloji

Bilg.Yazılımı

Advanced Technology Park

Florida

Gainsville

Sağlık Teknolojileri

Florida Unv

Lazerler

Southern Tec.Application Centre(STAC)

Elektro-optikler

NASA

Kaynak:Titus Adeboye “Technological Capabilities in Small and Medium Enterprise Cluster :Review of International Experince and Implications for Developing Countries”

ABD deki teknoloji geliştirme mekezlerindeki ,spesifik alanlarda yoğunlaşma  ve öz yeteneklerinin geliştirilmesi durumunu yukarıdaki tabloda görmek mümkündür. KAYNAK:TEKNOLOJİ YÖNETİMİ, Murat ERDAL, Genişletilmiş 2. Baskı, Türkmen Yayınevi, 2008

Paylaşın

İlişkili Makaleler

About Author

admin