Dünyada ve Türkiye’de Turizm

Mart 2, 2014

|

Kategori:

 

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE TURİZM

EMİR BALKAN


İçindekiler

I.Giriş : Dünyada ve Türkiye’de Turizm Ticareti

II.Dünyada ve Türkiye’de Turizm Çeşitleri

A.Termal Turizm

B.Sağlık Turizm

C.Kış Turizm

D.Kongre Turizm

III.Dünyada Turizm İthalat ve İhracatı ve Oranları

IV.Türkiye’de Turizm İthalat ve İhracatı ve Oranları

V.TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ AÇISINDANTURİZM SEKTÖRÜ

VI.Stratejiler, Politikalar, Problemler, Sonuç ve Değerlendirme

VII.Kaynakça

ÖZET

Uluslararası Ticaret Politikaları dersi dönem projesi olarak hazırladığım bu ödevde turizm sektörünün Türkiye’deki ve Dünyadaki durumunu,turizm sektörünün ülke ekonomisi içindeki payı ve ticaretinin geçmişten bugüne kadarki durumuyla ilgili kısa bir genel giriş yapacağım.Ana genel girişten sonra Türkiye’de ve Dünyada yapılan turizm çeşitlerini,yıllara göre gelen turist sayılarını,yıllara göre turizmin ülke ekonomisine yaptığı katkıyı,en çok turist gelen bölgeleri kısaca aktaracağım.Ayrıca turizm ticaretindeki önemli ihracatçı-ithalatçı ülkeleri yıl içinde gelen turist sayıları,getirmiş oldukları döviz miktarı,en çok tercih edilen turizm türünü sayısal değerler halinde aktaracağım.Ayrıca Türkiye’nin de turizm ticaretinden aldığı pay ve turizm ürünleri ticaretinde Dünya’da ki yeri ve turist ihracatı,ithalatı arasındaki farka bağlı olarak bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Bu değerlendirme çerçevesinde Türkiye’nin mevcut turizm politika ve stratejilerini ve sorunlarını aktaracağım.Ayrıca, Türkiye’nin AB ile müzakerelerinde turizm sektöründeki durumunun hangi konuda artıları ve eksileri olduğunu aktaracağım.Son bölümde turizm ticareti ile ilgili tahminleri verdikten sonra Sonuç ve Değerlendirme bölümünde turizm sektörünün stratejilerini, politikalarını ve problemlerini içeren yazı ile projeyi bitireceğim.

I.DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE TURİZM TİCARETİ

Turizm sektörü,Dünya’da olduğu gibi,Türkiye’de de en hızlı büyüyen,yarattığı katma değer,istihdam ve döviz geliri itibariyle ülke ekonomisinin gelişmesini sağlayan öncü sektör özelliği göstermektedir.Ülkelerin gelirleri içinde önemli bir yer tutan turizmi,geleneksel “deniz,kum ve güneş” üçlemesine dayalı bir turistik faaliyet olmaktan çıkmakta özellikle sağlık turizmi başta olmak üzere, tarih, kültür, kongre turizmi, tarım turizmi, eko turizm gibi alternatif faaliyet alanları ön plana çıkmaktadır.

Dünya ticaretinde petrolden sonra ikinci sırada yer alan turizmde, 1950’li yıllarda ortalama 25 milyon kişi olan turist sayısı 2000’li yıllarda 700 milyon kişi dolayına ulaşmıştır. Aynı yıllarda, 2.1 milyar dolar olan dünya turizm gelirleri, 28 kat artışla, 477 milyar dolara ulaşmıştır (Turizm Bakanlığı, 2002).Dünya Turizm Örgütü (WTO) turizmi önümüzdeki 20 yıl içerisinde en hızla büyüyecek sektör olarak göstermektedir.2020 yılı için WTO’nun yaptığı tahminlere göre, beklenen turist sayısı 1,5 milyar kişi, turizm gelirleri ise 2.000 milyar dolardır. (DPT, 2001)

Dünya’da yaşanan gelişmelere paralel olarak, Türkiye’de de, yapılan tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin de etkisiyle, turizm büyük gelişme göstermiş ve ihracattan sonra ikinci döviz geliri kalemi konumuna gelmiştir. Sektörde tesis sayısı hızla artış göstermiş, turistik hizmetlerde ürün kalitesi ve çeşitliliği artmış, sağlanan döviz gelirleri diğer sektörlerde de bir canlılığa yol açmıştır.1980 yılında Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 1.2 milyon kişi iken, 2000 yılında 8.5 kat artışla 10.4 milyon kişiye ulaşmış, 2009 da gelen turist sayısı 21.9 milyon kişiye ulaşmıştır.

Tablo 1.Türkiye’nin Turizmden Sağladığı Döviz Geliri ve Yabancı Turist Sayısı,2006-2009

 

YILLAR

Yabancı turist sayısı kişi

Döviz Gelirleri

(Milyon dolar)

Değişim Oranı

2006

23.148.669

16.850.947

-7,2

2007

27.214.988

18.487.008

9,7

2008

30.979.979

21.950.807

18,7

2009

32.006.149

21.249.337

-3,2

 

Kaynak: T.C. Turizm Bakanlığı, 2010

Türkiye turizm potansiyeli yüksek bir ülkedir. Turizm sektörünün ülke ekonomisi içindeki yerinin önemi ve Türkiye’nin kalkınmasında üstleneceği genel bir görüş birliği vardır.Turizm ülkenin uzun vadeli kalkınması için olduğu kadar, günümüzde sıkça yaşanan krizlerden çıkışta potansiyel bir sektör olarak değerlendirilmektedir.Alt ve üst yapının geliştirilmesi, alternatif turizm türlerine yönelinmesi, tanıtım ve pazarlama sorunlarının çözülmesi halinde bu potansiyelden daha fazla yararlanılması mümkün olacaktır.Dünya genelinde de yapılan turizm faaliyetlerinde çeşitli ülkeler boy göstermektedir.Bunlar arasında en büyük ekonomik gücü turizm olan Yunanistan gelir.Aynı şekilde İspanya,İtalya,okyanusa ve sıcak denizlere kıyısı olan ülkeler gelmektedir.Hizmet sektörünün %70, sanayi sektörünün %25, tarım sektörünün de %5 olduğu bir dünyada hizmet sektörünü ayakta tutan turizmin tüm dünya için ne kadar önemli olduğu verilen bilgilerde belirtilmiştir.

II.DÜNYADA VE TÜRKİYEDE TURİZM ÇEŞİTLERİ

Turizm çeşitlerinin farklılık göstermesinde çeşitli nedenler bulunmaktadır. Bunların başında ülkenin jeopolitik konumu,iklimi,örf,adet,kültür ve alt yapısına bağlıdır. Bu etmenlerden dolayı dünyanın çeşitli kesimlerinde çok farklı turizm çeşitlerine rastlanmaktadır.

A)Termal Turizm:Termomineral su banyosu,içme,inhalasyon,çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerin yanında iklim kürü,fizik tedavi,rehabilitasyon,egzersiz,psikoterapi,diyet gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan termal suların eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanımı ile meydana gelen turizm türüdür.Dünyada termalizm özellikle Almanya,Avusturya,İtalya,Macaristan,Romanya,Fransa gibi ülkelerde modern tıbbın emrinde ve diğer tedavi imkanları ile bütünleşmiş olarak günden güne önemini arttırmaktadır.Bu gibi ülkelerde turizm en büyük gelir kaynaklarından birinin termal turizm oluşturmaktadır.(Şahin,2007: 394) Türkiye jeotermal kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından Dünyada ilk yedi ülke arasında yer almakta olup,Avrupa’da birinci sıradadır.

Tablo.2

 

ÜLKE

YARARLANAN KİŞİ SAYISI

TÜRKİYE

13 MİLYON

ALMANYA

10 MİLYON

MACARİSTAN

10 MİLYON

RUSYA

8 MİLYON

 

Kaynak: T.C. Turizm Bakanlığı, 2010

B)Sağlık Turizmi:Tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir. Sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm türüdür.

Tablo.3.(Kaynak:TURSAB)

 

ÜLKELER

KİŞİ SAYISI

GELİR

HİNDİSTAN

100.000

400.000.000 €

TAYLAND

600.000

600.000.000 €

TÜRKİYE

162.000

200.000.000 €

 

C)Kış Turizmi:Yaz aylarının dışında kışında tatil,spor vs gibi faaliyetleri yerine getirebilmek adına kış turizmine elverişli olan ülkeler için büyük bir ekonomik kazanç.Yüksek rakımlarda gelişmiş teknolojinin kullanımıyla bir çok yerli ve yabancı turistin gelmesini sağlayan turizm türüdür.Kış turizmde başı çeken ülkeler arasında Avusturya,Fransa,İsviçre,İtalya ve Andora gibi ülkeler gelmektedir.Türkiye’de bu alandaki potansiyelini değerlendirmekte gecikiyor.Kar merkezlerimiz bu ülkelerin kar merkezleriyle karşılaştırıldığında teknik olanaklar, aktivite ve fasilite çeşitliliği bakımından çok gerilerde kalıyor.

Tablo.4.

 

ÜLKELER

GELEN KİŞİ SAYISI

İNGİLTERE

1.205.000

İSVİÇRE

2.000.000

İTALYA

900.000

TÜRKİYE

100.000

 

Kaynak: TURSAB

D)Kongre Turizmi: Giderek artan kongre ve konferans faaliyetlerinin ortaya çıkardığı turizm koludur.Dünya genelinde 1995 yılında 20.000 olan kongre organizasyonu, 2005 yılında 35.000 in üzerinde gerçekleşmiştir.Kongre turizminde önde gelen ülkelerin başında Avustralya gelir.%17 lik bir artış gerçekleştirerek ilerleme kaydetmiştir.Dünyada uluslararası kongre turizm pastası 150 milyar doları bulmaktadır. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerden yaklaşık 346 bin kişinin kongre&toplantı amacıyla ülkemizi ziyaret ettiği anlamına geliyor. ICCA verilerine göre ülkemizin 2003 verilerine göre 633 milyon dolarlık kongre turizmi pastasında binde 4 pay aldığı belirtilmiştir.

Tablo.5.

 

ÜLKELER

DÜNYADAKİ PAY ORANI

AVRUPA

%62

ASYA

%16

K.AMERİKA

%10

AFRİKA

%2

 

Kaynak: TURSAB

Bu turizm faaliyetlerin yanında yayla, mağara, av, golf, gençlik, yat, botanik, inanç, hava, dağcılık gibi turizm çeşitleri de bulunmaktadır.Ülkelerin konumları ve geliştirmiş oldukları teknolojik imkanlarla beraber sayılan tüm turizm çeşitlerine rastlanabilmektedir.Ülke ekonomisi açısından her bir turizm dalının katkısı olduğu bilinmektedir.

III.DÜNYADA TURİZM İTHALAT VE İHRACATI VE ORANLARI

Hizmet sektörünün en büyük kaldıracı olan turizm dünyanın tüm ülkelerinde her geçen gün önemini arttırmakta bütün dünya ülkeleri daha fazla turist çekebilmek adına birçok yatırım yapmaktadırlar.Bunların başında Amerika Birleşik Devletleri,Fransa, İspanya, Çin gibi ülkeler gelmektedir.Her ülke konumuna göre çeşitli turizm faaliyetleri düzenlerken ülke konumunun uygun olmadığı şartlarda ise teknolojik imkanları kullanarak hizmet sağlamaktadır.Buna en uygun örnek olarak Japonya da yapılan suni plajlar, havuzlar aynı şekilde Arap ülkelerinde suni kar yoluyla yapılan kış turizminin canlı tutulmak istenmesi gibi.Bu bağlamda aşağıdaki tabloda dünya ülkelerinin, ülkelerine gelen turist sayıları, dünyadaki payı, turizm geliri ve dünyadaki payı aktarılmaktadır.

Tablo.6.

 

TURİST SAYISI

NO

ÜLKE

MİLYON KİŞİ

DÜNYADAKİ PAYI(%)

1

Fransa

79,3

8,6

2

ABD

58,0

6,3

3

İspanya

57,3

6,2

4

Çin

53,0

5,7

5

İtalya

42,7

4,6

6

İngiltere

30,2

3,3

7

Ukrayna

25,4

2,8

8

Türkiye

25,0

2,7

9

Almanya

24,9

2,7

10

Meksika

22,6

2,5

 

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Tablo.8.

 

TURİZM GELİRİ

NO

ÜLKE

MİLYAR DOLAR

DÜNYADAKİ PAYI(%)

1

ABD

110,1

11,7

2

İspanya

61,6

6,5

3

Fransa

55,6

5,9

4

İtalya

45,7

4,8

5

Çin

40,8

4,3

6

Almanya

40,0

4,2

7

İngiltere

36,0

3,8

8

Avustralya

24,7

2,6

9

Türkiye

22,0

2,3

10

Avusturya

21,8

2,3

 

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Tablolarda da gösterildiği şekilde turizmin ülke ekonomisindeki katkısının ne kadar etkili olduğu gösterilmekte.Bu sonuçlar dahilinde her ülkenin turistik faaliyetlere yıllar geçtikçe daha çok yatırım yapıldığı görülmektedir.

IV.TÜRKİYEDE TURİZM İTHALAT VE İHRACATI VE ORANLARI

Türkiye Dünya Ticaret Örgütüne üye olduğunda bu yana turizm alanında göstermiş olduğu büyük gelişmeyle dünya ülkeleri arasında yer bulmuştur.Gerek ülkenin iklimi,konumu ve ekonomik yapısı gelişmek açısından daha kolay bir yol almaya neden olmuştur.Diğer ülkelerden gelen turistlerin vize problemlerinin olmaması,turistik her amacın ekonomik açıdan uygun fiyatlarda olması son yıllarda Türkiye’nin turizm sektörünün yıldızı olmayı sağlamıştır.Bu anlamda ülkede yapılan birçok turizm yatırımları sayesinde gerek özel gerekse devlet patentli bu yatırımlar büyük sıçramayı da beraberinde getirmiştir. Aşağıdaki tablolarda Türkiye’nin turizm alanındaki verilerine yer vereceğim.

Tablo 9.Turist Sayısı ve Turizm Gelirinin Yıllara Göre Dağılımı

 

Turist Sayısı

Yıllık Değişim(%)

Turizm Geliri

(Milyon $)

Yıllık Değişim(%)

1991

5.517.897

2,4

2.654

-17,7

1992

7.076.096

28,2

3.639

37,1

1993

6.500.638

-8,1

3.959

8,8

1994

6.670.618

2,6

4.321

9,1

1995

7.726.886

15,8

4.957

14,7

1996

8.614.085

11,5

5.650

14,0

1997

9.689.004

12,5

7.002

23,9

1998

9.752.697

0,7

7.177

2,5

1999

7.487.285

-23,2

5.203

-33,4

2000

10.428.153

39,3

7.636

46,8

2001

11.618.919

11,4

8.090

5,9

2002

13.256.028

14,1

8.473

4,7

2003

14.029.558

5,8

13.203

55,8

2004

17.516.908

24,9

15.888

20,3

2005

21.124.886

20,6

18.154

14,3

2006

19.819.833

-6,2

16.851

-7,2

2007

23.340.911

17,8

18.487

9,7

2008

26.336.677

12,8

21.911

18,5

 

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Yukarıdaki tabloda belirtildiği üzere yıllara göre Türkiye’nin turizmdeki gelişmesinin büyük bir farkla olduğu görülmektedir.Bazı yıllardaki düşüş ise deprem,ekonomik kriz ve diğer etkenler olmak üzere turizmietkilemektedir.

Türkiye’ye Gelen Yabancı Ziyaretçilerin Başlıca Ülkelere Göre Sıralaması

Tablo 10.

 

2008

20009

09/08(%)Değişim

Almanya

4.415.525

4.488.350

1,65

İngiltere

2.169.924

2.426.749

11,84

Hollanda

1.141.580

1.127.150

-1,26

Fransa

885.006

932.809

5,40

Belçika

596.442

592.078

-0,73

İtalya

600.261

634.886

5,77

Avusturya

520.334

548.117

5,34

İspanya

329.790

355.902

7,92

Yunanistan

572.212

616.489

7,74

İsveç+Danimarka+Norveç+Finlan

1.034.238

1.096.628

6,03

Bulgaristan

1.255.343

1.406.604

12,05

Romanya

447.419

366.689

-18,04

AB Toplamı

14.853.750

15.481.138

4,22

Rusya

2.879.278

2.694.733

-6,41

Ukrayna

730.689

574.700

-21,35

BDT Toplamı

5.713.180

5.480.640

-4,07

ABD

679.445

667.159

-1,81

Japonya

149.731

147.641

-1,40

İran

1.134.965

1.383.261

21,88

İsrail

558.183

311.582

-44,18

TOPLAM

26.336.677

27.077.114

2,81

 

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Tabloda görüldüğü şekilde en çok turist gelen ülkelerin başında Almanya gelmektedir.Bunda daha önceki yıllarda kurulan dostlukların yanında yurt dışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarında olduğunu var sayabiliriz.Komşu ülkelerin diğer ülkelere göre daha az turistik faaliyet düzenlemesi hemen hemen aynı iklim şartlarından dolayı,her zaman gidilebilir düşüncesinin olması gibi nedenlerden dolayı olabiliyor.Aynı şekilde km bakımından çok uzak ülkelerinde fazla turistik faaliyetler düzenlemediği görülebiliyor.Bunların dışında turistik faaliyetleri etkileyen etmenlerden biride siyasi duruştur.Türkiye’nin İsrail’le yaşamış olduğu siyasi gerilimde bu turistik faaliyetlerin siyasi bakımdan düşmesine örnek olarak gösterilebilir.Bunun dışında turizm faaliyetlerinin de milli gelir ve ihracat gelirleri içindeki payı da ciddi derecede önemlidir.Bunu da aşağıdaki tabloda görebiliyoruz.

Turizm Gelirlerinin Milli Gelir ve İhracat Geliri İçindeki Payı

Tablo 11.

 

GSYH(Milyar $)

İhracat(FOB)

Turizm Geliri($)

(3)/(1) %

(3)/(2) %

2000

265

27,8

7,6

2,9

27,3

2001

197

31,3

8,1

4,1

25,9

2002

230

36,1

11,9

5,2

33

2003

305

47,3

13,2

4,3

27,9

2004

390

63,2

15,9

4,1

25,2

2005

481

73,5

18,2

3,8

24,7

2006

526

85,5

16,9

3,2

19,8

2008

742

131,9

21,9

2,9

16,6

 

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Bu tablodan görüldüğü gibi turizm faaliyetlerinin ülke milli geliri ve ülkenin temek direği olan ve dış açığın kapatılmasında etkili olan ihracatın üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olduğu görülmektedir.

V.TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ AÇISINDAN TURİZM SEKTÖRÜ

Avrupa Birliğinin temelini oluşturan Roma Antlaşmasında ve daha sonra gündeme gelen Tek Avrupa Senedi ve Maasricht Antlaşmasında tarım,sanayi, çevre, ulaştırma v.b. birçok sektörle ilgili ortak politika olmasına rağmen turizm sektörüyle ilgili “ortak politika” henüz geliştirilmemiştir.

Buna karşılık turizm sektörü aşama aşama AB’nin gündemine girmiştir.

1- AB’de turizm sektörüne yönelik politika üretilmesi amacıyla AB Komisyonu  1 Haziran 1982’de “Topluluk Turizm Politikası Başlangıç Çerçevesi” adı altında bir raporu Konsey’e sunmuştur.

2- Bunu takiben Avrupa Komisyonu 1986 yılında “Aksiyon Planı” hazırlamış ve turizm sektöründe dikkatleri 6 temel konuya çekmiştir.

· Toplulukta turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi,
· Turizmin mevsimsel ve coğrafi dağılımının geliştirilmesi,
· Turistlerin daha iyi bilgilendirilmeleri ve tüketici olarak korunmaları,
· Turizm sektörünün çalışma şartlarının iyileştirilmesi,
· Turizmle ilgili sorunların çözümü için bir danışma ve işbirliği mekanizması geliştirilmesi,
· Mali araçların ve yapısal fonların daha etkin kullanılması.

3- Avrupa Parlamentosu 1988 yılında aldığı bir kararla 1990 yılını “Avrupa Turizm Yılı” ilan etmiş ve ilk defa turizmin AB kaynaklarından doğrudan desteklenmesinden söz edilmiştir. Avrupa turizm yılının amaçlarını şöylece özetlemek mümkündür.

· Sınırları olmayan bir büyük coğrafya yaratmak ve turizmin bütünleştirici rolünü halkın Avrupa’sının gerçekleştirilmesi için etkin bir araç olarak kullanmak,
· Turizmin ekonomik ve sosyal önemini bölgesel politika ve istihdam yaratılmasıyla ilişkili olarak vurgulamak,
· Üye ülkelerin vatandaşlarını, özellikle gençleri, diğer üye ülkelerin kültürleri ve yaşam biçimlerine ilişkin turizm aracılığıyla daha iyi bilgilendirmek,
· Turizm faaliyetinin, çevre kalitesine saygılı olması, zamansal ve bölgesel daha iyi dağılımı, tatil dönemlerinin yaygınlaştırılması, kitle turizmine alternatifler bulunması ve yeni tatil yöreleri ve türleri geliştirilmesi suretiyle sağlamak,
· Turizm etkinliğini üçüncü ülkelerden topluluk ülkelerine çekerek Topluluk içi turizmini geliştirmek.
4- Avrupa Birliği’ni gerçekleştirmeye yönelik Antlaşma 7 Şubat 1992 yılında Maastrich’te imzalanmıştır. Bu antlaşmanın 3. maddesi kapsamında 1996 yılında toplanacak olan Hükümetlerarası konferansta turizm sektörünü ortak bir politikaya yönlendirebilecek çalışmaların başlatılması öngörülmüştür.

5- 1993 yılında uygulanmaya giren “Paket Seyahat Kararnamesi”yle, turizmle ilgili hazırlanan broşürlerde sağlık, sigorta, ulaşım, transfer, konaklama tesisleriyle ilgili her türlü bilginin doğru olarak bulundurulması uygulaması başlatılmıştır.

6- 13 Temmuz 1992 karar altına alınan ve 1993-1996 yıllarını kapsayan “Aksiyon Planı”yla turizm sektörüne geçici destekler sağlanmıştır.

7- AB Komisyonu tarafından turizm sektörüyle ilgili teşviklerin başlatılmasını sağlamak amacıyla Nisan 1995’de bir rapor yayımlanmıştır. Bağlayıcı nitelikte olmayan ve sadece konuyla ilgili görüşleri kapsayan rapor “Yeşil Kitap” adıyla gündemde yerini almıştır.

Sözkonusu raporda belirtilen ve daha sonra Hükümetlerarası Konferansta ele alınan Yeşil Kitap’ta 4 temel seçenek yer almıştır.

· Turizm hemen bütün diğer faaliyet alanları ile ilintili olduğundan ve bu alanları (çevre, tüketicinin korunması, ulaşım vb.) kapsayan politikalar bulunduğundan, turizm için ayrı belirgin bir politika çerçevesi geliştirmek gerekli olmayabilir.
· Biraz dağınıkta olsa bile turizme ilişkin mevcut bir çerçeve ve müdahale sistemi vardır ve bu yeterlidir.
· Daha önce uygulanan “Aksiyon Planlarında” üye ülkeler arasında asgari düzeyde bir işbirliği sağlanmışsa da bu yeterli değildir. Turizm faaliyetini etkileyen etmenleri belirleyip daha yeterli kaynak arayarak sektörde verimliliği, rekabet ortamını geliştirmek; tüketicinin, doğal ve kültürel çevrenin daha etkin korunmasını sağlamak gereklidir.
· Dağınık ve sınırlı önlemler yerine Hükümetlerarası Konferans, öngörülen yeniden yapılanma çerçevesinde bir “Turizm Politikası” amaçları, öncelikleri, kaynakları ve araçlarıyla birlikte belirlemelidir.

8- Komisyon Şubat 1996’da benimsediği ve 1 Ocak 1997’de yürürlüğe giren dört yıllık bir süreyi kapsayan ve toplam bütçesi 25 milyon ECU olan PHILOXENIA Programıyla AB turizminin geliştirilmesini amaçlamıştır.

· Eskiden de bir ölçüde sürdürülen politikalara ivme kazandırmak.
· Üye ülkeler arasındaki bilgi alışverişini istatistiki standardizasyonla sağlamak.
· Sektörler ve çeşitli alanlardaki politikalar arasında uyumu gözetmek.
· Turizm için uygun bir yasal ve finansal çerçeve hazırlamak.
· Turizmin kalitesini ve rekabet gücünü, çevre, doğal ve kültürel kalite de göz önünde tutarak geliştirmek.
· Her adımda tüketiciyi korumak.

Philoxenia Programının en önemli hedeflerinden biri de, üçüncü ülkelerden talep yaratmak ve topluluk iç talebini geliştirmek olmuştur.

Görüldüğü gibi AB’nin turizm sektörüyle ilgili ortak bir politikası olmamasına rağmen, zaman içinde turizm sektörünün geliştirilmesiyle ilgili kararlar adım adım atılmış ve Topluluk Ortak Politikası olmasına çok yaklaşmıştır.

Türkiye’nin AB ile turizm sektörüyle ilgili ilişkilerinde ortaklık statüsünün muhtemel etkileşiminin yanında iki etkileşim alanından söz etmek mümkündür. Bunların birincisi 1995 Barcelona Bildirgesine göre geliştirilmeye çalışılan Avrupa – Akdeniz İşbirliği, ikincisi ise Uruguay Round Sonuç Bildirgesinde yer alan GATS (Hizmetler Sektöründe Ticaret Genel Antlaşması) mekanizmasıdır.

AB’de geliştirilmeye  çalışılan turizm politikasıyla Türkiye’nin turizm politikası arasında büyük ölçüde uyum vardır. Sözkonusu politikaların türevleri olan turizmin çeşitlendirilmesi, turizmin ekonomik ve sosyal yararlarının dengeli dağılımı, turizmin insanları ve kültürleri yakınlaştırmak için bir araç olarak kullanılması gibi konular hem AB’nin hem de Türkiye’nin öncelikleridir.

AB ve Türkiye turizm politikalarını uyumlaştırma sürecinde bir önemli konu da yerel ve bölgesel düzeyde örgütlenmedir. Subsidiarity (her hizmetin ve kararların mümkün olan en alt yönetim kademesinde ele alınması) ilkesi uyarınca AB, üye ülkelerin geniş bir esneklik içinde kendi ulusal turizm örgütlerine dayalı bir karar alması modelini uygulamaktadır.

AB tarafından geliştirilmekte olan ortak turizm politikası daha çok asgari işbirliği ve bilgi paylaşmaya yönelik olup, özendirici ve yönlendirici bir özellik taşımaktadır.

Bu doğrultu’da Türkiye turizm sektöründe örgütlenme yapısını gözden geçirmek durumundadır. Her şeyden önce sektördeki devlet-özel sektör dengesi ve işbölümü yeniden değerlendirilmelidir. AB’de genel eğilim hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin özendirme ve yönlendirme görevi üstlenmesi dışında kalan diğer işlemlerin özel sektöre bırakılmasıdır. Buna karşılık Türkiye’de turizm sektöründe sorumluluk üstlenen özel sektör kuruluşları örgütlenmelerini tamamlayamamışlardır. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) dışında kalan konaklama tesisleri, turizm yatırımcıları, rehberler, yatcılar, yan sektör kuruluşları dernek statüsünü aşan güçlü kuruluşlar tarafından temsil edilememektedir. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekmekte olup, ilk aşamada Türkiye Otelciler Birliği yasası taslağı kanunlaştırılmalıdır.
Türkiye turizm sektörü gerekli uyumu sağlayabildiği ölçüde, AB’ye tam üyeliği beklemeksizin AB ile bütünleşmeyi sağlayabilecek ve karşılıklı yarar esasına dayalı bir ilişkiler sistemi geliştirilmiş olacaktır.

Sadece ekonomik faaliyet alanı olarak görülmemesi gereken ve aynı zamanda ülke halklarının sosyal ve kültür yakınlaşmasında en önemli etken olan Turizm sektörü, AB’nin 17 Aralık 2004 tarihinde aldığı karar doğrultusunda 3 Ekim 2005’de başlayacak olan tam üyelik müzakerelerine ivme kazandıracak ve destek olacak bir öncelikli sektör olarak değerlendirilmelidir.

 

 

VI.STRATEJİLER, POLİTİKALAR,PROBLEMLER,SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Turizm alanında Avrupa birliğinin de desteklediği birçok proje bulunmaktadır. Turizm sektörünün gelişiminde, dolaylı ve dolaysız yoldan etkisi olan AB politikaları şöyle sıralanabilir;

Serbest Dolaşım

AB’nin en büyük başarılarından biri, bütün Topluluk ülkelerinde kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımını sağlamaktır. AB ülkeleri arasında sınır kontrollerinin kaldırılması, Avrupa Tek Pazarı’nın temel unsuru olmuştur. Avrupalı vatandaşların çoğunluğu için, dolaşım serbestliği hakkı, turist olarak seyahat ederlerken kullanılır.

Rekabet Gücünün ve İstihdamın Teşviki

Avrupa turizm sektörüne, GSYH (yüzde 5,5), istihdam (yüzde 6) ve dış ticaret (yüzde 30) bakımından AB ekonomisine önemli bir katkı yapan KOBİ’ler hakimdir. Turizm sektörünün ekonomik önemi nedeniyle, AB, Avrupa turizminin gelişebilmesi için elverişli bir ekonomik ortamın şartlarını teşvik eder.

KOBİ’ler İçin Fırsatların Çoğaltılması

Avrupalı KOBİ’lerin rekabet gücünü iyileştirmek için, AB düzeyinde eylemler başlatılmıştır. Örneğin, turizm işletmeleri, piyasadaki fırsatlarını geliştirmek için onlara bilgi sağlayarak, işletmelere yardım eden “Avrupa Bilgi Merkezi” şebekesinden yararlanabilir. Ayrıca, “BC-NET” şebekesi, işlerini geliştirmek için ortaklar arayan işletmelerin, uluslararalılaşmasını ve işletmeler arası işbirliğini teşvik eder. 1996 yılında kabul edilen ve 1997-2000 dönemini kapsayan, KOBİ’ler için 3’üncü Çok Yıllı Program’ın uygulanmasıyla, diğer fırsatlar da sağlanmıştır.

Ulaştırma Alanında Alınan Tedbirler

Turistlerin çoğu, başlıca seyahat yöntemi olarak karayolunu tercih etse de, havayolu ulaşımının serbestleşmesi, Avrupalı turistler için fırsatları çoğaltmıştır. Bundan elde edilen sonuçlar, daha iyi bağlantılar, daha fazla seçme imkanı ve daha düşük bilet ücretleri olmuştur. Bunun yanında, havayolu rezervasyonlarının çoğunun yapıldığı CRS sistemindeki iyileşmeler, daha büyük bir şeffaflık ve etkinlik getirmiştir.

Turizm Sektörünün Çağdaşlaştırılması

Turizm sektörünün çağdaşlaştırılması, rekabet gücü açısından çok önemli bir faktördür. Öncelikle, öğretmen ve öğrenci hareketliliği, mesleki eğitim yöntemleri geliştirilmesi ve stajyer değişimleri için destek sağlamış olan Socrates ve Leonardo Programları çerçevesinde, öğrenim ve mesleki eğitim desteklenmiştir. Aynı amaçla, yeni bilgi iletişim teknolojilerinin (BIT) geliştirilmesine veya araştırmanın teşvik edilmesine yönelik AB çabaları da söz konusudur. İnternet üzerinde çevrimiçi pazarlama ve bilgi hizmetlerinin doğması, turizm sektöründe köklü değişimlere yol açar. BIT kullanımı, özellikle pazarlama ve rezervasyon açısından, turizmin işleyiş şeklini köklü bir biçimde değiştirecektir. Yeni teknolojilerin Avrupa turizm sektörünün rekabet gücü üzerindeki stratejik etkisinin bilincinde olarak, “Impact II” ve “Telematics” gibi programlar, turizm hizmetleri için teknoloji uygulamalarını ve demonstrasyon faaliyetlerini finanse eder.İşçi hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla, Avrupa Ekonomi Alanı’nın kamusal istihdam servisleriyle işbirliği içinde Komisyon tarafından kurulmuş olan Avrupa İstihdam Servisleri’nin (EURES) artan kullanımı yoluyla, bu sonuçlar kaydedilmiştir. EURES yoluyla, 450 danışman içeren bir şebeke, işçilere, iş mevcudiyeti ve sosyal güvenlik hakları konusunda yardım ve rehberlik sağlar.

Bölgesel Kalkınma

AB üye ülkeleri arasında ve hatta tek bir üye ülkenin bölgeleri arasında, ekonomik ve sosyal kalkınma düzeyleri açısından farklar bulunur. AB Bölgesel Politikası, AB’nin her yerinde eşit fırsatlar sağlamak için bu dengesizlikleri azaltmayı hedefler. AB, bölgesel dengesizliklerin azaltılması ve istihdamın teşvik edilmesi için, turizmin katkısını kabul eder.

Yapısal fonlar ve özellikle Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF), turizm için en önemli AB mali yardımını temin eder. Eylemlerin çoğu, altyapının geliştirilmesi, mesleki vasıfların arttırılması, turizm işletmelerinin geliştirilmesi, konaklama ve diğer turizm tesislerinin ıslah edilmesiyle ilgilidir. Bununla beraber bu fonlar, turizmin gelişmesine daha geniş bir anlamda da katkıda bulunur. Örnegin kırsal alanlarda, kırsal çerçevenin korunmasına, yerel kültürel geleneklerin ve becerilerin sürdürülmesine köylerin yenilenmesine ve “eko-turizm”, “spor turizmi” gibi yeni kırsal turizm pazarlarının gelişmesine katkı yapar.

Çiftçilerin, turizm sektörüne girerek faaliyetlerini çeşitlendirmeleri için de yapısal fonlardan destek sağlanmıştır. Tarım sektöründe istihdamın azalması, kırsal alanlar için alternatif gelir kaynakları bulma çabalarına yol açmıştır. Bir alternatif olarak “kırsal turizm” veya “agriturizm” teşvik edilmektedir. Turizm, balıkçılığa bağımlı olan kıyı bölgelerinin veya eski madencilik sahalarının ekonomik yenileşmesine de yardım eder. Bu amaçla, “Pesca” veya “Konver” programlarından da fon sağlanır. Turizm sektörü, İspanya, Portekiz, İrlanda ve Yunanistan’da çevrenin korunması ve ulaştırma altyapısının iyileştirilmesi amacıyla, “Kaynaşma Fonu” tarafından da desteklenir.

Kaynak: Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği

Turizm Bakanlığı 2020 yılında 60 milyon yabancı turist,50 milyar dolar döviz geliri elde etmeyi hedeflemektedir.Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği(TURSAB) on yıllık dönemde 40 milyon yabancı turist, 35 milyar dolar turizm geliri elde etmeyi, Türkiye Turizm Yatırımcılar Derneği (TYD) ise 2010 yılında 25 milyon turist, 20 milyar dolar turizm geliri sağlamayı hedeflemiştir.(Turizm Bakanlığı, 2002)

Türkiye’nin 2010’lu yıllarda turizm sektöründe beklenen büyüme hızını yakalaması için, en uygun gelişme hedeflerini ve bunlarla tutarlı gelişme stratejilerini belirlemesi gerekmektedir.Turizmin hızlı bir büyüme ile ileri hedeflere ulaşması, bu sektördeki yerel potansiyeli en üst düzeyde kullanabilme becerisine olduğu kadar, uygun yatırım alanlarının belirlenmesi ve gelişmeyi sağlayacak mali kaynak tahsislerinin elde edilmesine bağlıdır.

Turist talebini artıracak ve kişi başı turizm harcamalarını yükseltecek olan spor, eğlence, alışveriş, merkezleri gibi ikincil hizmet tesislerine yönelik lojistik-destekleyici yatırımlar yapılmalıdır.

Turistik ürün arzı çeşitlendirilmelidir.Bu çerçevede termal/sağlık turizmi, eko turizmi,kongre turizmi,yayla turizmi,kültür turizmi ve turizm amaçlı sportif faaliyetlere dönük alternatif turizm yatırımları teşvik edilmelidir.Ürün arzının çeşitlendirilmesi, düşük olan doluluk oranlarının artırılması bakımından da gereklidir.

Turistik ürün arz eden, bu ürünün işletmeciliğini yapan turizm belgeli işletmeler KOBİ kapsamındaki devlet yardım ve desteklerinden yararlandırılmalıdır. Projesi olan ve yeni yatırımları hedefleyen girişimcilere uygun koşullarda finansman ve vergi kolaylığı sağlanarak turizm yatırımları teşvik edilmelidir.Düşük maliyetle birlikte kaliteyi getiren bir yönetim anlayışı olan toplam kalite yönetimi, Türkiye’deki turizm işletmelerine uygulanmalı, bunun için gerekli işletme yönetimi ve örgüt kültürü bu işletmelere kazandırılmalıdır.

VII.KAYNAKLAR

1)www.tursab.org.tr

2)www.duzce.edu.tr

3)www.kultur.gov.tr

4)www.tüik.gov.tr

5)www.unwto.org

6)www.dtm.gov.tr

7)www.sabah.com.tr

8)www.ttyd.org.tr

.

 

Paylaşın

İlişkili Makaleler

Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine  yaş meyve-sebze ihracatı ve karşılaşılan engeller: Turunçgil Meyveler Örneği

About Author

admin